"Hoş geldiniz kardeşim."
"Hoş bulduk Atlas'ım. Bunlar timden bize yardım edecek olan arkadaşlarım"
diyerek yanında ki arkadaşlarını gösterdi Batur.
Kumral uzun boylu olan odam elini bana uzatarak tebessüm ettiğinde bende mimik oynamıyordu.
"Ben Arslan Korkmaz Kıdemli Üsteğmen, timin komutanıyım. Atlas emin ol sen.."
"Han sadece Han diyin lütfen."
Bana Atlas diyerek attığı sesler, trip atarken sırf trip attığı belli olsun diye Atlas yazması, bir şey isteyeceği zaman a harfini uzatarak Atlas demesi her bir anı gözümün önünden geçerken dişlerimi sıkarak dolmaya çalışan gözlerimle savaştım.
Karşımda ki adam sanki sabır diler gibi gülümsediğinde yine mimiksiz bir şekilde yüzüne baktım.
"Tamam seni anlıyorum Han ama sana şunu söylemem gerek ki sakın kendini bırakma. İnan aynı duyguları bende yaşadım inan o korku denen illetin her bir tanesini hissettim içimde ama önemli olan senin dirayetli olman."
Anladığımı belirttiğimde omzumu sıkarak koltukta geriye doğru yaşlandı.
Kaşları çatmış bir şekilde bizi izleyen sarışın adam ile göz göze geldiğimizde bende istemsizce kaşlarımı çatmıştım.
Adam bir anda gülümseyerek elini uzattığında."Sen baya ciddi adamsın Batur'un dediği kadar varsın, ben Teğmen Ergün Alaca. Memnun oldum Han."
Demesiyle kaşlarım daha da çatılmıştı sıktığım elini bırakarak konuştum.
"Memnun oldum Ergün fakat Batur size ne dedi ki?"
"Uğur derindondurucudan daha dondur karlar kralı dedi."
Çatık kaşlarım ile Batur'a döndüğümde iri olan gözleri şaşkınlıktan mı yoksa korkudan mı bilmem ama daha da irileşmişti.
"Ya kardeşim ben Ergün ayarsız çok boş yapar konuşur canını sıkmasın diye öyle dedim ki bir de farazi yaptım. Bak ne kadar lüzumsuz görüyor musun?"
İfadesiz suratımla kafamı salladığım da Arslan'a dönerek diğer ikisi ile olan alakamı kestim.
"Ev sizin, dolap tamamen dolu, eşyalar yeni, havlular temiz." diyerek anahtarı uzattığımda sözlerime devam ettim.
"Ben size nasıl yardımcı olabilirim şimdi bana onu söyleyin."
"Sen nerde kalacaksın."
"Ömür'ün evinde."
"Anlıyorum..." dedi Arslan küçük bir tebessümle.
"Senlik bir şey yok kardeşim biz burada ki polis ve jandarma ile iş birliği yaparak önce babasını öttürüp daha sonra yengeyi alan iti bulacağız."
"Bende size katılırım burada elim kolum bağlı duramam."
Seslenmedi Arslan sadece Batur ve Ergüne bakmıştı.
"Babanın yeri belli mi?" Sorusu Ergünden gelmişti.
"Evet dedesi kaçırdı."
"Dedeye bak be." Ergün'ün sözleri ile hepimiz ona göz devirmiştik.
"Şuan oturup da dedesini anlatacak değilim Ergün."
Sözlerimle Ergün yerine sinerken Batur da susması için kolunu dürtüyordu.
"Dedesi nereye kaçırdı peki? Haberin vardır diye düşünüyorum."
Arslanın sorusuyla telefonumu çıkararak Demir'in attığı adresi ona gösterdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Ağacı | Yarı Texting
Novela JuvenilHayatta neyin ne zaman gelip sizi bulacağını bilemezsiniz. Gülüşünüz bile sınırlıdır kimi zaman... 054*****: Hayat çok sıkıcı çok can yakıcı ama en çok canımı yakan sensin. Ömür: Manyak mısın sen? kimsin? necisin? 054*****: Değilim ama istersen seni...