1 Hafta Sonra:
"Onu gördüğümden beri çok garip hissediyorum. Sanki göz göze geldiğimizden beri kalbim onun için atıyormuş gibi geliyor." odamda bilgisayarımdan dizi izliyordum. Sonra odamın kapısının çaldığını fark ettim. Diziyi kapattım ve kapıyı açtım. "Merhaba Sage bir sorun mu var?" Sage çok heyecanlıydı aceleyle odaya girdi ve dolabımı açıp kurcalamaya başladı. Bir yandan bana "Vilmaris dolabında balo elbisen var mı?" diye sordu. "Balo elbisesi mi? Evet elbisem var neden sordun?" Sage bana öyle bir şey söyledi ki bir anda heyecanlanmaya başladım. "Bak Vilmaris bu gün Chamber'ın doğum günü vee Chamber doğum gününü resmi bir balo edasıyla kutlar. Kısacası hepimizin resmi kıyafet giymesi gerekiyor. Yani tatlım acele et elbiseni giy, aksesuar tak, saçını yap ve bir an önce aşağıya gel lütfen." dedi ve dolabımı kapatıp odadan çıktı. Anlaşıldı iş başa düşmüştü. Uzun zaman sonra gerçekten resmi giyinmenin zamanı gelmişti. Dolaptan elbisemi, botlarımı ve aksesuarlarımı çıkarttım.
Kıyafetimi giyindikten sonra tekrar ayna karşısına geçtim ve kendime bakıp Saçımı son bir kez düzelttikten sonra üstüme bir ceket aldım ve aşağıya Sage'in Anlattığı yere gittim içerisi sıcaktı ve gerçekten bir baloya benziyordu. Ceketimi çıkarıp bir yere bıraktım. Diğerlerinin yanına gittiğimde herkes bana bakıyordu. Sanki doğum günü Chamber'ın değil benimdi. Ama herkesin arasında bana özellikle bakan biri vardı, Yoru. Yoru bana bakıyordu, ama gözlerinde başka bir şey yazıyordu. Sanki bana bir şey söyleyecekmiş ama söyleyemiyormuş gibi bakıyordu bana.
Ona aldırmadan Sage'in yanına gittim. Sage'in bana söylediği ilk şey "Aman Allah'ım, Vilmaris...Yunan tanrıçalarına benzemişsin. Çok güzelsin canım." oldu. Ardından Sova, Brimstone ve Viper geldi. Onlarda bana durmadan iltifat ediyorlardı. En son yanıma Chamber geldi ve bana normalinden fazla nazik davranmaya başladı. Aşırı derecede samimi davranıyordu bana. Sonra gözüm Chamber'a öfkeyle bakan Yoru'ya takıldı. Daha gözümü açıp kapamadan Yoru dibimde bitmişti. Beni kenara çekti ve Chamber ile tartışmaya başladı.
Chamber bir anda arkasını döndü saatini düzeltti. Ardından dönüp Yoru'nun yüzüne yumruk attı. Sonra Yoru Chamber'a iki katı sert yumrukla karşılık verdi. Ben Yoru'yu Sova ise Chamber'ı tutuyordu. Bir anda ayağım kaydı ve yere düştüm. Kimse beni fark etmemişti çünkü Yoru ve Chamber o kadar gürültülü bağırıyordu ki, benim sesim duyulmuyordu bile. Ben yere düşünce Yoru bir anda Chamber'ın üstüne atladı birbirleriyle yumruklaşmaya başladılar. Ben ise sadece ordan uzaklaşıp sakin bir yere gitmek istiyordum. Bu yüzden hemen yerden kalktım, ceketimi aldım ve koşarak oradan uzaklaşıp odama gittim.
İçeri girdim ve yatağımın üstünden pijamalarımı alıp üstümü değiştirdim. Saçlarımı açtım, aksesuarları çıkarttım ve nihayet kendim gibi hissettiğimden emindim. Bilgisayarımı açtım yatağıma uzandım ve kendime yeni bir film açtım. Aradan yarım saat rahat geçmişti. Filmi izlerken acıktığımı fark ettim. Hiç istemesem de yumuşacık yatağımdan kalkıp kendime yemek almaya gittim. Ortalıkta kimse yoktu. Ama hala kavga sesleri geliyordu. Neden kavga ettiler hala anlayamıyorum. Sırf bana nazik davrandı diye Chamber'a neden yumruk attı bu çocuk? Bu Yoru'yu hiç anlamıyorum. Bir insanın birine nazik davranıp davranmamasından sana ne? Böyle şeyler onu ilgilendirmez, hele ki nazik davranılan insan ben isem hiç bir şekilde karışamaz! Ben kendi içimde mırıldanırken bir yandan da buz dolabında bulduğum 1 tabak makarnayı ısıtıyordum. Makarnanın hazır olmasına yakın dolaptan ketçap çıkardım. makarna hazır olduğunda mikrodalgadan çıkarttım ve üstüne ketçabı döküp tepsiye koydum. Çatal da aldıktan sonra tepsiyi alıp yukarı çıktım. Yatağıma uzandım, tepsiyi kucağıma aldım, tabağımı elime aldım ve filme kaldığım yerden devam ettim.
Nihayet film bitmişti ve benimde uykum gelmişti. Tepsiyi bir kenara bıraktım ve bilgisayarı kapattım. Ardından kendimi rüyaya bıraktım ve deniz dalgalarını düşünerek uykuya daldım...
Rüyamda Yoru vardı. Aslında Yoru'nun kendisi değil ama sesiydi rüyamdaki. Ve sürekli bana sesleniyordu. Bir sahilin kenarındaydım. Dalgalar üzerime geliyordu. Ben dalgalardan kaçarken kulağımda hala Yoru'nun sesi yankılanıyordu. Bana bir şey söylüyordu ama anlamıyordum. Dediklerinin bir kısmı çok net, ama bir diğer kısmı ise acayip boğuk ve anlaşılamazdı. Sesi boş verip dalgalardan kaçmaya devam ettim. Bir süre sonra tam önümde bir çiçek yığını belirdi. Tam o Çiçeklere ulaşacakken bir anda rüyam sona erdi ve uyandım. Ama aklım hala Yoru'nun bana rüyamda ne söylediğinde kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Böyle Seviyorum
Fanfiction"İnsanlar benim hakkımda istediklerini söylesin. Beni istedikleri kadar incitsin. Ama ona...asla dokunmasınlar..."