Yeniliğe Merhaba

50 9 5
                                    

Acı, çok çeşitli bir kavramdı. Kimi insana göre yere düşünce kanayan dizi ,kimi insana göre sevdiği birinin onu terketmesiydi. Kısaca acı ve acı çekmek kavramını kime sorsanız karşınızdaki insanın beyni acıyı kötü yönde yorumlayacaktı. Şimdi gelelim benim düşüncelerime, küçük yaştan beri babamı çok fazla görmezdim. Eve geldiği zamanlar da ise hem anneme hem bana çok kötü davranırdı. Annemde dişli bir kadındı kimsenin altında ezilmezdi. Ama konu babam olunca aşkının altında ezilirdi.Sürekli kavganın hakim olduğu bir evde büyüdüm. Hiçbirşey yapmadan da babama sorun yaratabilen biriydim onun gözünde. Herkese çok iyi olup bize gelince kötü biri olmasına hiçbir zaman katlanamadım açıkcası. Hayatıma birçok insan aldım ,birçok kez tehdit edildim,birçok kez kız erkek ayırt etmeden karşılarında dimdik durdum. Dışarıda  ne kadar sakin mutlu biriysem eve gelince mutlu olmanın cezasını kesiyordum kendime. Ben sadece bana ait olan bir bina inşa ettim. Kalbi de kendi gibi kötü insanların ulaşamayacağı bir bina da diyebilirim. Kimse ulaşamasın diye gökdelen inşa etmedim çünkü tek katlı bir evde olsa ben izin vermedikçe kimse giremezdi. İnsanlar mutsuzum diye ağlarken ben mutsuz olmaktan zevk aldım. Ben mutlu olmak için çabalamak yerine tüm kötülüklerle yaşamaya alıştırdım kendimi. Unutmayın herkes mutlu olabilir ama kimse mutsuzluktan güç alamaz. Kötü olan şeylere kötü derseniz öyle olur. Mesela herhangi bir objeyi ne kadar incelerseniz okadar kusur bulursunuz ya o kusurlardan rahatsız olursunuz ya da onu öyle kabullenirsiniz. Kendinizi sürü psikolojisinden çıkarın. Acıda çekseniz o olay olmasa belki ben şuan bu konu hakkında cahil kalırdım diyerek iyiye yönlendirin kendinizi. Kapı açılma sesiyle günlüğümün kapağını kapattım ve hemen çekmeceye attım. Babamın ölümünün üzerinden bir hafta geçmişti ama nasıl öldüğü hakkında en ufak bir bilgiye ulaşılmamıştı. Kapı kilidi zorlanmamıştı , katile dair en ufak parmak izi bulunamamıştı. Polisler ve cinayet ekibi dosyayı kapatmamıştı ama katili bulmak içinde en ufak çaba göstermiyordu.İş başa düşmüştü. Annem yatağımın ucuna oturup "Artık bu evde yaşamak istemiyorum , ordan geçtikçe babanı orda yatarken görüyorum ikimiz içinde en sağlıklısı burdan uzaklaşmak "dedi. Bir haftadır annemin yanında olmaya çalışıyordum haklıydı gitmek iyi gelebilirdi ama bana değil ona. Ben kötü olan herşeye iyi bir gözle baktığım için bu evde olan her anıya aşırı bağlıydım ve öylece çekip gidemezdim. Kendimi kilitleyip defalarca zarar verdiğim odam ,ağlarken bana eşlik eden duvarlarım zor olacaktı anlaşılan.Ama bu ev bizimdi annem satmazsa yine buraya boş günlerimde veya okuldan sonra uğrayabilirdim. Annemle fazla konuşmazdım bu yüzden ben araştırırım diyince odadan çıktı . Siyah yırtık kotum ve oduncu gömleğimi giyip çantamı da alıp çıktım . Türkerle buluşacaktık ve yine bekletmek istemediğim için bisikletimi daha hızlı sürdüm. Kullanılmayan eski trenyolunda buluşuyorduk  işlek ve kalabalık  değildi. Benim bazı duygularımı terkettiğim gibi insanlar da burayı terketmişti. Yarım saate orda oldum ve Türker'e kocaman sarıldım. Bir hafta boyunca her dakika halimi sormuştu . O gerçekten benim herşeyimdi. Türker sessizliği bozup "Anlat bakalım esmer civciv neler var aklında "dedi. Gülümsemeden edemedim bana bu şekilde hitap etmesi çok hoştu. "Babamın kötü işleri yoktu birinin ona düşman olacağı fikri saçma geliyor neden olduğuna anlam veremiyorum ,nereden başlayacağımı bilmiyorum ama amcamla defalarca kavga ettiler ,defalarca bıçak çektiler birbirlerine onun suçlu olduğunu düşünüyorum . Ya da annemi aldattığı kadınların birinin kocası"dedim zar zor yutkunarak. Türker üstüme gelmek istemedi ve pinhani "dünyadan uzak" şarkısını açarak kulaklığın tek ucunu bana verdi. Daha sonra "kendi kendine konuşma özellikle benim yanımda içine kapanma " dedi . Başımı omzuna koydum ve o bir baba edasıyla saçlarımı severken gözlerimi kapatıp kocaman bir boşluk düşünüp sadece saçlarımın sevilmesini hissetmeye bıraktım kendimi. Nedenini bilmiyorum ama saçlarımın okşanmasını özellikle sevdiğim değer verdiğim biri yapıyorsa çok huzurlu hissediyordum. Bir haftadır okulun önünden bile geçmemiştim ve yarın iş vardı. Aklıma ev konusu gelince hızla başımı Türker'in omzundan çektim ve annemle sabah yaptığımız konuşmayı anlattım. Daha sonra önce internetten uygun evlere bakıp daha sonra ekran görüntüsü aldıklarımızı konuma girerek incelemek üzere yola koyulduk. Üç ev seçmiştik ikisi olumsuz oldu ama birinin hem kirası hemde odaları bize yeterliydi. Buraya daha sonra annemle geleceğimizi söyleyerek oradan ayrıldık. Yarın iş vardı saatte geç olmuştu ama bu hafta çocukları ihmal etmiştik. İlk bizim evimize uğradık. Kapının kilidini çevirirken bu sefer de annemi kanlar içinde yerde yatarken görmekten korktuğum için ellerim birkaç dakika anahtarda kaldı. O birkaç dakika bana asırlar gibi geldi .Asansörün çalışma sesiyle kimseyle karşılaşmak veya konuşmak istemediğim için kilidi çevirdim ve eve girdim. Annem içeride uyuyordu . Bu güzeldi . Hemen bir örtü alıp üzerini örttüm ve odama girip bu hafta için ayırdığım tüm paraları aldım. Sessizce çıkıp Türker'in yanına geri döndüm . Çikolata, kurabiye, pasta, içecek  aldık ve geçen sefer keşfettiğimiz 2 kardeşine bakan küçük ama koskocaman bir kalbi olan  Yusuf'un yanına gittik. Yusuf'un babası annesini çok fazla dövdüğü için annesi babasını öldürmüştü dolayısıyla babası mezarda annesi hapisteydi. Çantamdan örtüyü çıkarıp çimlerin üzerine serdim ve aldıklarımızı çıkardım. Yusuf ve kardeşleriyle güzel bir piknik yaptık. Çöpleri atmak için biraz uzaklaşmıştım.Liseden bir arkadaşım beni gördü ve yanıma geldi. "Vay Begüm naber, kurtulabildin mi şizofrenlikten yoksa devam mı?" diye saçma bir soru yöneltti. Çocuğun gözleri arkamda  bir yere odaklandı . Tam kafamı çevirecektimki Türker arkamdan "Gel bakayım  birde seni şizofren yapalım" diyerek çocuğa büyük bir yumruk indirdi . Yapmaması için yalvarıyordum ama Türker sakinleşmiyordu . Çocuğu okadar beter bir hale getirdi ki eminim polise bile gidemeyecek kadar korktmuştu. Ben Türker'i ilk defa böyle çıldırmış şekilde görüyordum . Normalde karıncayı bile incitmezdi. Bir insanı böyle hale getirmesi korkutmadı değil. "Seni böyle bir görüntüyü izlemek zorunda bıraktığım için özür dilerim . Zaten kötü bir dönemdesin o çocuğun seni üzdüğünü görünce dayanamadım." açıklamasında bulundu. Evet sakince de konuşabilirdi ama beni korumak istemişti. Hiçbirşey söylemedim ve sımsıkı sarıldım ona. Ayrılınca ellerimle üstünü çırptım ki çocuklar korkup bizi de o vahşi ve kötü kalpli insanlardan sanmasınlar. Bir elini omzuma attı ve çocukların yanına yürümeye başladık. Yusuf kardeşlerinden önce yanımıza yaklaşarak "Türker abi nasıl söyleyeceğim bilmiyorum ama Ecrin'in doğum günü yaklaşıyor benim hiç param yok ona küçük bir pasta alırmısınız?" dediğinde Türkerle aynı anda birbirimize baktık . Çok güzel planlarım vardı. Türker Yusuf'u kolunun arasına alıp "iste yeter yusufum sen hiçbir şey çaktırma en kralından doğum günü yapacağız minik Ecrin'e " dedi. Yusuf bakışlarıyla bile minnettar olduğunu belli ediyordu. Örtüyü katlayıp çantama geri koydum ve çocukları eve götürmek üzere yola çıktık. Yolda küçük bembeyaz kar tanesi gibi ama biraz kirli bir yavru kedi gördük. Yusuf "Begüm abla bu kedinin de annesi yok bizle yaşayabilirmi?" Dediğinde kalbim burkulmadı değil. "Tabikide Yusufcum ona çok güzel bakacağından eminim ayrıca senin annen olmayabilir ama ben varım Türker abin ve kardeşlerin var. Sakın birdaha öyle düşünme " diyip evlerine yolcu ettik. Türker her gün mutlaka kardeşini ziyaret ederdi ve yine kardeşini görmek için yanımdan ayrıldı. Bende bir an önce kendimi eve atıp uyumak istiyordum. Bu yüzden biraz daha yüklendim pedallara. Kahretsinki anahtarlar yanımda yoktu. Havada kararmaya başlamıştı. Annemi de uyandırmak istemediğim için ne dışarı anahtar aramaya çıkabildim nede annemi uyandırmaya kıyabildim. Kapımızın önüne oturdum , dizlerimi kendime çekip, kafamı duvara yasladım ve şarkı dinlerken uyuyakalmışım. Babam beni olduğum yerde kollarımdan tutup sallıyordu "katil yakınlarında Begüm o herşeye yeten kafanı kullan ve onu bul ,artık aklın ve kalbin arasındaki savaşa son ver aklının peşinden git aptal kız" dedi. Silik görünen biri zile basıyordu babam kapıyı açtığı anda birşeyler konuşuyorlardı ve o silik kişi kesici bir aleti babamın her köşesine birşeyler fısıldayarak saplıyordu. Nefes nefese açtım gözlerimi. Evdeydim ,yatağımda yatıyordum. Rüyamı gerçekmi ayırt edemeyeceğim bir paradoks yaşadım. Bir yanım kalk hemen oraya bak baban orda yatıyor derken diğer yanım bu olayı fazla düşündüğün için bilinçaltına yerleşmiş saçma bir rüya diyordu. İkisine dinlemedim rüyalara fazlasıyla inanırdım bu bilinçaltı falan değildi. Bana bir mesaj vermek istiyordu rüyalarım. Hemen sıkılınca karaladığım defterimi çıkardım ve not aldım. Babam katil yakınlarında derken ne demek istemişti ? Ahh işte bu tabii ya Amcam demekki düşüncelerimde haklıydım . Amcamı yakın takibe alacaktım. Anneme hiçbirşey söylemedim ve mutfağa gittim. Annem ne zamandır doğru düzgün yemek yemiyordu elimden geldiği kadar hazırlamaya çalıştım. Kendimde birşeyi daha anlamama sebep oldu bu anneme hazırladığım yemek.Onlar zaten beni anlamıyor diyerek bende hiç onlarla yakınlık kurmamış hiçbirşey anlatmamıştım. Belkide kızacaklarından korkuyordum . Ben dışarıda yardıma ihtiyacı olan herkese yardım ederken evde aileme yardım etmeyi unutmuştum. İyilik perisi olmaya çalışırken yakınımdakileri unutmuştum. Suçlarımın her yenisiyle yüzleşince dahada ağır batıyordum bataklığa. Geçmişimi hiçbir zaman unutmayacaktım ama güzel bir gelecek için çabalayacaktım. Artık çocuk değildim birçok şeyin farkındaydım. Başkalarına yardım etmekten asla gocunmuyorum ama kendimi de unutmuştum ben . Okulumu derslerimi çok fazla aksatmıştım. Bu yüzden alttan ders alıcaktım.Başarılı olamadığım dersler için alt sınıfların derslerine katılıp derslerimi yükseltecektim. Düşüncelerimi bir kenara bırakıp anneme seslendim ,birlikte güzel ve ilk defa eksik ama huzurlu bir yemek yedik. Boğazımı temizleyip söze girdim "Üç tane ev gezdim ikisi olumsuz ama birinin hem kirası hem de içi bizim için çok uygun. Hem boş kalan zamanlarımda çalışır yardımcı olurum sana. İznin olursa da bu evi yardıma ihtiyacı olan birine vermek istiyorum."dedim . Annem "Ozaman yarın beraber gidelim birde ben bakayım şu eve " dediği anda öksürüp "olmaz " dedim. Sanırım pot kırmıştım "Neden?" "Yani anne seni düşündüğüm için internette var fotoğrafları ev biraz uzak sen yorulma diye hem yarın ben ek derslere katılacağım."diyerek kurtardım. "İnternetle gerçeği bir olmaz ama hadi neyse aç bakalım fotoğrafları "dedi . Oh kurtarmıştım . Hemen ilanın bulunduğu siteye girip fotoğrafları ekran görüntüsü aldım internetimi kapattım ve telefonumu anneme uzattım . 19 yaşında olabilirdim ama baskıcı aileler yaşınızı inanın hiç umursamıyor. Ev 3+1 normal bir evdi. Annemin içi pek rahat etmedi ama olmaz da demedi. "Yarın derslere gitmesen olmazmı evi toplamama yardımcı olursun." dedi. İşi aksatamazdım zaten aldığım azıcık birşeydi bide gitmeyip az alamazdım. Bu yüzden tek çare üste çıkmaktı. " Derslerim kötü olduğu zaman kızıyorsun ama derslerim iyi olsun diye de çalışmama engel oluyorsun anne bir karar ver" dedim son kalan bulaşığı da makineye atıp. "İyi tamam ne halin varsa gör" dediğinde çoktan mutfaktan ayrılmıştım.Biraz kitap okuduktan sonra su almak için mutfağa çıktığım zaman annemi uyurken gördüm. Hazırda o uyurken evi toplamak geldi aklıma. Türker'e çokça karton kutu bulup gelmesini söyledim ve yarım saate bizde oldu. Annemin uyuduğu odanın kapısını kapatıp Türkeri eve aldım. Öncesinde kiralayacağımız evin sahibini arayıp haber verdik. Daha sonra Türker mutfağı bende benim odamı toplamaya başladım. Küçük olan herşeyi kutulamıştık sadece beyaz eşyalar kalmıştı. Sabah 7 ye doğru uyuyakalmıştık. Annemin çığlıklarıyla açtım gözümü " Begüm uyan evde hırsız var!" Odama koşup bu günler için sakladığım odunu elime aldım ve annemi arkama aldım."Mutfakta"diye bağırdı. Tam odunla mutfağa daldım ki gördüğüm kişi Türkerdi. Türker beni odunla görünce bende Türkeri annemin yakaladığını görünce hep birlikte kocaman bir çığlık attık. Bir yandan anneme ne açıklama yapacağımı düşünürken bir yandan da sakinleştirmek için çabalıyordum. Ya oturup anlatacaktım yada derse geç kaldım diye kaçacaktım. Birinci yolu seçtim . Türker'e dışarıda beni bekle diyip annemi içeriye götürdüm ve Türkeri okul arkadaşım olarak tanıttım . "Sen yorulma diye gece evi toplamak için yardım istedim" dedim. Daha sonra fırça yemekten kaçmak için "A dersin başlamasına çok az kaldı çıkmam lazım "diyip iş kıyafetlerimi çantama koyup üzerimdekilerle beraber evden kaçtım. Tramvaya kadar bisikletle gittik ve oraya kilitledik. Daha sonra beraber tramvayla iş yerine geldik. Türker " Birşey olursa arıyorsun dikkat et kendine esmer civciv " diyerek yanımdan ayrıldı. İşyerine en erken ben gelip dükkanı açıyordum . Dışarıya çıkacak masaları dışarıya silip yerleştirdim.Yavaş yavaş diğer çalışanlar da gelmeye başladı.Birkaç saat sonra patronla konuşmam gerektiği için yanına gittim. "Selin Hanım bu hafta ev taşıyacağız diğer haftaki paramı rica etsem şimdi alabilirmiyim?" dedim . Selin Hanım kötü biri değildi yarımcı olacağını düşünüyorum çünkü daha önce hiç böyle bir istekte bulunmadım ve işimde de sorunsuz ve başarılı biriyim. "Verelim bakalım , daha önce hiç istemedin demekki gerçekten ihtiyacın var ." Dedi . Düşündüğüm doğru çıkmıştı. Çıkış saatine kadar çok fazla yorulmuştum . Türker benden yarım saat sonra çıktığı için kaldırıma oturup onu bekliyordum. Yarım saat sonra yanımda belirdi ve morali çok bozuk görünüyordu her halinden belliydi. Defalarca sormama rağmen hiçbir şekilde cevap vermedi . "Çok kırıldım Türker ben sana herşeyimi anlatırken sen benden gizliyorsun " dediğimde ilk defa bağırdı bana. "Lanet olsun dertlerimi anlatıp sana daha fazla yük olmaktan kaçtıkça üstüme geliyorsun neyim varsa var Begüm bırak kendi hayatına odaklansana " diye çıkıştı.Onunla senelerdir arkadaştık ve hiçbir zaman bana bağırmadı kızmadı bile şimdi ne değişmişti onu anlayamıyordum. " Sen dertlerin varken benimle uğraşıyorsan bırak bende sana yardımcı olayım ne oluyor sana Türker , ne bu hallerin?" dedim gözlerim dolu dolu. Ah aptal çocuk yine kıyamadı aldı sıcacık kollarının arasına. Daha fazla tutamadım göz yaşlarımı ,serbest bıraktım. Kendinde uzaklaştırıp sildi gözyaşlarımı sonra öptü gözlerimden . "Özür dilerim , kendimi kaybettim sen çok değerlisin benim için sadece seni yormak istemedim " dedi. Birşey demedim birlikte tramvaya doğru koştuk. Ona kardeşini sormak istiyordum, kardeşiyle tanışmak istiyordum ama şuan bunu söylemenin doğru zaman olmadığını farkedip düşüncelerimi kendime sakladım. Eve kadar bıraktı beni daha sonra yine adını dahi bilmediğim kardeşinin yanına gitti. Eminim kendini hazır hissettiği gün tanıştıracaktır diyerek kapattım konuyu. İçeri girdiğimde annemde diğer işleri bitirmişti ve sabahtan taşımacı ayarladığımız için eşyaların yarısından fazlası yüklenmişti. Bugün aldığım paralarla taşımacının ücretini verdim. Daha sonra anneme biraz işimin olduğunu söyleyip evden çıktım ve Şerife teyzenin yanına gittim. Bu saatte kapıda beni görünce şaşırdı. "Hoşgeldin kızım içeri gel bakalım." "Hoşbuldum Şerife teyze önemli bi konu konuşmaya geldim yanına." Dedim ve anlatmaya başladım. "Biliyorsun teyze babam öldü onun ölümü üstüne annem taşınmaya karar verdi çıkacağımız eve sizin geçmenizi istiyoruz birde bir ricam daha olacak Yusuf diye bir çocuk var kardeşlerine tek başına bakmaya çalışıyor Annesi hapiste babası da yok bizim ev hepinize yetecek kadar büyük hiç sıkıntı etme yiyecek içecek elektrik su hepsini Türkerle ben hallederim tek istediğim Yusuf ve kardeşlerine de anne baba olman ki zaten seni yoracak çocuklar değiller ." Dedim .Şerife teyze bu duruma çok sevindi. "Zaten yaşıyoruz bir şekilde bakarım o çocuklara da yük değiller ya " dedi . Kabul edeceğini biliyordum çocuklar uyuyorlardı odaya girip ikisinde usulca öpüp çıktım. Türkeri çağırmadığım için azar yiyeceğimi biliyordum bu yüzden mesaj atmak yerine yarın buluşunca anlatırım diye düşündüm.Bakalım yeni hayatım bana ne gibi değişiklikler getirecekti. Düşüncelerimi ,yaşadıklarımı, iyi ve kötü herşeyi değiştirmiyordum. Sadece yaşanmışlıklarıma yenilerini ekliyordum. Benim birsürü kötü gece geçirdiğim odamı ,birsürü kavga ve kaos yaşadığım ,babamı kanlar içinde gördüğüm evimi ,şimdi küçük yaşta birçok kara gün yaşamış çoçukların kahkaha sesleri dolduracaktı. Evet onlar unutmak da istese iz gibi kalacaktı geçmişleri ama gelecekte mutlu olmaları için elimden geleni yapacaktım. Tıpkı kendime yapacağım gibi.Sana elveda demiyorum geçmişim sadece geleceğe merhaba diyorum...

Düşüncelerinizi belirtirseniz çok mutlu olurum:)

Kanlı sevinçWhere stories live. Discover now