3.BÖLÜM: GERGİN BİR AKŞAM

13 1 0
                                    


Toplantı sonrası meclis şenlik için başkentin meydanlarına dağılırken kral Regloras, Minosa, Aril ve Ulam toplantının kritiğini yapmak üzere baş büyücü ve baş vali ile kralın çalışma odasına geçmişlerdi.

Çalışma odasının resmi dekoru Minosa ve Aril için boğucu gelse de yüksek tavanı, geniş pencereleri ve çalışma masasının arkasında ki devasa kitaplığıyla bir o kadar da cezbedici gelmişti. Öyle ki ikisi de ilk müsait zamanlarında kütüphanenin rafları arasında kaybolma hayalini paylaşıyorlardı.

Çalışma masasından on iki metre ilerideki geniş masaya oturan kral Regloras, sağında ki Minosa, solunda ki Aril, Aril'in yanında ki Ulam, Minosa'dan bir sandalye uzakta ki baş büyücü ve onun hemen yanında ki baş vali ile tek tek göz teması kurduktan sonra hafifçe öksürerek boğazını temizledi ve söze başladı.

"Bugünkü toplantımız bir hayli yoğundu lakin pek de verimli geçti. Özellikle son aylarda krallığımızın başını ağrıtan boğaz trafiği ve geçiş ücretleri konusunda aldığımız kararlar epey yerinde oldu. Buna ilaveten Leffin hakları konusunda yapılacak çalışma Leffin haklarını savunan vatandaşlarımızın taktirini kazanacaktır. Malefler konusuna gelince onların ehlileştirilemeyeceği konusunda mutabık kaldık lakin yine de onların varlıklarını inkâr etmiyoruz. Hatta Ülgen kıtası için ne kadar önemli olduklarını bir kez daha vurguluyorum. Bu sebeptendir ki onlarla iletişimde kalmaya devam edeceğiz. Tarımsal kalkınmamız umduğumuzdan da fazla. Böyle giderse diğer krallıklar tarım konusunda bize bağımlı hale gelecekler. Bunun devamı için çiftçilerimizin üzerinde ki ağır vergileri kaldırmamız yerinde oldu. İşçi hakları konusunda da atacağımız adımlar, işçilerimizin krallığımıza bağlılığını arttıracaktır. Meclis gibi sizlerde ordunun iyileştirilmesi ve sınır boylarına yeni kaleler inşa edilmesinin hangi tehditten kaynaklandığını merak ediyor olmalısınız." masadaki herkes kralı başıyla onayladı.

"Bildiğiniz üzere kıtamızda neredeyse sekiz asırdır savaş yaşanmadı. Kıtalar ayrıldıktan sonra her halkın lideri kendi sınırını çizdi ve kıta nüfus dağılımına göre paylaşıldı. Her krallık birbirinin toprak bütünlüğüne saygı duyarak kendi yaşamına devam etti. İnsanoğlundan hiç beklenmeyecek bir özellikti bu. Sekiz asır hiç savaş yapmadan stabil bir şekilde olduğun yerde sekmek."

Baş vali "Kralım, yoksa bir savaş mı bekliyorsunuz?" diye sordu masadaki gözleri üzerine çekerek. Kral Regloras beklediği soruyu cevaplamak için kendisini masasına yaklaştırdı ve sanki bir sır veriyormuşçasına "Evet, bir savaş bekliyorum." diyerek onu yanıtladı.

Bu seferde baş büyücü Rossa bir soru yöneltti. "Ama kralım sizin de dediğiniz gibi sekiz asırdır olmayan savaş neden bugün olsun ki, neticede hiçbir krallığın bir diğerinde toprak iddiası yok. İlişkiler bazen gerilse de hiçbir zaman savaşa evirilmedi. Hatta her krallığı bizzat gezmiş bir büyücü olarak söylüyorum hiçbir halk bu güzelim barış ortamını bozacak savaşa destek vermez. Bu savaş beklentinizin nedenlerini bizimle paylaşmanız mümkün müdür?"

Kral Regloras, Rossa'yı baş valiyi yanıtladığı gibi yanıtladı. "Korkarım ki engel olamayacağımız bir türden savaş olacak bu. Sizlerden isteğim buna uygun olarak hazırlanmanız. Bu savaş uzun sürecek zannımca çok da kanlı olacak. Faldesya eğitim merkezinin bir an önce kurulması, kara, hava ve deniz birimlerinin güçlendirilmesi elzem. Sizlerden tek isteğim verilen emirleri hatasız bir şekilde yerine getirmeniz. Zira en ufak bir hata bir halkın mahvoluşuna sebep olacaktır."

Kralın sözleri başta Minosa olmak üzere Aril, baş büyücü ve baş valiyi tedirgin etmişti. Hiçbiri böyle bir açıklama beklemiyordu. Yüzlerinde beliren korku kral Regloras tarafından çok net bir şekilde okunabiliyordu.

ODLUS: TİRAN OKYANUSU LANETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin