Jimin ve Taehyung okul bahçesinde sohbet etmeye devam ederken ilk ders zili çaldı ve herkesle beraber okula girip sınıflarına doğru yol aldılar.
"Jimin yanımdan ayrılmani istemiyorum."
"Nasıl yani Tae?"
"Basbaya bensiz gitme bir yere Jungkook bi işler peşinde bu yuzden yalnız olmanı istemiyorum."
"Tae ben alışkınım artık alıştım biliyorsun."
"Alışmak zorunda değilsin Jimin ne diyorsun? "
"Son zamanlarda bana o kadar da eziyet etmiyor en azından fiziksel olarak."
"Ne yani madalya mı takalım sana zorbalık etmedi diye kafan mı iyi senin?"
"Sence neden benden bu kadar nefret ediyor TaeTae."
"Zorbalarin zorbalık yapmak için bir nedeni yoktur Jimin."
"Bazen canım yaniyo Taehyung-ah... Ve bu fiziksel değil."
"Ben yanında olduğum sürece sana birsey olmasına izin vermiycem Jiminshi."
"Gerçekten mi, hep yanımda olur musun TaeTae?"
"Herzaman yanındayım miniğim. Ben varken sana zarar veremez kimse.. İzin vermem."
"Teşekkür ederim TaeTae..."
Taehyung'un sarfettigi cümleler Jimini çok güvende hissettirdi. Ama güvende hissettiği tek şey Tae'in ağzından çıkan sözcükler değil di. Taehyung onu bi sarmaşık gibi sardı ve bu Jimini çok rahatlatti. Jimin, Taehyung'un vanilya kokusunu çok seviyordu bu yuzden içine çekmek için sıkı sıkı sarıldı Tae'e. Bazen Tae'i arkadaşlıktan öte sevip sevmediğini düşünmüyor değildi ama bunun üstüne hiç gitmemişti. Böyle biseyi aklından geçirmenin bile yanlis olduğunu düşünüyordu. Ayriyeten Taehyung'un erkeklerden hoşlandığına ihtimal vermediği için bu konuyu açmadan kapatiyordu hep.
"Jiminshi"
"Efendim."
"Hadi gidelim yoksa geç kalacağız."
"Ah evet Seokjin hocanın dersi."
"40 dakika yüz ölçülerini anlatır şimdi bize kkkk"
"Ne o, yüzü senden daha güzel diye kıskandın mı?"
"Kim, ben mi ne kiskanicam benim yüzüm daha yakışıklı."
"Aynen Tae aynen Neneminde bıyığı var."
"Bana bak kasiniyosun he."
"Hee kaşınıyorum gelde kaşı."
Taehyung koridorda Jimini kovalarken Jimin çığlık atıp gülerek ondan kaçmaya çalışıyordu. İkili mutlu bir şekilde vakit geçirirken onları kin ve nefretle izleyen bir kişiden habersizlerdi...Jeon Jungkook.
Jungkook'un ağzından:
Bunlar senin son gülmelerin bolca kahkaha at minik Jimin çünkü ağlamaktan vakit bulamayacaksin. Bu okulu dar edicem sana ve sen TaeTae, cocukluk arkadaşını bırakıp Jimin'in yanında yer aldın. Çok çabuk unutmuşsun olanları, en önemlisi de Sera, Onu çabuk unuttun Tae, umrunda bile olmadi. Anlaşıldı ismi kırmızıyla yazılması gerekenlere sende eklendin Kim Taehyung. Yanımda yer almamanın bedelini ağır ödeyeceksin.Herseyden habersiz eğlenen Vmin ikilisi Tae'in, Jimin'i arkadan tutup gidiklamaya baslamasiyla sona erdi.
"hahahaha bok surat bırak beni"
"Benim güzel faceime laf edersin demek"
"Yok yok valla demedim şaka ettim şaka"
İkili kahkaha atarak sınıftan içeriye girdiğinde Jungkook'un sinirli bakışlarıyla karşılaştılar. Jimin ve Jungkook anlık göz göze geldiğinde jungkook un dudakları alaycı bir şekilde kıvrildi. Jimin, Tae'in kulağına eğilerek fisildamaya basladi:
"Tae şunun bakışlara bak avını görmüş kaplan gibi."
"Cidden anani mi siktik ne bu tavır yani."
"kkk Neyse oturalım hadi"
İkili sıraya oturur oturmaz Jimin Tae e döndü
"Tae, götümde biseyler hissediyorum"
"Jim? Altima sictim deme sakin."
"Saçmalama gerizekali gotum sıraya yapıştı. Napicam?"
"Bi kalk bakayım"
Jimin, Tae'in dediğini yapıp yavaşça kalkarken cart diye bir ses geldi
"Taehyung sanırım donum yırtıldı."
"Of napcaz"
"Bilmiyorum birsey bul yoksa herkes"
ayıcıklı donumu gorucek. "Jimin ve Tae aralarında napacaklarini tartışırken Jungkook un sesi duyuldu.
" Noldu civciv? Sıraya mi yapıştın yoksa."
" Jungkook sen mi yaptın bu salak şakayı Jimine? "
" Salak mi kkk herkes şuan gayet eğleniyor."
" Anaokulunda falan mısın? Bunlar kresten kalma şakalar çünkü."
"Civcivin surat ifadesi beni şuan gayet eğlendiriyor Taehyung karışma."
"Jungkook ne istiyorsun benden?"
"Hicbisey zor durumda kalman hosuma gidiyo civciv."
Jungkook'un alaycı gülmelerini bırakıp birbirlerine dönen Vmin ikilisi Seokjin hocaları gelmeden biseyler yapmalarının gerek olduğunu düşündüler ve o sırada Tae in aklına bir fikir geldi.
"Jimin buldum!"
"Ne oldu ne buldun ne yapicaz?"
"birden ayağa kalk ama kıçın bana dönük olsun."
"Taehyung popoma fetişin varsa söylede bileyim."
"Off saçmalama ayağa kalktığın anda beline gömleğimi sarıcam ki kimse görmesin diye."
"Haa mantıklı helal lan."
"Hadi 1-2-3!"
Jimin kalktığı anda cart diye bi ses duyuldu ama Tae sayesinde kimse görmedi ve Jiminde rezil olmadı bu duruma Jungkook ta bozuldu tabii.
Jimin sevinçle Taehyung'un boynuna atlayıp teşekkür ettikten sonra Seokjin hoca sınıfa girdi.
"Selam çocuklar göz alıcı ışığımın sizi aydınlatmasıni dileyerek günaydınlar diyorum"
"Günaydın hocam"
"Evet oturabilirsiniz."
Seokjin hoca sınıf defteriyle ilgilenirken Jimin de Tae e bulasmaktan geri kalmadı tabii.
"TaeTae? Seokjin hocaya onun hakkında dediklerini söyleyeyim mi ehehhe"
"Jimin sakın"
"Soylicem banane. Seokjin hocam?!"
"Efendim Jimin"
"Hocam Tae bugün sizden daha yakışıklı olduğunu iddia etti. Bu duruma ne diyorsunuz."
"Ah, Taehyung?"
"Efendim hocam"
"Doğru mu?"
"Ee şey... Evet hocam..."
"Yüzün altın orana uyuyor mu?"
"Hayir hocam"
"Benim yüzüm tam olarak uyuyor şimdi oturabilirsin."
Taehyung ağzı açık birsekilde bakakalirken Seokjin cool birsekilde işine devam etti. Jimin de Taehyung'a gülüyordu. Jungkook ise olanlarla ilgilenmeyip hala onları çatık kaşlariyla izlemeye devam ediyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OBLIVION
Fanfiction"-Önüne baksana aptal!" -"Ö-Özür d-d-dilerim birdaha olmaz." -Olamaz zaten. Aksi halde, neler yapabileceğimi biliyorsun değil mi civcivim." Park Jimin Seoul Lisesin de Güzel Sanatlar bölümünde okuyordu. Jimin öğretmenlerinin gözdesi ve okul birincis...