beş

61 10 43
                                    

ertesi gün içimdeki sıkıntıyla birlikte kim seokjin'in yanına uğradım. diğer işlerinin arasına yarım saatliğine beni de alabilmişti.

yoongi ile olanları duyunca hiç şaşırmadı, "öyle yapmak zorundaydın jimin." dedi.

"biliyorum. sadece kendimi kötü hissediyorum çünkü sırrını ilk kez bana açtı ve ona kazık attığımı düşünüyor. üstelik..."

"hastayla ilgileniyorsun." diye devam ettirdi lafımı.

kim seokjin leb demeden leblebiyi anlayan birisiydi.

"yok, hayır. öyle değil." diye sıyrılmaya çalışsam da bana yarım ağız gülerek karşılık verdi.

"jimin hastandan hoşlanmanı anlıyorum ilgini çekmiş olabilir, biz de insanız sonuçta. ama sen profesyonel olma yolunda ilerliyorsun. önceliğin belli." dedikten sonra konuyu değiştirdi. "muhtemelen adamın hayatını kurtardın, şimdi de ona gerçekten yardım etme şansın var."

seokjin dolabına gidip birkaç kağıt parçası çıkardı, tüm bunlar olurken sessizliğimi korkuyordum.

"şu makaleye bir göz atsana."

başlığı yüksek sesle okudum. "apotemnofoli: cinsel tercih olarak kişisel talep üzerine iki uzvun kesilme vakası." kendi kesilen uzvuna karşı cinsel saplantısı olan bu iki sıra dışı erkek hastayı anlatan yazıya göz gezdirdim.

"jimin, sanırım çok ender rastlanan bir vakayla karşı karşıyasın. yoongi sana sonunda ne istediğini söylemiş." dedi seokjin. "uzuv kestirme arzusuyla alakalı herhangi bir cinsel bağlantı bulabildin mi?"

"saplantısının cinsel herhangi bir bağlantısı olduğunu sanmıyorum." dedim.

"o zaman bir çeşit dismorfofobi olabilir. hasta kendini veya kendisinin bir parçasını gayet normal göründüğü halde acayipmiş gibi algılar."

"bu onun durumuna daha yatkın görünüyor." dedim. "ama elini acayip gördüğünü sanmıyorum. sadece oraya ait değilmiş gibi hissediyor... sanki o el gidene kadar kendini normal hissetmeyecekmiş gibi."

dismorfofobi ilk kez İtalyan psikiyatrist enrico morselli tarafından 1886da tanımlanmıştı. bugün buna, 'vücut dismorfik bozukluğu' diyorduk. bu kişiler fiziksel kusur gibi algıladıkları herhangi bir şeyi düzeltmek için bedensel modifikasyon isterler. bu rahatsızlığın obsesif kompulsif bozuklukla bazı benzerlikleri vardır ve hastalar genelde aynı anda her iki hastalığı da yaşarlar. bu insanlar bazen estetik cerrahiye bağımlı görünür be ortaya geri döndürülmesi imkansız tuhaf sonuçlar çıkabilir.

yoongi'de bu semptomların bazıları vardı ama o aslında yine bununla bağlantılı ama bugün 'vücut bütünlüğüne ilişkin kimlik bozukluğu' (ingilizcede kısaca BIID) diye adlandırdığımız son derece ender bir rahatsızlıktan mustaripti. BIID'i olanlar vücutlarının kafalarında kendilerine ilişkin imgeyle örtüşmediğine inanır. istenmeyen uzuvların çirkin olmasa da onları kusurlu ya da engelli yaptığını hissederler.

çoğu zaman uzuvları eksik insanları kıskanır ve bu hissettiklerinden utanç duyarlar, bu konuyu hiç açmazlardı.

çoğunlukla intihara meyilli değillerdir, sadece uzuvlarının gitmesini isterler ve kendilerine seçimli ampütasyon yapacak bir cerrah ararlar.

kayda geçmiş bir vakada bir adam arabasını otomatik el kumandalarıyla donattıktan sonra istenmeyen bacaklarını kullanılamaz hale gelene kadar buzda dondurmuştu. ardından arabayı kullanarak hastaneye gitti ve orada bacakları mecburen kesildi.

terapinin en önemli yönü de hastaya sırrını destek alabileceği insanlara açma konusunda yardımcı olmaktır.

klinik binalarının arasında yürürken kim taehyung'u gördüm ve, "taehyung!" diye seslendim. ama taehyung arkasını dönmedi, ben de adımlarımı hızlandırarak tekrar bağırdım. "doktor kim!"

fight day / yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin