Tüm çocuklar babalarıyla kahvaltı yapıyor, seslerini çıkarmıyorlardı.
"Numara sıfır, kahvaltın bitince odama gel."
Kız, babasının otoriter sesini duyduğu zaman yutkundu. Gözlerini kardeşlerinde tek tek gezdirdiğinde Vanya bile ona gitmemesi için kafasını sallarken Amy babasına sahte bir tebessüm sundu.
"Tamam, baba."
Darlene ona kaşlarını çatmış bir şekilde ona bakarken Diego hırsla elindeki çatal bıçağı masaya fırlattı.
"Ben doydum. Size afiyet olsun."
Kimsenin bir şey demesine izin vermeden kalkıp gittiğinde Amy, yanındaki çocuğun elini bacağında hissetti.
Hızlıca ona döndüğünde Five kafasını
'Gitme' der gibi salladı.
Ama Amy hayır dese bile o bodruma gitmek zorunda olduğunu biliyordu. O istese de istemese de gitmeliydi.•••••••••••••••
Çalan zil sesiyle Amy vaktin geldiğini anlamış yavaşça bodruma yönelmişti.
Merdivenleri aşarak bodrumun kapısına ulaştı. Yavaşça kapıyı açıp içeri girdi. Babası çalışma masasında otururken annesi ve Pogo ona şefkatle bakıyordu. Annesinin yanına yaklaşıp ona uzattığı önlüğü giymek için diğer odaya geçti. İçeri geri geldiğinde çoktan babası ayağa kalkmış, sedyesi hazırlanmıştı.
Kız ezbere bildiği şeyleri tekrar yapmaya başladı.•••••••••••••••
Çocuklar babalarının önünde dizilmiş, gelecek emri bekliyorlardı.
"Herkes aynı eşleriyle yerlerini alsın."
Adamın sesiyle çocuklar eşlerini alırken Five olduğu yerde durmuştu.
Amy iki saattir ortada olmadığı gibi kızın şuan ne halde olduğunu bilmemek onu deli ediyordu. Babası garip bir şekilde odadan çıkmak için kapıya yaklaştığında Five, hızlıca babasının yanına geldi."Amy nerede?"
Babası ona üstten bir bakış atıp çıkmaya çalıştığında çocuk önüne ışınlandı.
"Amy nerede dedim baba."
"Numara sıfır benim odamda. Bir sıkıntı mı var?"
Five dişlerini sıktı. Fısıltıyla adama konuştu.
"Darlene'i bu boktan işin içinden nasıl kurtardıysam Amy'yi de o şekilde kurtaracağım."
Çocuk, babasının sözünü dinlemeden odanın içine ışınlandı.
O sırada Darlene ve Diego ikilisi yerlerini almıştı. Kız, serumunun bitmesini beklemeden çekip çıkardığı için baş dönmesine engel olamıyor, bilincini ayık tutmakta zorlanıyordu. Normal şartlarda Darlene dövüş konusunda herkesten iyi olmasına rağmen şuan tek yumrukla inebilir ve kendini savunamazdı.
Diego kızın hızlı nefes alışverişlerinden bir sorun olduğunu anladı. Yavaşça kızın yanına yaklaştı."Darlene, iyi misin?"
Kız, çocuğun ne dediğini bile duyamamıştı. Darlene bayılacağını anladığında konuştu.
"Diego, korkma ama galiba bayılacağım."
Diego daha hiç bir şey söyleyemeden kız, onun kollarına düştü.
Diego kollarında ki kızı yavaşça yere bıraktı. Yanına eğildiğinde kızın adını söylüyor, nabzını kontrol ediyordu.
İkiliyi ilk fark eden Allison oldu.
Kızı yerde yatarken gördüğü zaman hızlıca o tarafa koştu."Darlene!"
Allison'un bağırmasıyla diğer kardeşlerde o tarafa döndü.
"Tanrım..."
Klaus şaşkınlıkla dönüp konuştuğunda Ben'le o tarafa doğru koşmaya başladılar.
Five hızlıca kızın yanına geldi."N'oldu?"
Diego kızın suratını tokatlayıp duruyordu. Klaus çocuğun elini tutup çekti.
"Emin ol uyandığı zaman senden bunun öcünü çıkarır ve tokatlaman uyanmasını sağlamıyor."
Vanya kıza korkuyla bakarken mırıldanmaya başladı.
"Anneme götürsek iyi olur."
Diğer herkes kıza hak verdi. Diego hızlıca kızı kucağına aldı ve merdivenlere yöneldi. Diğer herkes arklarından gelirken Five hızlıca revire ışınlandı.
Ancak annesi burda yoktu.
Diğerleri kapıyı açıp geldiğinde Diego hızlıca kızı sedyeye yatırdı.
Ben etrafına bakındı."Annem nerde?"
Five bir şeylerin ters döndüğünü anladı. Amy saatlerdir ortada yoktu ve ne Pogo ne de anneleri hiçbir yerde yoktu.
"Ben gidip anneme bakacağım."
"Bende geliyorum."
Allison öne atılıp konuştuğunda Five daha fazla üstelemek ve zaman kaybetmek istemediğinden kızın kolundan tutup bodruma ışınladı.
•••••••••••••••
Grace, kızın nefes alıp almadığını kontrol ediyor, nabzına bakıyordu. Emin olduktan sonra Pogo'ya döndü."Nefes almıyor. Nabzı da yok."
Pogo kafasını salladı ve gereken eşyaları getirdi.
Kadın ilk önce elektro şok cihazını almak isteyince Pogo onu durdurdu."İlacı ilk enjekte edeceksin."
Kadın kafa karışıklığıyla ilaç ve iğneyi eline aldı. İlacı iğneye doldururken kapının sertçe açılma sesi duyuldu.
İkili kapıya baktılarında Five ve Allison ikilisini görmeyi beklemiyorlardı.
Ancak karşılarındaki ikilinin tek odak noktası arkalarında nefes almayan kızdaydı."Amy..."
Allison elini ağzına götürerek konuştuğunda anneleri daha çok beklerse işin daha da kötüleşeceğini bildiğinden hızlıca kızın göğüsünün bir kısmını açıp ilacı enjekte etti. Odadaki dört kişide kızın aniden uyanmasını beklerken kızın durumunda hiçbir değişiklik olmadı. Grace ilacı tekrar enjekte etti. Tekrar ve tekrar. Allison daha şiddetli ağlamaya başlayınca Five annesini ve Pogo'yu kızın yanından çekti. Eliyle kızın nabzını kontrol etti, atmıyordu. Five sinirle bağırmaya başladı.
"Nabzı atmıyor! Neden nabzı atmıyor? Ne yaptınız?! Amy'yi öldürdünüz mü?!"İkili çocuğun dediklerine sessiz kalırken kadın kapının önünde ağlayan kıza baktı.
"Darlene'i çağırmanız gerek. O bir şeyler yapabilir."
Five ile Allison birbirlerine baktılar. Allison ağlamaktan çatallanmış sesiyle konuştu.
"Anne, Darlene bayıldı."
Bu sefer diğer ikili birbirleriyle bakıştılar. Artık bulaştıkların işin ciddiyetini iyice kavramış, ne yapacaklarını düşünüyorlardı.
•••••••••••••••
Ay merhabaaaaaaaaaa.
Nasilsiniz bebislerimmm<3
Ay bolum pek icime sinmedi ama yine de atiyorum.Diger bolum hakkinda bi tahmininiz varsa yazinn.
Oy ve yorum atmayi unutmayinn seviliyorsunuzz💕
731 kelime😋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Summertime sadness •Five Hargreeves•
Fiksi Remaja"Eğer gidersen seni hayatım boyunca affetmem Five!" Çocuk, ona kırgınlıkla bakan genç kızın gözlerinin içine bakamadı. Bu sözler bile ağır gelmişti ona. Kız dolan gözleriyle çocuğun elini kavradı. "Terk mi edeceksin beni?"