Ateş İle Su Gibi Aynı

34 4 0
                                    

Uçakta uyuyakalmışım. Gözümü açtığımda havanın soğuk ve karlı olduğu bir yere gelmiştik. Sarı montlu bir kız gelip kelepçelerimi çıkardı. "Yoru adına özür dilerim umarım sana sert davranmamıştır. Amacımızın tutuklamak değil sadece bulup getirmek olduğunu defalarca söyledim ona!" diyerek söylenmeye başladı. arka taraftan bana bir mont verdi. "Bunu giy. Icebox çok soğuktur." Kızı dinledim ve montu giydim. Vay canına burası gerçekten soğuktu.

Uçaktan indiğimde beni siyah, uzun saçlı bir kadın karşıladı. Diğerlerinden daha iyi birine benziyordu açıkçası. "Hoş geldin Vilmaris. Umarım çocuklar sana nazik davranmıştır." cidden sıcak kanlı biriydi. "Hah! Sen bir de onlara sor bakalım gerçekten 'NAZİK' davranmışlar mı!" bunu söylerken beni arkamdan kelepçeleyip uçağa götüren çocuğa bakıyordum. Gerçekten kaba ve soğuk birine benziyordu uzaktan. Kim bilir belki de gerçekten öyle biridir.

"Ben Sage yeni gelen ajanlarla ben ilgilenirim. Gel seni odana götüreyim." Tamam buraya neden geldiğimi sormak için işte mükemmel kişi. "Ee şey Sage yanlış anlama ama beni neden kaçırdınız? Yani arkamdan tam 5 kişi koşuyordu ve birinin elinde silah vardı!?" Sage yüzüme bakıp sırıttı ve şunları söyledi. "Ne kaçırmak mı? Hayır seni kaçırmadık sadece biliyorsundur her halde özel güçlerin var. Bu yüzden suyu ve içinde su içeren belirli şeyleri kontrol edebilir ve onlarla istediğin şeyi yapabilirsin. Seni bu yüzden buraya getirdik. Bazı insanlar ilk ışıktan sonra senin gibi güçler kazandı. Bazıları iyi amaçla kullanmayı, bazıları kötü amaçla kullanmayı bazıları ise hiç kullanmamayı seçiyor. Sen iyi amaçla kullananlardansın neyse ki. Bizim Amacımız Radyanitimizi çalanları durdurmak. Hırsızlar Radyaniti çalmak için spike adında bir cihaz kullanıyorlar." dedi ve devam etti. "Biz Spike'ın patlamasını ve Radyanitin çalınmasını engelliyoruz. Senin gibileri de bu hırsızları durdurabilmek için protokole alıyoruz. Yani merak etme ortada bir kaçırma mevzusu yok:)" Konuşmamız bittiğinde bir kapının önünde durduk.

"Hadi içeri girelim." Sage gözleriyle kapının yanındaki tarayıcıya elimi koymamı işaret etti. Tarayıcıya elimi koydum, kapı açıldıktan sonra içeriye girdik. Oda o kadar güzeldi ki gözlerimi alamıyordum. Ama dikkatimi çeken ilk şey odadakilerin benim eşyalarım olmasıydı.  "Şey Sage bir şey fark ettim bunlar...benim eşyalarım yani kendi evimdeki eşyalarım." Sage bir anda bana döndü. "Ah evet şey siz yola çıktığınızda senin bazı eşyalarını alıp başka bir uçakla merkeze erkenden transfer ettik. Ayrıca odanı ben düzenledim umarım tarzım hoşuna gitmiştir."

Ardından kapıdan elinde valizimle gelen bir kız vardı. "Hey Sage Vilmaris'in kıyafetlerini getirdim. İçlerinde kışlık yoktu bu yüzden gidip bir kaç tanede kışlık kıyafet alıp valize koyduk." Sage kıza teşekkür edip çıkmasını istedi. "Şey sen şu anda yol yorgunusun istersen bir duş al. Sen duştan çıkmadan önce kıyafetlerini yerleştirip çıkarım." başımla Sage'i onayladım. Bornozumu aldım ve banyoya girdim. Gerçekten olanlardan sonra sıcak bir duşa ihtiyacım vardı.

Banyodan çıktım ve üstümü değiştirdim. Aynada kendime baktım. Üstümde açık mavi bir mont, içimde siyah bir sweatshirt, altımda kalın koyu gri bir pantolon ve ayağımda da hep giydiğim kahverengi botlarım vardı. Saçlarımı yaptıktan sonra odadan çıktım. Telefonuma bir mesaj gelmişti. Şu anda tam ihtiyacım olan şeydi bu. Icebox karargahının haritası. haritayı açtım ve oradan bakarak mutfak girişine geldim. Telefonumdan müzik açtım kulaklığımı taktım ve içeri girdim. İçerisi bomboştu. hiç bir şeye aldırmadan gidip biraz yemek aradım. Estar al final! Buz dolabında 2 dilim pizza vardı. Yeni yıkanmışların arasından bir tabak aldım ve dolaptaki 1 dilim pizzayı alıp ısıtmaya başladım. O sırada en sevdiğim şarkı çalmaya başladı. Kendimi tutamayıp şarkıyı söylemeye başladım. Tekrar dolabı açtım ve içecek bir şeyler aradım. şanslıydım dolapta biraz kola vardı. Kolayı tezgaha koydum ve bardakları aramaya başladım. Bardakta bulduktan sonra pizza ısındı. Pizzayı ve kolayı hazırladıktan sonra etrafı temizledim ve yemeğimi tepsiye koydum. Tepsiyi elime aldım ve odama dönmek için arkamı döndüm hala şarkı söylüyordum. Fakat tam o sırada karşımda bana bakan o çocuğu gördüm. Kaplan maskeli çocuk. Yanıma tezgaha doğru geldi ve kendine bir bardak su aldı. Suyunu bitirdikten sonra bana döndü ve soğuk bir ses tonuyla şunları söyledi "Protokole hoş geldin. Bir an önce kendine bir kostüm ve bir isim bulursan iyi olur çünkü kimse burada kimse kimseye kendi ismiyle seslenmez." dedi ve dışarı yöneldi. Çıkmadan önce arkası dönük şekilde "Ben Yoru bu arada." dedi bana ve çıktı mutfaktan. Bende yemeğimi aldım ve odama gittim.    

Seni Böyle SeviyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin