Gerçekler

51 6 1
                                    


Geç bölüm yazan yazar sonunda
bir bölüm yayınladı diyen küçük bir
kesim olduğunu düşünüyorum.
Bunun için üzgünüm.
Elimden geldiğince boş vakit bulup
yazmaya çalışıyorum.
Umarım beğenirsiniz...

Keyifli okumalar...🌸






   Düşünceler bu kadar çok boğmamalıydı insanı. Ne tür bir düşünce olduğu önemli değildi. Sadece bu kadar rahatsız ve boğulmuş hissetmemize sebep olmamalıydı. Sıkıntı veren düşünceler ve hisler insanı sadece tüketiyordu. Tüketip bitiriyordu. Jungkook ise düşüncelerinde boğulmakla kalmıyor nefes alamamaktan neredeyse ölecek gibi hissediyordu. O an ne olduğunu bilmiyordu. Taehyung'un gözlerinde, yatağındaki görüntüsünü alevler içerisinde görmesi ve o ateşe çekildiğini, alevleri hissedecek kadar net görmesi normal gelmiyordu. Taehyung ateş Jungkook ise su'ydu. Su ateşi söndürürdü fakat alevler su'dan üstün gelmişti. 

   Jungkook, zar zor aldığı nefesini düzene sokmaya çalışıyordu. Ne olduğunu anlayamamıştı fakat iyi bir şey olmadığı kesindi. Az sonra nefesleri düzene girmiş daha rahat nefes almaya başlamıştı. İçinde az da olsa küçük bir korku vardı. Bir süre daha olduğu yerde nefeslendikten sonra evin yolunu tuttu. Sadece uyumak istiyordu. 

   Taehyung ise ne olduğunu anlayamamıştı. Birden bire korkuyla yanından kaçıp giden Jungkook onu fazlasıyla şaşırtmıştı. Taehyung, ilk defa içinin ürperdiğini hissetti. İster istemez Jungkook'un gözlerine dalmış boğulduğunu hissetmeye başlamıştı. Kendini zar zor toparladıktan sonra eve gidip Jimin'le konuşması gerekiyordu. Hissettiği şey normal gelmiyordu. 

"Jimin, Jungkook'un sana burayı gösterdiğine emin misin?" dedi, kitabı daha yakından gösterirken. "Eminim Taehyung. Boş sayfaları değil burayı okudu. O an şaşırdığım için sana boş sayfa dedim fakat burayı gösterdiğine eminim." Taehyung düşünüyordu. Boş sayfalardan birini okuduğuna adı kadar emindi. Çünkü görmüştü bunu. Biliyordu. Onun güçleri hafife alınacak kadar düşük değildi. "Jungkook gelince ona soracağım Jimin. Bu boş görünen ama aslında belli kişilerce okunan sayfayı okuduğuna eminim ve sen kendini hazırlamak zorundasın. Artık zamanı geldi. Jungkook herşeyi öğrenmeli." Jimin şaşkınlıkla gözlerini kocaman açtı. Bunu istemiyordu. Şuan olamazdı. "Taehyung, hayır olmaz. Şuan değil." Taehyung, sinirlendiğini hissediyordu. İçinde tuhaf bir sinir vardı ve ne olduğunu anlayamıyordu. "Jimin,üzgünüm ama bu işte başka bir şey var. Jungkook, onda farklı bir şey var. Bunu hissediyorum. Benim güçlerimin ne denli kuvvetli olduğunu biliyorsun ve ben adım kadar eminim. Bu boş gözüken sayfaları okuduğuna da onda farklı bir şey olduğuna da. Lütfen Jimin. Üzgünüm ama zamanı geldi. Daha fazla bekleyemeyiz." Jimin, sinirle güldü. Bunun Jungkook için erken olduğunu düşünüyordu. Jungkook, hassas bir çocuktu. "Pekala, dediğin gibi olsun Taehyung. Bu akşam Jungkook herşeyi öğrenmiş olacak. Ayrıca bunu tek başıma yapamam. Yanımda Yoongi olacak ama sen de olacaksın. Çünkü bu ikimizi de ilgilendiren bir konu." Taehyung,başıyla onayladı. Hala tuhaf hissediyordu. 

   Akşam olmuş, herkes yemeğini yemiş salonda hep beraber oturuyorlardı. Odada resmen ölüm sessizliği vardı. İlk konuşan Yoongi oldu. "Jungkook, sana bazı şeyler açıklayacağız. Bu anlatacaklarımız sana garip, tuhaf ya da akıl almaz gelebilir fakat bilmen gerekiyor." Jungkook, anlamaz gözlerle abisine baktı. Garip hissediyordu. Yoongi, derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. "Jungkook, ne olursa olsun sözümüzü kesme. Yani, saçma deyip gitmeye kalkma ya da tepki verirken en azından dinle." Jungkook, sıkıntıyla nefes verip başıyla onayladı. Yoongi,tedirgin gözlerle kardeşine baktı. "Jungkook, şeytan ve melekler ile ilgili bir konu bu. Şeytan ve melekler, gerçekte var olan varlıklar ve görünebilirler. Jimin ile tanışmamız da buradan geliyor." Jungkook, kaşlarını çatmış garip bir ifadeyle abisine bakmaya devam etti. "Jungkook, okuduğun kitap, Jimin'in kitabı ve okuduğun kitap bir büyü kitabı. Jimin yukarıdan dünyaya sürgün edilmiş bir melez ve sen o kitapta okuduğun büyüyle Taehyung'u yani bir şeytanı dünyaya çağırdın." Jungkook, abisinin söylediklerini algılamaya çalışırken gülmeye başladı. 

DEVİL | TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin