1980 kışı
psikiyatristseniz bir sürü anormal olaya şahitlik edersiniz, bir keresinde bir nöbet günümde acile gelen bir kadın glikoz eksikliğinden transa girmiş ve şuurunu kaybedip çıplak bir şekilde amuda kalmıştı. bugün de nöbet günümdü ve alıştığımın aksine sakin bir gündü. sakin günlere hasret kalmıştım çünkü normal bir zamanda bu kadar sakin bir geceye rastlamamız pek sık görülmüyordu. başta alışık olmadığımdan dolayı afallıyordum ancak bu durum aradan zaman geçince rutine dönmüştü.
uyuklamaya başlamıştım ki telefonun sesine uyandım. saat gecenin dördüydü ve ortapedik cerrahi bölümünün asistan doktoru acil servise inmemi, bileği kırılmış 28 yaşında bir adamla görüşmemi istiyordu. sürünerek yataktan kalktım. işimi çok sevsem de bazen beni uykumdan ayırdığı için zorlanıyordum.
acil servis odası her zamanki gibi kaza geçiren hastalarla, tedirgin anne babalarla, kan ve hastane kokusuyla, hastalık hastalarıyla doluydu. ortapedik cerrahi asistanı doktor kim taehyung'un hemşire köşesinde dosyaya bir şeyler yazdığını gördüm. eski golf oyuncusu, esmer, hafif tombul, kendini beğenmiş taehyung, adeta cerrah olmak için doğmuştu. kendine uygun mesleği bulmak böyle bir şey olmalıydı.
"söylesene taehyung, ne zamandan beri bileği kırık hastayı sarmak için akıl doktorundan yardım istiyorsun?"
taehyung başını kaldırıp, "jimin, senden bir tavsiye istiyorum. bir anormallik var bu hastada." dedi
taehyung fena bir adam değildi aslında. bazen kafeteryaya gider bir şeyler hakkında konuşurduk. dış dünyaya bir doktor için fazla seksiyim tavrı takınırdı ama iç dünyasında güvensiz, hepimiz gibi bocalayan biriydi. kendi zayıflıklarını örtmek için kendini yüceltirdi. tahminimden çok cerrahlardan çok akıl doktorlarıyla takılmasının nedeni babasının psikiyatrist olmasıydı ve bizi bu yüzden yakınında tutmaya çalışıyordu. ona göre cerrahi ve psikiyatri en müdahaleci uzmanlık alanlarıydı. o insanları keserken ben zihinlerinin içine bakıyordum. hem korku hem de saygı uyandırmamız bu yüzdendi, insanlar genellikle kendilerinin çözülmesini istemez, gizeme başvururlardı, diğer taraftan da anlaşılmak isterlerdi.
"nesi varmış?" dedim.
"dördüncü defa sol üst ekstremite yaralanmasından geliyor buraya."
esnedim. "sakardır belki."
"yok, hayır, adam cidden bir tuhaf. sürekli ameliyat gerekip gerekmediğini soruyor, ameliyat olmayı ister gibi bir tavrı var. tüylerimi diken diken ediyor resmen." dedi kolunu göstererek.
taehyung tanıdığım cerrahlar içerisinde psikolojik kavrayışı yüksek olanlardan biriydi. bu hastada tehlike olabilecek bir şeyler sezmiş olmalıydı...
acil serviste bir dahiliyeci veya cerrah psikiyatrik danışman isteniyorsa bu genelde olası bir intihar riskinden ya da tıp ekibinin telaşlı ritmini etkileyen, sekteye uğrayan ajive davranışlardan dolayıdır. sürekli meşgul acil doktorlarının genelde hastanın zihinsel rahatsızlığa veya duygusal sorunlara işaret edebilecek ilk bakışta anlaşılamayan, karmaşım ya da tuhaf davranışların doğru analiz edebilecek vakti yoktur.
kendi tıp hekimliği stajım sırasında ben de aynı anda neredeyse 20 hastayla ilgilenirken, herhangi bir gariplik sezdiğimde psikiyatriye çağrı gönderirdim. psikiyatriye her zaman ilgi duyduğum halde zihnin inceliklerini araştırma olasılığını bloke ediyordum.
daha sonra psikiyatri eğitimim sırasında profösörlerimden kim namjoon bana bloke etme konusunda yardımcı oldu. verdiği seminerde tanı becerimizi geliştirmek için hastalara verdiğimiz duygusal tepkileri tanımamızı sağladı. seminer genel olarak doğuştan gelen empatik durumumuzu ne kadar deneyimlememizi temel alıyordu. diğer bir deyişle depresyondaki bir hastayla ne kadar vakit geçirirsek onun depresyon durumu empatik olarak bulaşıcıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fight day / yoonmin
Fiksi Penggemarpark jimin mesleğini yeni eline almış bir psikiyatristti, benzersiz bir sürü vakayla karşılaşmış, bir sürü eğitim almıştı. ona sorarsanız hastalarıyla duygusal bağ kurmamalıydı ama onun için özel olarak kalacak bir vakayla karşılaşana kadar. mini fi...