two.

166 28 57
                                    

"after all, soulmates always end up together."

--- ☆ • ♧ • ♠️ • ♧ • ☆ ---

Eve gitmek için bindikleri araç, son model siyah bir Audi'ydi.


       Marinette yolculuk boyunca tek kelime etmemiş, camın dışındaki trafiği izlemişti. Ancak çevresinde olup bitenlere odaklanabildiği söylenemezdi. Zihni birkaç saat içerisinde yaşadıklarını tekrarlıyor, genç kızı düşünmeye zorluyordu.


       Neyse ki kendi beyninin hazırladığı işkenceye uzun bir süre katlanmasına gerek yoktu. Kutlama yemeğinin yapıldığı salon Adrien'ın evinden yaklaşık on kilometre uzaktaydı. Trafik ışıklarını da hesaba katınca, yolculukları yalnızca on beş dakika sürmüştü.


      Düşünceleri Adrien'ın kapıyı açması ile bölündü ve genç kız kafasını kaldırıp sarışın gence baktı. Hangi ara araçtan indiğini, ya da nasıl bu kadar hızlı bir şekilde aracın etrafını dolandığını bilmiyordu.


       "Daha ilk günden kapını açmamı isteyeceğini düşünmemiştim," dedi ve alaylı bir şekilde güldü Adrien. Ardından, araca yasladığı elini kaldırdı ve arkasındaki villayı gösterdi. "Burası benim evim."


"Biliyorum."


       "Ah, doğru, büyük ihtimalle beni öldürmeye gelmeden önce araştırmanı yapmışsındır." Adrien kapıyı tutmayı bıraktı ve birkaç adım geriledi. Ardından, yüzündeki gülümseme daha da büyüdü. "Peki bu araştırmanın detayları neler? Umarım üzerimi değiştirirken bir sapık gibi beni dikizlememişsindir."


       "Sapık olan biri varsa o da sensin." Marinette kızaran yüzünü saklamak için başını eğdi ve araçtan çıktı. Elinden gelen en sert şekilde kapıyı çarptı, elbisesinin eteğini düzeltti ve bakışlarını Adrien'a çevirdi. "Şimdi ne yapacağız?"


"Eve gireceğiz?"


"Ve?"


       "Üzerimizi değiştireceğiz, ardından senin için misafir odasını hazırlayacağım. Eğer henüz uykun yoksa çay da içebiliriz? Tam olarak nasıl bir cevap beklediğini anlamıyorum." dedi ve kafasını yana yatırdı Adrien. Yüzünde gerçekten saf ve şaşkın bir ifade vardı. Ağzından çıkan cümleler çok sıradanmış gibi davranıyordu.


        Marinette ise bu tarz saçmalıkları dinleyemeyecek kadar yorgun ve öfkeliydi. "Yani seninle evcilik mi oynayacağız? Beni bunun için mi yanında getirdin?"


        "Neden yaptığım her şeye, sunduğum her teklife karşı çıkıyorsun?" dedi ve derin bir nefes alarak şakaklarını ovdu Adrien. Ardından, boynunu sıkan kravatı gevşetip omuzlarını silkti.


        "Bak, şöyle yapalım: Eğer eve gelmek ve dinlenmek istemiyorsan arkanı dönüp gidebilirsin. Bahçe kapısını senin için açacağım, gerçi çitlerden atlayabileceğine de eminim."


       Yüzündeki ifade, bulundukları durumdan sıkıldığını belli etmek için yeterliydi. Beline koyduğu eli ve çattığı kaşları ise, sabrının tükenmek üzere olduğunu gösteriyordu.

heartless |adrienette|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin