|Happier than ever|

251 19 62
                                    

Yume gördüğü haber ardından yola çıkmaya karar verdi. Luffy abisini asla bırakmazdı orada buluşabilirlerdi. Plan yapmaya başladı. Üç gün vardı. Üç gün içinde oraya gidebilirdi. Bunun için impel down'a gitmesi gerekliydi. Adalet kapılarından geçmek onun için sorun değildi. İçeri girdikten sonra görünmez bir şekilde marineford'a gidecek savaş gemilerinden birine geçebilirdi.

Planı hızlıca yürürlüğe koyan kız impel down'a düşündüğünden hızlı varmıştı. Savaş gemilerinden yola çıkmaya hazırlanana bindiğinde idama 4 saat kalmıştı.

Alana vardıklarında saat neredeyse gelmişti. Adalet kapılarının üzerine çıkıp bir süre beklemeye karar verdi. Saatlerdir görünmez olmak onu çok yormuştu.

Duvarlarda durup aşağıya baktığında yeni nesil için kendini feda eden beyazsakalı gördü. Etrafını ateşlerle kaplayarak savaşan çocuğa takıldı gözleri. Gözünden akan iki damla yaş kesinlikle mutluluk göz yaşlarıydı. Kız kaptanına doğru uçmaya başladığında akainu'nun ona gittiğini gördü. Hızla araya girmek için harekete geçtiğinde ace'yi gördü öylece luffy'nin önünde durmuş ölümü bekliyordu.

Kız yarattığı rüzgar ile ikisini de arkaya itmişti. Akainu ise beklenmedik rüzgar darbesinden dolayı oldukça uzak bir yere uçmuştu. Kız çocukların yanına indiğinde çocuk kıza bakınca ne kadar özlediğini daha da fark etmişti. "Yume" demişti iki kardeş aynı anda. Kız adını çocuğun ağzından ilk duyuşunu hiç de böyle hayal etmemişti. Ama ne güzel yume diyordu öyle. Görüşmedikleri o birkaç ay ikisine de seneler gibi gelmişti. Birbirlerini o kadar özlemişlerdi ki.

İkisi de arkadaki savaşa aldırmadan birbirlerine yaklaşmaya başladılar. Kız çocuğu kolyesinden kendine çekip dudaklarını birleştirdiğinde ikisi için de zaman durmuştu. Bunca aydır ikisi de sadece bunu bekliyordu. Kısa süren öpücüğün ardından ayrıldıklarında ikisi de tek kelime etmedi. Arkalarındaki luffy ise şaşkınlıktan çenesi düşmüş şekilde ikisine bakıyordu.

Aniden beklenmedik bir yerden destek gelmesi ortamı tamamen değiştirmiş hepsini tekrar havaya sokmuştu. Akainu yavaşça gelirken yüzünde pis bir gülüş belirdi adamın. "Hikari yume" demişti sakince. Adam hızla üzerine gelirken üçlü sırt sırta vermiş kaptan yumruklarını hazırlamış, kız kılıcını çekmiş, çocuksa yumruklarını ateşe vermişti.

______________________

Ağır şekilde yaralanan luffy ve diğerlerini law denizaltına alırken kız yarı baygın halde shanks'ı hissedip gözlerini geri kapatmıştı. Savaşı bitiren shanks ise yerde bulduğu hasır şapka ve eski kılıcı buggy'e verirken gülümsedi.

_____________________

Çok fazla yarası olmadığı için kızın iyileşmesi çok da uzun sürmemişti. Kendine geldiğinde yanındaki yatakta yatan en yakın arkadaşını görmüştü. Odaya kısa bir göz attıktan sonra çocuğun orada olmadığına emin oldu.

Neredeydi. Acaba yaraları mı kötü olmuştu. Koşarak dışarıya çıkan kız gördüğü ayıya ace nerede diye sormuştu. Kıkırdayan ses kızın görüş açısına girdiğinde rahatlamıştı. Adım adım yaklaşırken kızın sarılacağını sanan çocuk öylece bekliyordu.

Aralarında mesafe kalmadığında çocuk gülümseme ile kolunu açmıştı. Kızın yüzündeki ifadeyi görünce önce kolları sonra yüzü düştü. Kız daha da korkunç bir ifade ile parmakları ve boynunu çıtlatmıştı.

Elini yumruk yapıp vurabildiği her yere vururken çocuk sadece kendini savunuyordu. Vuruşlarının arasında söylenmeyi de bırakmıyordu. "Nasıl ona meydan okursun" ile başlayıp bu konu ile alakalı onlarca cümle kurmuştu. En son yorgunca hafif bir yumruk atıp "Ya iki dakika geç gelmiş olsaydım" demişti burnunu çekerken.

Çocuk "Geldin değil mi " diyip büyük bir gülümseme sunmuştu kıza. İkisi de öylece çimenlerin üzerinde otururken sarılarak uyuya kalmıştılar.

Kısa bir süre sonra uyandıklarında luffy'nin hala uyanmadığını öğrendiklerinde ikisi de endişelenmeye başlamıştı. Luffy'nin yatağının yanı başında yere oturmuş öylece bekliyorlardı. Çocuk kolunu kızın omzuna atmış kızın kısa kızıl saçlarıyla oynuyordu, kız da çocuğun göğsüne yaslanmıştı.

Luffy gözlerini açtığında abisini ve en yakın arkadaşlarından birini o şekilde görünce gülümsemişti. İkisi de birbirlerine yaslanmış gözleri kapalı şekilde duruyorlardı. "Ben burda öteki tarafın kapısından döneyim siz anca aşna fişne hiç yakışıyor mu size" diye sahte yakınmalara başladı.

Luffy abisini koruyamadığı için kendine çok kızgındı. Korsanlar kralı olacağım demesine rağmen çaresizliği bu denli yaşamış olması güçsüz olduğunu hissettirmişti. Bu yüzden iki sene boyunca güçlenmeye karar vermişti. Her biri farklı yerlere dağılan tayfasını da bundan haberdar etmek için alana dönmüştü.

Beyazsakalın ölüm haberini alan Ace diğer bölük komutanlarına katılıp teach ile savaşmaya gitmişti. Sonucunuda ağır hasar veremeden kaçmaları gerektiği için de içlerindeki intikam ateşi sönmemişti. Beyazsakal korsanları da resmi olarak dağıldığında her biri hayatına farklı yerde devam etme kararı vermişti.

Bir ayın sonunda Ace depresyondan çıkmış luffy'nin tüm yaraları iyileşmişti. Yapacak daha iyi işi olmayan ikili küçük bir tekneyle dünyayı gezmeye karar vermişlerdi. Kafalarına konan ödül yüzünden oldukça zor olacağa benzeyen bu gezi ikisini de çok heyecanlandırmıştı. East blue dan başladıkları gezide bir yılın sonunda küçük bir düğünle evlenmişlerdi ama aralarındaki hiç bir şey değişmemişti. Hala birbirlerini ilk günkü gibi seviyor, hala daha beraber gülüyor, hala daha beraber eğlenebiliyorlardı.

Kuroba || Portgas D. AceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin