OyuncakBebek✓

7.5K 39 31
                                    

Bir salgın yayılmış ve dünya nufusunun üçte ikisi yok olmuştu. Artık herkes eşit statüde herkes zengindi. Herkes zengin olunca çalışacak kimse kalmamış ve Burda da devreye çinliler girmiş ve labaratuar ortaminda insan olusturmuslardi. Bu insanlar bir kaç senede yetişkin hal alıyor ve insandan farksız bir döngü yaşıyorlardı. Çinliler tüm dünyaya bu insanları göndermeye başlamisdı

Engin ....

30 yaşında ailesini birkaç sene önce hastalıktan kaybetmiş... Onların anılarıyla yasayamayacağini anlayınca başka bir eve yerleşmişti. Artık herkes zengindi ve sürekli para harcayan bir topluluk peydah olmuştu. Tabiki isteklerini karşılamak için birilerinin bir düzen kurması gerekiyordu.

Aile şirketimiz ve fabrikalarının vardı. Çalışanların tamamı biyonik adı verilen oyuncaklardan ibaretti.

Fabrikaya gitmiyordum. Orayi ailemden kalan tek kişi olan Tekin idare ediyordu. Kadınlı erkekli yapay insanlarla dolu bir bina haline gelmişti. Kimse çalışmıyor işlerini yapmasi için bu yapay insanları evlerine alıyorlardı. Temizlik fabrika ve sanayi okul eğitim her alanda bu bebekler yer almaktaydı.... Biraz onları samimi bulmadığım ve her alanda görmek istemememden biraz tüm ailemin kollarımda can vermesinin oluşturduğu ruh halinden olsa gerek içime kapanmış ve kendimi eve kapatmıştım.

Günler bu şekilde gelip geçiyor.. insanlar çalışmak zorunda olmadıkları için tüm eğilimlerini çoğalmaya vermiş ve azimle dünya nüfusunu arttırıyorlardi. Bilim adamlarının tahminlerine göre birkaç sene içinde eski nüfusa ulaşmamız söz konusu olabilirdi. Aklıma bir kaç sene önce karımla aramızda geçen bir konuşma geldi. Ela tek çocuğumuzdu ve henüz altı yaşındaydı. Israrla bir çocuk daha istediğimde eşim "bu dünya ya ikinci bir çocuk getirmek akıl karı değil geçim zor durumumuz ve onlara sunacağımız hayat kısıtlı en iyisi yeni bir çocuk yapmak yerine kızımızı en güzel şekilde yetiştirmek.... " Demiş konuyu kapatmıştı. Şimdi ise hükümetler basbas bağırıyor çocuk yapılması için yalvarıyordu.

Televizyonu kapatmış saçma dusuncelerimi bir kenara bırakmış ve yatmak için odama geçmiştim.

Sabah bangır bangır çalan kapıyla ayaklanmış kapıyı açtığımda ifadesiz yüzleriyle bana bakan iki yapay insanla burun buruna gelmiştim. Buyrun dediğinde bana iyi günler dileyerek konuya girmiş. Paketiniz var diyerek buzdolabı kutusuna benzer bir kutuyu içeri bırakıp imzamı alıp gitmişlerdi. Uyku halinden olsa gerek benim paketim olmadığını dusunememistim.

Elimdeki kağıtta ki adres benim evim fakat alıcı ben değildim. Eski postalardan bildiğim kadarıyla benden önceki ev sahibinin kargosuydu ve o herif farklı bir ülkeye gitmişti. Neyse ne diyerek kutuyu açmaya başlamış ve gördüğümde kufuru basmistim. Kutudan 18 20 yaşında bı insana akran esmer beyaz tenli bir yapay insan çıkmisti. Televizyondan gördüğüm ve Tekin'den duyduğum kadarıyla bu oyuncaklara hakimdim. Bir kaç saat sonra uyanacagini bildiğim için onu misafir odasına yatırmış ve bırakmıştım.

1 adı Sina

2 başlangıç yaşı 23

3 Sahibine özel üretilmiş ve ilk kurulumdan sonra sahibine sadık bir hayat arkadaşı olacaktır.

4 yemek temizlik ütü vs tüm becerilerle donatılmıştır.

Gerisini okuma gereği duymamıştım. Kısa sürede uyanmış tanışmış evi tanıtmış kalacağı odayı göstermiş ve yemek yiyip yiyemediğini sormuştum sonuçta bı oyuncaktı.

Yemek uyku ve dinlenmek gibi ihtiyaçları olduğunu söylemişti. Şaşırtıcıydı bu kadarını beklemiyordum.

- Bu günlük kahvaltıyı ben halledeyim sende evi öğrenmeye çalış sonrasında mutfağı sana birakirim. Yanlış anlama ama seni ben sipariş etmedim ama uretildikten sonra iade edilmediğini biliyorum kabaca bu evde birlikde yasayacaksak biseyleri bolusmeliyiz... Anlaştık mı?

Kızıl Kaplı DefterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin