iki

86 14 110
                                    

insan psikolojisi hayret edici derecede gizemliydi. eğer bayılan birisini gören bir topluluk varsa, bayılan kişiyi gören bir çoğunluk da mide bulantısı ve baş dönmesiyle bayılıp hastaneye kaldırılırdı, buna kitle histerisi deniliyordu. psikolojik rahatsızlık da bulaşıcıdır. boşanan ebeynlere sahip bir çocuk ailesinden ilgi görmek için fiziksel hastalıklara başvuracaktır, aileler bunu kabullenmeyip çocuklarının gerçekten hasta olduğunu düşünürdü. çocuklarının kafasında bittiğini kabullenmemek için fiziksel rahatsızlığı tercih ediyorlardı.

peki fiziksel olmayan bir hastalık nasıl fiziksel bir semptom gösterebiliyordu?

insan psikolojisi, her zaman gizemliydi ve benim hep dikkatimi çekerdi. tıpkı çarşamba günü gelecek olan min yoongi ve annesi de bir gizemi çözmem için beni heycanlandırıyordu.

çarşamba günü ofisimi düzeltip sandalyeleri yerleştirdiğim sırada yoongi ve anneai randevuya geldi. yoongi'nin sağlam elini sıktım, beni baştan aşağı süzmüştü. hastalar genellikle ona bakacak kişiyi özenle incelerdi ve bir savunma duvarı örerdi. min yoongi'nin bana böyle bakmasının başka açıklaması olamazdı, olmamalıydı, en azından tedavi bitene kadar.

yoongi beni annesi bayan soomin ile tanıştırdı. kadın dışa dönük tipte, siyah saçlı, beyaz tenli, tatlı biriydi. ikisi de gündelik giysilerle gelmişti ve aralarındaki soğukluk ve gerilim hemen belli oluyordu.

"tanıştığımıza memnun oldum bayan min." dedim.

soomin sert bir şekilde elimi sıktığında kızgınlığını hissettim. belli ki burada olmak istemiyordu.

"oturun lütfen." dedim ve sandalyeleri işaret ettim.

aralarındaki gerginlik bende güvensizlik yaratıyordu, o an fark ettim ki seans için hiçbir taktiğim, senaryom yoktu. nasıl başlayacağımı ya da nasıl ilerleyeceğimi düşünmemiştim. aklıma bir şey gelmeyince onlara, yeni piyasaya çıkacak araba sizce nasıl olacak, gibi bir soru sormayı bile düşündüm. profesyonel olduğumu sanarken içimden kendi kendime şakalar yapıyordum.

hafta sonunu aile terapisi tekniklerini okuyarak vakit geçirmiştim. ikili ilişkilerle ilgilenmek çoğu zaman bireyin kendisiyle ilgilenmekten daha karmaşıktır. ikili ilişkilerde bir kişi yerinde iki kişinin psikilojik perspektifleri ve motivasyonlarını düşünmekle kalmayıp çoğu zaman hakemlik yapardınız. irdeleme yorumlarını fazlaca çocuğa odaklarsanız, annesi "kendi tarafında" olduğunuzu, çocuk da ikinizin ona karşı birlik olduğunu düşünebilirdi. desteği çocuğa kaydırırsanız o zaman da anne yanlış anlaşıldığını hissedebilirdi. bir yandan bu destekleyici ve açıklayıcı yorumları dengelemeye çalışırken, diğer yandan da duruma verdiğiniz tepkilere dikkat etmeniz ve bunların size yanlılık kazandırmasını engellemeniz gerekirdi.

min'ler karşıma huzursuzca sessizlik içerisinde otururken aklımdan bir dizi soru geçti: bayan min neden bu kadar kızgındı? yoongi neden sol bileğini incitip durduğunu biliyor muydu? yoongi annesinin yanında neden bu kadar sessiz ve içine sinmişti, sonuçta annesine karşı daha rahat olabilirdi. bu ikisini ayrı düşüren şey neydi?

işe nereden başlayacağımı bilemiyordum, anlaşılan hafta sonu okumalarımın hiçbir faydası dokunmamıştı. gittikçe kaygılanıyordum. tedirginliğimi sezdiklerinden şüphelenerek bir anda, "bugün birlikte gelmenize gerçekten memnun oldum." diyiverdim.

"bakın doktor park," dedi bayan min. "benim yoongi ile iletişimde kalmam artık mümkün değil, o yüzden bir an önce söyler misiniz öğrenmek istediğiniz şeyi?"

yoongi ile ne olmuştu da bir anne çocuğunun yüzünü görmek istemiyordu?

yoongi'ye kısaca baktığımda onun kırıldığını gördüm, kadını  açık sözlülüğü beni de şaşırttı. daha konuya girmeden beni savunma mekanizmasının içerisine almıştı.

fight day / yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin