Rae Harvey
Kağıtları tek tek açtı, usulca masaya koydu. Elimde maça 10 ve karo kız vardı. Ortadaki kağıtlara bakmadan önce masaya bakan göze baktım. Düşünceli görünüyordu. Galiba eli biraz kötüydü. Göz göze geldiğimizde derin bir nefes aldı. Yeniden masadaki kartlara baktı. Sonunda ben de masadaki kartlara baktım. Masada sırasıyla; karo vale, sinek 9, karo as, kupa 5 ve sinek papaz vardı. Straight. Başka, daha iyi bir el çıkar belki diye hızlıca kartlara baktım. En iyisi buydu.
Karşımda oturan, adını iki el önce unuttuğum adamın sesiyle başımı kaldırdım. "Hâlâ düşünüyor musun Bay Harvey?". Üç el boyunca kazanmasına izin vermiştim. Belli ki öz güveni gelmişti. Yüzünde kendini bir bok sanan adam sırıtışı vardı. Midemi bulandırmıştı fakat yüz ifadem asla değişmiyordu.
Derin bir nefes aldım ve önümde duran sarı pullardan 5 tanesini ileri sürdüm. Beklediğim hamleyi yaptı. Rest çekti. 2 gün önce işe aldığımız, hiç masasında oyun oynamadığım kurpiyerin gözleri bana döndü. Galiba adı Alex'ti.
"Pekala" dedim. Aciz görünmeye çalışmak en nefret ettiğim şeydi fakat birkaç gündür kumarhane iflas eşiğine gelmişti. Ben de önümdeki tüm pulları ileri sürdüm, rest çektim. Pis sırıtışı hâlâ gitmezken elindeki kartları çevirip ortaya bıraktı. Önüme gelen kartlara baktım. Maça 9 ve karo 5. Twopair. Kazandığımı bilsem bile ifademi değiştirmemeye özen gösteriyordum. Gözlerimi gözlerine diktim. Dudaklarından aptala yakışır bir sırıtma vardı. Kurpiyer, "Lütfen kartlarınızı açınız, Bay Harvey." dedi buz gibi sesiyle. İşte bu yüzden, bu kızı işe almıştık. Soğukkanlı ve rahattı. Bu rahatlığını belli etmiyordu.
Yavaşça önümdeki kartları çevirdim. Kartlarımı görünce önce gözlerindeki ışıltı ardından yüzündeki gülümseme yok olmuştu. İşte bu ifadeyi görmeyi seviyordum. Bakışları önce pullara ardından gözlerime tırmandı. Kurpiyer, "pullarınızı alabilirsiniz Bay Harvey." dedi, yine soğuk sesiyle. Arkamdan uzanan bir el bir anlık duraksamama neden olsa da bileğinin üstünde yazan "1921" dövmesini görmemle sırtımı sandalyeye yasladım. 12 yaşından beri benimle kalan, kumarhaneye açmamdaki tek ve en büyük destekçim Akiro.
Pulları iki seferde aldı, elindeki büyük siyah torbaya attı. Adam, pişkin ve şaşkın bakarken Akiro'nun yüzünde büyük bir gülümseme daha doğrusu sırıtış vardı. Adamı hâlâ hatırlamadığım ama çok da umrumda olmayan adam, yerinden kalktı. Kaybetmeye tahammülü yoktu. "İyi oyunlar" dedi ve hızlıca bar alanına gitti. Akiro, adamın kalktığı yere oturdu. Sırtını yasladı ve elindeki torbayı masaya fırlatır gibi bıraktı. Kurpiyer Alex, "Oyun mu oynayacaksınız, Bay Harvey?" diye sordu gözleri torbadayken. "Yok Alex, kalkabilirsin." dedi Akiro, benden önce davranıp.
İki çift yeşil gözün bana döndüğünü hissettim. Benim gözlerim masadan ayrılıp giden Alex'in üzerindeydi. "Rae" dedi beklediğimden daha kalın bir ses tonuyla. Gözlerim Alex'in sarı saçlarında dolanıyordu. Boğazımdan kısa ve sessiz bir mırıltı çıkardım. "Rae.". Derin bir nefes aldım, "efendim" dedim. "Rae!" dedi fakat sesi yüksek çıkmıştı. Yakın masalardan birkaç göz bize dönmüştü. Hızlıca kafamı Akiro'ya çevirdim. "Ne var, ne inliyorsun?" diye hırladım. Sandalyeden kalktı ve torbayı sol eline aldı.
Sıkıca kolumdan tuttu ve beni de ayağa kaldırdı. Normal bir zamanda kolumdan böyle tutmasına asla izin vermezdim ki tutmazdı. Bir sorun olmalıydı. Neredeyse tüm masalara çarparak çıkışa ulaştık. Beni dışarı ittirip peşimden çıktı. Yeniden koluma yapıştı. Hızlı ama dikkatli adımlarla uzaktaki pınar ağacının altına götürdü. Kolumu tutuşu sertleşmiş, sıkmaya başlamıştı.
Kolumu sertçe elinden kurtardım. "Derdin neyse umarım önemli bir şeydir yoksa.." dedim ve derin bir nefes alıp konuşmaya devam edecekken torbanın içinde hızlı hızlı bir şey aradığını fark ettim. İçinden bir kağıt parçası daha doğrusu bir gazete parçası çıkardı. Torbayı yere bıraktı ve hızlıca ilk sayfayı bana çevirdi.
Sayfanın en üstünde hava durumu tahmini, altında yarın açılacak yetimhanenin haberi vardı. "ee, ne var bu haberlerde?" diye sordum. Parmaklarıyla en altta kocaman olan bir başlığı göstererek "bittik" diyebildi. Başlıkta şöyle yazıyordu;
"Yeni Işık Varisi Eğitimini Bitiriyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakamoz Işığı
FantasyAydınlık ve Karanlık'ın şehveti. Büyü dolu bir evren. Macera dolu bir aşk hikayesi. "Tek sorun güçlerimiz mi? Tek sorun senin gücünün bana zarar vermesi mi sanıyorsun. Yanılıyorsunuz Bay Harvey! Asıl sorun senin kalpsiz oluşun." Bu serüvene seni de...