heartless |adrienette|

three.

"the most beautiful part is,

i wasn't even looking

when i found you."

——— ☆ • ♧ • ♠️ • ♧ • ☆ ——— 

        Marinette kafasında zar zor duran havluyu düzeltti ve merdivenin demirliklerine yaslandı. Ardından, tek bir hareket bile etmeden alt kattan gelen sesi dinledi. Odaların yalnızca birinde ışıklar yanıyordu, orası mutfak olmalıydı. Duyduğu porselen ve metal sesleri de şüphesini doğrular nitelikteydi.

Ancak, genç kızın büyük bir dikkatle dinlediği şey bu değildi.

        Adrien, mutfaktaki diğer seslere eşlik etmek istemiş gibiydi. Söylediği popüler şarkının sözleri, kaynayan suyun ve açıp kapanan dolapların sesine karışıyordu.

        Bir süre hareket etmeden bekledi ve gözlerini kapattı genç kız. Aldığı duş, sakinleşmesine ve durumu daha rahat gözden geçirmesine yardımcı olmuştu. Adrien'ın neden onu şikayet etmediğini, aksine koruması gibi gösterip eve getirdiğini bilmiyordu. Ancak sarışın gencin yanında bulunduğu sürece güvende olacağı kesindi.

         Villanın dışında güvenlik görevlileri bekliyordu, pencereler ise kurşun geçirmez materyalden yapılmıştı. Odalarda bulunan duman detektörleri düzenli olarak bakımdan geçiyordu. Eve alınan sebze ve meyveler bile özel olarak kontrol ediliyor, ardından mutfağa götürülüyordu.

Fransa'daki en güvenli ev ödülü kesinlikle Adrien'a aitti.

        Villadan çıkmadığı sürece hayatını tehdit edecek bir durum ile karşılaşması mümkün değildi. Adrien da ruh eşi olduğuna göre, genç adamın kendisine zarar veremeyeceğini biliyordu.

        Bu nedenle genç adamın sunduğu teklifleri kabul etmeye ve aklından geçenleri öğrenmeye karar vermişti. Neden hiç tanımadığı birini yanına alıyordu? Marinette'in onu öldüremediğini fark ettiğinde, genç kızdan faydalanmak mı istemişti?

Aklındaki soruların cevabını verebilecek tek bir kişi vardı.

       Kafasını sağa sola salladı ve saçını saran havluyu çıkardı, ardından merdivenin basamaklarını yavaş adımlarla indi. Adrien hâlâ şarkı söylüyor ve çayı hazırlamakla uğraşıyordu. 

       "Selam," diyerek mutfağa girdi ve sarışın gence bakıp gülümsedi. Sonrasında mutfak masasının yanındaki sandalyelerden birini çekip oturdu. "Yardıma ihtiyacın var mı?"

       "Vitrinden iki tane fincan çıkarabilir misin? Ben de kurabiyeleri tabağa koyacağım." Adrien gülümsemeye karşılık verdi ve antika gibi görünen vitrini işaret etti. Ardından, tezgahın üzerinde duran eldivenleri eline geçirip kurabiye tepsisini fırından çıkardı. Marinette duş alana kadar çay yapmakla yetinmemiş, atıştırmalık da hazırlamıştı.

       Lacivert saçlı kız kendisine söylenildiği gibi fincanları çıkardı, ardından demliği eline aldı. "Kurabiyelerin içine ne koydun?" dedi dalga geçtiği belli olan bir tonla. "Beni zehirlemek istiyorsan söyleyeyim, tat farkını hemen anlarım."