LÜTFEN VOTE ATIP YORUM YAZIN
HÜRREM SULTAN
Sabah başımın zonglamasıyla uyanmıştım .çünkü gece bir türlü uyuyamamıştım ikide bir uyanıp durmuştum ve bu yüzdende başım çok ağrıyordu. Yatakta doğruldum ve dün olanları teker teker düşündüm. Mahidevran bebeğini kaybetmişti, ve nigarın bana anlattığı adam son olarakta defterimi arayıp bulamamam.
Ayağa kalktım camları açtım ve ciğerlerim temiz hava ile buluştu bu beni biraz olsun rahatlatmıştı. Şehzademi görmek için yan odaya geçtim mışıl mışıl uyuyordu onu biraz izledikten sonra tekrar odama geçtim...Üstümü değiştirmiş kahvaltımı ediyorken içeri nigar girdi.
Nigar "Sabah şerifleriniz hayırlı olsun sultanım" dedi.
Bende gülümseyip "seninde hayırlı olsun nigar kalfa, ne oldu neden geldin aslında gelmen iyi oldu senden bir şey isteyecektim" dedim.
Nigar "Sultanım bugün hatice sultan ile valide sultanımız mahidevran sultana geçmiş olsuna gidecekler sizinde gitmeniz icab eder"dedi.
Bir iç çekip tekrar nigara döndüm ve "tamam giderim sorun değil" dedim. Mahidevranla her ne kadar iyi anlaşamasakta bebeğini kaybetti ve el mecbur bir geçmiş olsun demem lazımdı. Hem sarayda bu işler böyle yürürdü. Nigarın bana seslenmesiyle dikkatimi ona verdim.
Nigar" sultanım peki siz benden ne isteyecektiniz" dedi. Elimle nigar kalfaya yaklaş işareti yaptım. O da yaklaşınca kısık bir sesle konuşmaya başladım.
"..."
Nigar" Sultanım ama bu çok tehlikeli bir şey değil mi?" dedi.
Kafamı sallayıp " ama bunu yapmak zorundasın nigar kalfa o defterde benim için çok önemli şeyler yazıyor" dedim.
- Nigar sıkıntılı bir biçimde iç çekti ve "iyide sultanım ya yakalanırsam o zaman ne olacak" dedi. Bende "dediğimi yap" dedim.
Nigar etrafta gözlerini dolaştırıp gözleri beni bulduğunda kafasını sallayıp "peki madem siz öyle istiyorsunuz sultanım bende yaparım ama ne zaman yapacağım?" dedi.
Yüzüme bir gülümseme yerleşirken "yarın diye düşünüyorum ama kesin değil yani büyük ihtimalle yarın yapacağız" dedim. Nigarda konuyu daha fazla uzatmayıp 'tamam o zaman izninizle ben çıkıyorum' deyip çıktı. Bende hemen kahvaltımı bitirip hazırlanıp Mahidevranın odasına doğru yol aldım...
"İyisin demi biraz daha mahidevran" dedi Hatice sultan azıcık endişeli ses tonuyla. Şuan ne mi oluyor Hatice sultan ve ben Mahidevranın odasındayız ben geldikten kısa bir süre sonra Hatice sultanda gelmişti. Valide sultan gelmemişti çünkü sabah erkenden gelmiş ve mahidevran sultanı görmüştü.Ben bu düşüncelere dalmışken mahidevranın sesiyle irkildim ve dikkatimi ona verdim. Mahidevransa gülümseyip "biraz daha iyiyim sultanım" dedi. Ben odayı incelerken hatice sultan ve Mahidevran sultan sohbet ediyorlardı. Miğdemin bulanmasıyla odayı incelemeyi bırakıp elimi karnıma götürdüm bunu gören Hatice sultan "Hürrem iyi misin ?" dedi. Bakışlarımı Hatice sultana çevirip" iyim sadece biraz miğdem bulandı odama gitsem iyi olur" deyip ayakalndım. Ben ayaklanınca Hatice sultanda ayaklandı "bende artık odama gitsem iyi olur zaten hasta mziyaretinin kısası makbuldur sanada tekrardan geçmiş olsun Mahidevran" dedi ve kapıya doğru adım attı bende Hatice sultan gibi bir şeyler zırvalayıp odadan çıktım... Uzun koridorların sonunda odamın kapısını görünce bir rahatlama hissi geldi. Kapının yanına yaklaştığımı gören muhafızlar hemen kapıyı açtılar bende içeri bodaslama daldım. Yerle buluşmamak için büyük emeklerimin sonucunda ayak bileğimi burkmuştum bir bu eksikti zaten. Yatağıma doğru ilerlerken gözlerim yatağımın üsütündeki kutuyla buluştu. Yatağıma oturup kutuyu elime aldım.- Kutuyu biraz inceledim ya da gelişi güzel baktım diyelim çünkü simsiyah kutuydu sadece siyahtı. kutunun kapağını kaldırdım ve küçük siyah kutunun içi kırmızıydı ve içinde de geçen seferki gibi bir kapıt parçası vardı rulo şeklinde sarılmıştı. Rulo şeklindeki kağıtı alıp kutuyu tekrar yatağa koydum. Kağıdın üstündeki ipi çözünce kağıt açıldı. Geçen ki gibi türkçe değil ukraynaca yazıyordu. "Oysa ben seni umut ederken bir başkasının gelmesi tam bir hayal kırıklığıydı. Bu akşam saat 8'de sarayın arka bahçesinde seni tekrardan bekliyor olacağım" yazıyordu. Kafam allak bullak olmuştu. Neydi bu şimdi? Benim değil de nigarın gittiğini nasıl biliyordu? En önemlisi de bana bunları yazıp gönderen kimdi? ve ben buluşma yerine gitsem mi gitmesem mi? Yan odanın kapısını açıp içeri girdim. Sevim hatun mehmedimi beşiğinde sallıyordu. Benim geldiğimi görünce hemen ayaklandı bende şehzade mehmedimin uyanmaması için kısık bir sesle "odama ben yokken herhangi biri girdi mi?" dedim. O da benim gibi kısık sesle "hayır sultanım kimse girmedi "dedi. Yan odadan çıkıp kendi odama gelip kapıyı açtım ve muhafızlara "odama herhangi biri girdi mi?" dedim. Kafalarını olumsuz anlamda sallayıp "hayır sultanım hiç kimse girmedi?" dediler. Odamın önünden geçen bir cariyeyi durdurup "bana nigar kalfayı çağır" dedim. Başını olumlu anlamda sallayıp hareme doğru giden koridora girdi bende odama tekrardan girdim. Odamda bir sağa bir sola doğru giderken bileğimin hafif sızlamasıyla yatağıma oturup küçük siyah kutuyu tekrardan elime aldım. Sonrada yatağımın yanındaki çekmeceyi çekip geçenki kırmızı güllü kutuyu elime aldım. İkisini birden tekrar tekrar incelerken kapının açılmasıyla dikkatimi kapıya verdim.
Nigar kalfa gelmişti. Bir elimdeki küçük kutulara bakıyor bir de bana bakıyordu.
"gel yanıma otur nigar "dedim.
Hiç tereddüt etmeden yanıma oturdu ve konuşmaya başladı" sultanım ne oldu beni neden çağırdınız" diye sorarken ben konuya bodoslama dalıp "hani ben seni çeşmenin orayı gözetlemen için göndermiştim ya sende cariyelerin konuşmalarına tanık olup bir adam görmüştün işte o adam seni gördü mü?" dedim.
"Hayır sultanım yani beni görmüş olamaz" dedi.
"tamam , bu arada saat 8de seninle beraber çeşmeye gidicez haberin olsun birde siyah giyki karanlıkta belli olmayalım" dedim.
"Tamam sultanım bu arada size bir şey söylemem gerekiyor" dedi.
Bende "söyle nigar "dedim.
"Sultanım 2 gün sonra valide sultan haremin yönetimini ya size ya da mahidevran sultana bırakacakmış hanginizin haremin başına geçiceğinizi ise haremdeki cariyeler belirleyecekmiş" dedi. Bu kadar olayın içinde haremin yönetimi tamamen aklımdan çıkmıştı.
"tamamen unutmuşum onu hatırlattığın için sağ ol neyse yarın cariyelere takılar falan bir şeyler dağıtalım gönüllerini kazanmak için" dedim. Beni başıyla onayladı." Bu arada sana sabah anlattığım planı yarın uyguluyoruz" dedim. Gözlerinde biraz endişe belirirken Nigara "endişelenme hallediceğiz" dedim. O da "Tamam sultanım" dedi . Kapının tıklatılmasıyla ikimizinde bakışları kapıya yöneldi. İçeri Ali ağa girdi ve "hürrem sultanım Hatice sultanımız nigar kalfayı çağırı-" derken ben sözünü kesip "nigar gidebilirsin" dedim. Nigarla ali ağa çıktıktan sonra bende ne yapsam diye düşünürken en iyisi hareme gitmek olduğuna karar verdim. Aynanın karşısına geçip saçlarımı düzeltip odadan dışarı çıktım. Hareme doğru giderken Şehzademi de almak istediğim için odama geri dönmek için bir U dönüşü yaptım. Odama yaklaştığımı gören Muhafızlar kapıyı direk açınca bende hemen içeri girip yan odaya girdim. Odaya girdiğimde Mehmette sevim hatunda uyuyordu. Bende ses çıkartmadan odanın kapısını açıp kendi odama girdim. Yatağımın üstünde bugünki kutudan çıkan kağıtı görünce hemen yatağın kenarındaki çekmeceye kağıdı koyup odamdan çıktım. Uzun koridorlardan geçerken bir ses duyunca hemen durdum ve sesin geldiği tarafa doğru ilerledim. Ben yaklaştıkça sesde arttı. Konuşan kişiyi sesinden pek anlamasamda tanıdık biriydi ve kadındı. Sesin hemen önümdeki koridordan geldiğini duyunca çıkıntılı bir duvarın arkasına girip konuşulanları dinlemeye başladım.
Tanıdık kadın sesi " Ama ne yapacağımı bilemiyorum belki en yakın zamanda söylerim" dedi. Bu sesin kime ait olabileceğini düşünürken aklıma hatice sultan geldi. Hemen başımı biraz kaldırıp önümdeki manzaraya baktım ve ben ŞOOOK!!!
LÜTFEN VOTE ATIP YORUM YAZIN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜRREM SULTANIN HAYATI
Ficción históricaKaradeniz'den Boğaz'a yavaşça giren ve bir sürü esir cariye taşıyan Osmanlı gemilerinden birindeydi. Artık onun hayatı hiç olmadığı kadar çok değişecekti. İlk önce bir sultan sonra bir haseki sultan en sonda ise 3 kıtaya hükmeden Kanuni'nin söz geçi...