7.

1.6K 207 142
                                    

Smexytavşan
Beomgyu

Dün parkta gördüğün birinden bahsetmiştin ya

O oymuş

Yeonjunun kankası

Ramyeonjun
Ney✔️✔️

Nasıl öğrendin✔️✔️

Emin misin doğru olduğuna✔️✔️

***

Yeonjun hyung Jeju'dan döner dönmez onu buluşmaya çağırmıştım. Telefonumu en kısa zamanda geri almalıydım, özlemiştim onu. Rüzgarda dağılmış saçlarımı camda düzelttikten sonra 934 Kafe'nin kapısını ittirerek içeri girdim, ne zaman paramızı sulayasımız gelse bu kafeyi tercih ederdik.

Gözlerim Yeonjun'u tanıdığı zaman adımlarımda yalpaladım, yalnız değildi. Yanında getirdiği simayı hatırlamam biraz vakit aldı. Kaşlarımı çattım, hiçbir anlam veremiyordum. Yeonjun'un yanında getireceğini tahmin edeceğim insanların sonuncusu bile değildi Taehyun. Çok değişmişti, ama tanınmayacak kadar değil. İkisi L koltuğun aynı kenarında yan yana oturuyordu, Taehyun köşeye yakın olan tarafta olmak üzere. Kapıdan içeri girdiğim an beni fark etmişti.

İngilizcem o kadar da kötü değildi aslında. Ama hızlı konuştuklarından sadece birkaç kelimeyi yakalayabiliyordum.

"Why didn't you...here ?!"

"If I did... then you..."

Ah, gerçekten çok sinir bozucuydu. İngilizceye daha çok ağırlık vermeliydim.

"Enough!"

Harika, sesim peltek çıkmıştı. Taehyun yüzünde -belki de daha önce hiç görmediğim- samimi bir gülümsemeyle bakıyordu, Yeonjun hyungun bakışları bir bana bir ona gidip geliyordu. Zaten telaffuzuma güvenmediğim İngilizcem onların kulağına komik gelmiş olmalıydı. En azından dikkatlerini çekmeyi başarmıştım. Ofladım.

"Telefonumu ver!"

Vermesini beklemeden Taehyun'un üzerinden telefonumu almaya uzandım, ve aldığım yere de hyungun telefonunu koydum. Bunu yaparken kişisel mesafe kurallarını biraz ihmal etmiş olabilirim.

"Beombeom hazır eline almışken çektiğim fotoğrafları bana göndersene ya."

"Tabii~"

Ona fotoğrafları attıktan sonra bir umut rehberime göz atınca yine aynı isimle kayıtlı olduğunu görünce gülümsedim. Hemen isminin üzerine tıkladım. Kesinlikle bu telefon üzerinden konuşmuşlardı, aksine ihtimal vermiyordum. Mesajlaşmaları okursam onun hakkında daha fazla bilgi edinebilir, hatta belki ismini bile öğrenebilirdim! Yaptığım şey mahremiyete saygısızlık olabilirdi, ama sonuçta benim telefonum bu arkadaşım.

Yaşadığım hayal kırıklığı büyüktü, hiçbir mesajlaşma yoktu. Salak ama kurnaz kuzenim hepsini silmeyi akıl etmişti. Ve ben onun telefonunda yaptığım hiçbir şeyi silmemiştim. Canım sıkılınca çektiğim saçma salak özçekimleri bile.

Şimdi telefonu geri istesem çok mu tuhaf kaçar? Evet.

Malın önde gideniyim. Neyse, en azından numarası hâlâ elimdeydi. Başımı kaldırdığımda iki arkadaş sanki ben yokmuşum gibi İngilizce tartışmalarına devam ediyorlardı.

SIM Card | TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin