Türker'in bitmek bilmeyen mesaj seslerine sonunda dayanamayıp uyanmıştım. Katı ve baskıcı bir ailede büyüdüğüm ve hala büyümekte olduğum için fazla ses yapmadan ,yazmaya da üşendiğim için Türker'e bir sesli mesaj gönderip hazırlanmaya başladım.Çantama oversize siyah bir tişört ve siyah yırtık bol kotumu koyup üzerime de okul formalarımı giydim. Saçlarımı tarayıp kahküllerime de şekil verdikten sonra evden çıkıyordum ki lanet olsun babamla karşılaştık."Erken değilmi ne haltlar karıştırıyorsun ?" diye sordu. Tören var diye geçiştirerek evden çıktım . Hafta sonları okulda etütlere katılıyorum diyip evden çok uzakta olan bir restoranda yarım gün çalışarak biriktirdiğim paraları da almıştım. Hızlıca zemini siyah üstüne Türkerle çizdiğimiz kelebek ve papatyaların bulunduğu bisikletime bindim ve Türkerle konuşup ayarladığımız yere doğru sürmeye başladım. On bilemedin 15 dakikaya orda olmuştum . Türker kaldırımın kenarına oturmuş kafasını dizine koymuş beni bekliyordu. Bisikletimden inip yanına geldiğimde kafasını kaldırdı ve "tam tamına bir saattir seni bekliyorum iyiki aşkokuşko kızlardan değilsin öyle olsan kaç saat beklerim Allah bilir olmadığın halde bukadarbekliyorsam" dedi. Terkedilmiş binadan içeri girdim. Türker kapıda bekçilik yaparken bende okul kıyafetlerimi çıkarıp çantama koyduklarımı giydim. Sonra birlikte bisikletlerimize bindik ve marketin yolunu tuttuk. Ben 500 lira Türker de 750 lira getirmişti. Türkerle aynı mekanda olmasada yan yana mekanlarda iş bulmuştuk aslında Türker uzakta çalışıyordu ama bende çalışma kararı alınca benle aynı yerde çalışmak için kendi çalıştığı işten çıkmıştı. Sohbet ede ede markete ulaştık ve dört ailelik temel gıdalar ve birkaç aburcubur alıp hepsini ayrı ayrı poşetleyip bisikletlerimizin sepeti ve arka oturağına koyup her ay yaptığımız gibi fakir ailelerin yaşadığı sokağa gittik. İlk Mehmet amcalara gittik ,bu hafta geleceğimizi bildiği için çay demlemiş .Sabah ikimiz de kahvaltı yapmadığımızdan dolayı çok açtık ve simitlerle beraber küçük , biraz yıkık ama koyu sohbetin döndüğü sıcacık yuvada kahvaltı yaptık. Mehmet amcaya teşekkür edip kocaman sarılıp diğer ailelere gittik. Bilerek en sona Şerife teyzeyi bıraktık. Şerife teyzenin acı bir hikayesi vardı. Bir oğlu şehit olmuştu ve torunlarının annesi çocuklarını terketmişti. İki küçük çocuk ve şerife teyze bizi kapıda görünce çok mutlu olmuştu. Asya ve Kerim hızla üzerime koşup küçücük kalpleriyle bir okadar kocaman sevgiyle sarıldılar. Şerife teyze bizi içeri buyur etti ve çocuklarla saatlerce oyun oynadık. Hiç istemeye istemeye çocuklarla ve Şerife teyzeyle vedalaşıp bisikletlerimize binip evin yolunu tuttuk. Türker bugün yurda kardeşini görmeye gideceğini söyleyerek bisikletini yurda doğru çevirdi. Ben de bisikletle biraz daha oyalanıp eve gittim. Yolun yarısında annem aradı ve markete gel poşetleri taşımaya yardım et dedi. Az kalsın kıyafetlerimi unutuyordum bu yüzden hemen apartmanın birine girip okul kıyafetlerimi giyip markete gittim. Annem yol boyu neden geç kaldın, kollarım koptu diyerek söylenip durdu . Sonunda eve ulaştık ve kapı açılır açılmaz elimizdeki poşetler annemle aynı anda yere düştü. O an ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Yıllarca babası tarafından şiddet gören küfür duyan ,ona nefret ve kinden başka birşey beslemediğim eve gelmesin diye tanrıya yalvardığım babam şuan önümde kan banyosu içerisinde cansız bedeniyle yatıyordu. Ne yapacağımı bilemedim . Ordan uzaklaşıp Türker'e kaçmak istiyordum çünkü o benim için hep bir terapist olmuştu. Doğru yolu göstermişti . Ama annemi de burda bu halde bırakıp gidemezdim sevdiği adam ölmüştü ben bile babamı sevmezken bu kadar korku ve acı hissettiysem onun içinde ne yangınlar sönüp yenileri başlıyordu Allah bilir. Saatler sonra kendimi vücudum bir okadar titrerken aklım kendi kendine düşünceler üretirken sadece yere çökmüş kan ve vahşeti dizlerimi kucağıma çekmiş şekilde izlerken buldum. Babamın her geç kalmamda beni dövmesi, çok fazla telefon oynuyorum diye defalarca tokat atması, onun açtığı yaraları makyajla kapatmaya çalışmam, onun sevgisizliği yüzünden ufacık sahte sevgilere kanmam kısaca onun yüzünden tüm bedensel ve ruhsal yaralarım.. Sanırım babam beni haketmiyordu tüm hayatım film şeridi gibi geçmişti adeta gözümün önünden. Artık acı yoktu artık kısıtlanmak yoktu,ruhsal intiharlarım bugün son buluyordu. Şimdi anlıyordum ben şiddete okadar alışmıştım ki beni babamın ölümü değil artık mutlu olucak olmak üzmüştü. Acıya ve mutsuzluğa okadar alışmıştı ki ruhum karanlık kalemde mutluydum. Acılarla yaşamak mutluluk veriyordu bana . Omzuma değen ellerle irkildim ve tüm bu düşüncelerimden sıyrıldım. Türker bana sarılarak kulağıma "Artık mutlu bir kitabın karakterleri olacağız Begüm söz veriyorum "dedi. Gözyaşlarım artık serbestti . Türker benim hayatımdaki tek kardeşim tek suç ortağım bana tek şefkatle bakan insandı.. Babamın hayatı bana mutlu bir başlangıç olmuştu...
•Fikirleriniz benim için çok değerli neler hissettiniz ,nasıl bir başlangıç olmuş yazarsanız çok mutlu olurum:)
YOU ARE READING
Kanlı sevinç
Детектив / ТриллерBegüm'ün bir gerçeği araştırırken birçok gerçekle yüzleşeşeceği biraz kan biraz acı ve bol bol "Yuh artık "dedirtecek bir kitabı okumaya hazırmısınız?