İkili koşarak kütüphaneden çıktılar. Salona vardıklarında herkesin orda olduğunu gördüler.
"Ne sikim dönüyor burda?"
Kız düşüncelerini sesli dile getirdiğinden herkes ona dönüp bakmış, ardından bakışlarını geri çevirmişlerdi.
"Banka soygunu. Rehinelerde var. İşiniz bittikten sonra sizi halka açıklayacağım."
Herkes annelerinin dağıttı maskeleri alıp takmışlardı. Herkes dışarı doğru adımlarken Darlene, Amy'nin yanına yaklaştı.
"Bu boktan maske işini kim çıkartı başımıza? Şu halimize bak!"
Amy kızın yakınmasına kendini tutamayıp kahkaha attığında sesi bir öksürük sesiyle son buldu.
"Herkes birbirinin elini tutsun."
Babalarının komutuyla ışınlanacaklarını anladığı için sıkıca bir eliyle Darlene'nin elini, diğer eliyle de Luther'ın elini kavradı.
Çıkan mavi ışıkla ışınlandıklarını anladıklarında herkes etrafa bakındı.
Hızlı adımlarla binanın içine girdiler.
Allison, yavaşça bir adamın yanına yaklaştı."Bir söylenti duydum..."
Adam anlamsızca kıza döndü.
"Hey! Senin burda olmaman gerek! Diğerlerinin yanına git!"
Allison olduğu yerde durup cümlesine devam etti.
"Arkadaşını ayaklarındam vurduğuna dair bir söylenti duydum."
Adam gücün etkisine girmiş, arkadaşının ayağına sıkmıştı.
Gücün etkisinden çıktığında şaşkınlıkla etrafına bakındı. Ama kız yerinde değildi.Luther bir adamı tutup dışarı fırlattı.
Diego adamlarla dövüşürken iki bıçağını eline alıp fırlatmadan önce konuştu.
"Silahlar aptallar içindir. Erkekler bıçak kullanır."
Bıçakları bir adama saplandığında adam duvara çarpmış ve kanı duvara bulaşmıştı.
Amy hızlıca iki adamın önüne uçarak geldiğinde gözlerindeki mavi daha da parlak bir hal aldı.
"Biraz eğlenceye ne dersiniz beyler?"
Kız yüzündeki sırıtışla konuştuğunda adamların cevap vermesine izin vermeden onları duvardan duvara çarpmaya başladı.
Darlene, gizlice yaklaştığı adamın kafasına elini yaklaştırdı. Ellerinden çıkan kırmızı dumanlarla adamın zihnine girip, ona en büyük korkusunu gösterdi. Adam daha fazla bu acıya katlanamayarak yere yığıldı. Kız adamın üstünden geçip gitti.
Klaus adamlarla dövüşüyor, Ben ise ahtapot kollarıyla ona yardım ediyordu.
Bir adam masanın üstüne çıkmış, kardeşlere silah doğrultuyordu.
"Yaklaşmayın! Eğer yaklaşırsanız-"
"Eğer yaklaşırsak ne? Ne yaparsın?"
Five adamın karşısına, masaya ışınlanıp konuştu. Adam Five'ın olduğu yere ateş açmaya başlamıştı ancak Five çoktan geri ışınlanmıştı. Adam hala deli gibi Aynı yere sıkarak mermisini bitiriyordu. Five adamın arkasına ışınlanarak kollarını göğüsünde birleştirdi.
Adam arkasını dönüp Five'a tekrar dönüp ateş etmeye çalıştığında elinde sadece bir zımba vardı."Vay be! Ne havalı zımba."
•••••••••••••••
Babaları basına çocukları açıklamış, şimdi ise soruları cevaplıyordu.
Hiçbirinin basınların arasında silahla bekleyen bir adam olduğunu bilmiyordu.
Babaları konuşmaya devam ederken sözü onlara ateş alan silahla son buldu.
Digeo hızlıca yanındaki ikizini kolları altına aldı. Silah sesleri durunca herkes geri kalktı.
Amy etrafını tararken görmek istemiyeceği bir şey gördü. Five gücünü çok kullandığından ışınlamamış, karnına bir kurşun yemişti. Çocuk eliyle baskı yapsada akana kan yeterince fazlaydı.
Amy ikizinden kurtularak çocuğun yanına koştu.
Five o sırada yere yığılmıştı.
Kız, çocuğun kafasını kucağına koymuş, ince eliyle çocuğun yarasına baskı uyguluyordu."Five! Lütfen yardım edin! Darlene! Lütfen!"
Kız ağlayarak bağırdığında herkes olduğu şoktan çıkmıştı.
Amy eliyle çocuğun maskesini çıkarıp kenara attı.
Basının işi ise hala onları çekmekti.
Tüm kardeşler yanlarına geldi.
Darlene, tıpkı Amy gibi çocuğun yanına oturdu. Amy yaşlı gözlerle ona baktı."Darlene. Lütfen! Bir şeyler yap! Ölüyor!"
"Tamam Amy. Onu iyileştireceğim ama başını kucağından dikkatlice indirmelisin."
Amy hızlıca başını salladı. Çocuğu dikkatlice yere yatırdıklarında Amy sıkıca Five'ın elini tutuyordu.
Darlene, Five'ın üniformasını açtı. Yaratı görünce gözlerini yumarak elini yaranın üstüne getirdi.
Elinden çıkan kırmızı dumanlar çocuğun yarasıyla birleşti. Yara yavaş yavaş kapandı.
İşi bittikten sonra Darlene gözlerini açtı. Çocuklar bunları yaparken babaları sadece izliyordu.
Luther hızlıca Five'ı kucakladı. Tüm kardeşler babalarına döndüğünde Darlene basına dönmüştü."Ne çekiyorsunuz! İşiniz yok mu sizin!"
Ben usulca kızın yanına yaklaştı.
"İşleri bu zaten Darlene."
Darlene sinirle çocuğa döndü.
"Aman bana ne be! Çekmesinler!"
Ben 'anlıyorum' der gibi kafasını salladı ve diğer kardeşlerine yetiştiler.
•••••••••••••••
Five yatağına yatırılmıştı ve Amy'de onun başında bekliyordu.
Darlene ve Diego salonda oturmuş birbirlerine hiçbir şey söylemeden oturuyorlardı.
Darlene, baş dönmesini ve göz kararmasını hiçe sayarak ayağa kalktı. Mutfağa doğru ilerledi. Bardağı alıp su doldururken artık eli hiçbir şey tutamaz oldu. Su dolu bardağı düşürdüğünde kendi de yere yığıldı.
Diego duyduğu kırılma sesiyle ayaklandı. Yavaş yavaş mutfağa doğru ilerlerken bir yandan da kızın adını söylüyordu. Mutfağın kapısını açtığı zaman yerde bilinçsizce yatan kızla karşılaştı."Darlene!"
•••••••••••••••
Burda kestiğim için çok mutluyum🤟🏻
Ay kaos yazmak çok guzel.
Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyinn.
667 kelime💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Summertime sadness •Five Hargreeves•
Teen Fiction"Eğer gidersen seni hayatım boyunca affetmem Five!" Çocuk, ona kırgınlıkla bakan genç kızın gözlerinin içine bakamadı. Bu sözler bile ağır gelmişti ona. Kız dolan gözleriyle çocuğun elini kavradı. "Terk mi edeceksin beni?"