BİO AŞİRET AİLE DERKEN¿ (ASKIDA)

5.

Savaş ve Ateş bana bakıyorlardı ve en az benim gibi onlarda hangi suyu alacağımı merak ediyorlardı. Ben tam karar verecekken telefonum çaldı ve bu çalış beni kurtardı. Savaşla birlikte müdür odasından telefonları aldığımız için telefonum şuanda büyük bir kurtarıcılık yapıyor.

Telefonumu eteğimin cebimden çıkarıp arayana baktığımda Gangjae ile Rosa'nın görüntülü aradığını gördüm ki benimle birlikte hem ateş hemde savaş kafalarını eğip telefonuma bakınca ikisininde kaşları çatıldı. Bende hemen bi hışımla masadan kalkıp ''ııı şey benim telefonu açmam gerekiyor da kusura bakmayın acill'' Deyip koşarak bahçeye çıktım. Zaten ağzımın acısı da geçmişti. Ayrıca zaten bahçe kapısı kantine açılıyordu. Buda benim işime gelmişti.

Koşarak bir bank'a oturdum. Telefonu açıp yüz acıma kaldırdım.

Telefonla konuşurken zil çaldı. Ne ara bütün öğle arasını harcamıştık biz böyle¿. Herneyse diyerekten koşarak sınıfa çıktım. Sınıfa çıktığımda ateşin kafasını sıraya koyup uyuduğunu görünce 'uyandırsammı acaba' diye düşünmeden edemedim. Yavaşça sıraya doğru ilerleyip kolundan dürttüm. Kafasını kaldırmayınca bir kere daha aynı şeyi yaptım. Bu sefer kafasını kaldırıp bana bakmıştı sonunda. Bende ona ''sırama oturmam gerekiyor da. Rahatsız ettiğim için üzgünüm''. Diyince anlık bir yumuşadı sonra tekrar duygusuz eski suratına geri döndü.

Yavaşça yana kayıp yüzüme baktı. Bende tebessüm edip yanına oturdum. Ona dönüp'' senin canın mı sıkkın neden moralin bozuk?'' Deyince yok denilcek kadar az tebessüm edip ''önemli bir şey değil boşver. Hem sen bir daha derslerde uyumayacaksın demi. Çünkü heralde aldığın cezayla ders almışsındır diye düşünüyorum.'' Deyince bende gülümseyip.''ahh o konu mm sanırım benim psikolojime bağlı. Yani şöyleki mutsuzsam,sinirliysem,üzgünsem veya yorgunsam uyurum ama mutluysam,şanslı günümse,enerjiksem uyumam hatta not bile tutma gibi bir huyum var. Işte böyle Ateş'cik. Yani anlayacağın herşey benim ruhsal fonksiyonlarıma bağlı.'' Deyip tebessüm ettim.

Oda önce bir afalladı bu tek nefeste söylediklerime sonra oda gülümseyip'' hmm anladım tamam ozaman demekki senin moralini bozabilicek herhangi bir şey yapmamamız gerekiyormuş.'' Deyince ikimizde güldük ancak maalesefki bu an çok kısa sürmüştü çünkü hoca sınıfa girmişti. Ders COĞRAFYA'ydı ama bu ders sanırım türkçeden sonraki en zor derslerden. Çünkü kore'deyken buna benzer bir ders işliyorduk fakat dediğim gibi kore'deyken şimdi Türkiye'deyim ve anlaşıldığı üzre derslerde farklılıklar oluyor. Bu yüzdende yeni bir ders görüyormuş gibi hissediyorum. Hadi matematik,biyoloji,ve ingilizce hemen hemen aynı fakat bunlar coğrafi olarakta çokça zorluyor beni.

Dersteyken sürekli ateşin başının etini yedim çünkü anlamadığım zibilyonca kelime vardı. Oda sabırla hepsini anlattı saolsun. Aslında çok iyi çocuktu fakat onda anlamadığım bazı şeyler vardı. Mesela bazen bana bahşettiği bakışları çok farklıydı. Yada ne biliyim bana olan korumacı tavırlarında farklı hissettiriyodu insanı.

Ben bunları düşünürken zil çaldı ve demekki okulun bitmesine sonn 2 ders. Ben bunun mutluluğunu yaşayıp karşıdaki tahtaya mal mal gülerken ateş kolum dürtüp ''şşt kızım iyimisin ne bu surat hayır yani tahtayla aranızda bir ilişkimi vardıda biz bilmiyoruz.'' Deyince daha çok kahkaha attım. Komik çocuk yaa'' ahahah sen komik misin bakiyim. Gülümsememin sebebi aklıma okulun bitmesine son 2 dersin kaldığı gelmişti de oyuzden mutlu olmuştum da. Hayır yani sanane ben niye bunu sana anlatıyorsam.'' Deyip trip atar gibi kollarımı birleştirip önüme döndüm. ''Sen şimdi bana trip mi atıyorsun.'' Deyip bana şaşkınca bakınca ''yoo ne trip atcam hayır yani niye atıyimki demi yani'' diye saçmalayarak sıradan kalktım tam sınıftan çıkıcam derken karşı sınıftaki aptal selin ve ondanda aptal buse çıktı. (Hatırlamayalar için geçen bölümdeki kavga ettiği kızlar.) Selin beni görünce kahkaha patlatıp bana doğru yaklaşmaya başladılar. Bende göz devirip kollarımı önümde birleştirerek yanıma gelmelerini bekledim.