11.

1.2K 176 138
                                    

Patlayanşekergyu
Sen osun değil mi?

1000 IQ gymbro
?

Patlayanşekergyu
Bunca zamandır konuştuğum kişi

Sen Taehyunsun (22.52)
görüldü.

Kızgın değilim (23.11)

Ama neden bu zamana kadar sakladığını anlamış da değilim

***

Görüp de cevap vermediğini tahmin edebiliyordum, zamana ihtiyacı vardı belli ki. Ben de bu sırada Taehyun'u düşündüm, bizi düşündüm. Azı mıydık fazlası mıydık bilmiyorum, ama biz hiçbir zaman arkadaş olmamıştık. Şu bir hafta öncesine kadar tanıdık bir isimden daha fazlası değildi benim için.

Kafedeki konuşmalarımız geldi aklıma. Taehyun bunca zamandır ince ipuçları bırakıyordu aslında, onları yakalamam için.

"Buranın yaksikleri çok iyi, ama annemin yaptıklarını geçemez asla."

"Annenle aranız çok mu iyi?"

"Evet, o bu dünyadaki en favori insanımdır."

"İmrendim ona." Burukça gülümsedi. 'Belki de annesiyle iyi geçinemiyor', diye düşündüm.

"Eminim sen de birisinin favori insanısındır, Taehyun-ssi."

"Favori insanımın favorisi değilim ama, o yüzden umrumda değil."

***

İçeri aniden sızan ışıkla rahatsız olan gözlerimi açtım, uyuyakalmışım. Kapı sonuna kadar açılmış, pervazında bir silüet duruyordu. Hemen tanıdım onu.

"T-Taehyun?"

Cevap vermeden seri adımlarla ilerlemeye başladı. O bana yaklaştıkça içimi gerginlik mi yoksa heyecan mı olduğunu ayırt edemediğim bir his kaplıyordu. Ellerini yatağımda iki yanıma koyup yüzüme doğru eğildiğinde nefes nefese olduğunu idrak ettim, aralık dudaklarından çıkan sıcak nefesi yüzüme çarpıyordu. O an küçülüp yatak başlığına sinmek istedim, ama yapamadım. İçimde bir şeyler geri çekilmeme izin vermiyordu. Sürekli kırpıştırdığım kirpiklerimin arasından ona baktım. Çok yakındaydı, kalp sağlığıma iyi gelmeyen bir derecede yakın.

"Taehyu-"

"Beomgyu, lütfen." Gözlerimin içine yalvarır gibi bakıyor, gittikçe daha da yaklaşıyordu. Kollarına tutundum, avuçlarımın altında gerilen kaslarını hissedebiliyordum.

"Daha fazla ayrı kalmaya dayanamıyorum." diye fısıldadı. Gitme o zaman, demek istedim. Ama bu fazla bencilce bir istekti, sessiz kalmayı tercih ettim o yüzden. Artık öyle yakındı ki nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Kalbim göğüs kafesimin içinde beklentiyle çarpmaya başladı. Ellerini nazikçe yanaklarıma yerleştirdi, dudaklarını benimkilere bastırmak üzereydi-

Yatağımdan fırlayarak uyandım, terler içinde kalmıştım. Kapım kapalıydı, ve üzerime eğilen bir Kang Taehyun yoktu. Mutfağa gidip kendime gelmek için bir bardak su içtim ve yanaklarımı hafifçe tokatlayarak odama geri döndüm. Bunları hayal etmek için çok geçti, o gidiyordu. Komodinin üstündeki telefonuma uzandım. Saat 04.46'ydı, ve bir mesaj vardı.

Kang Taehyun
Eğer bu seni hayal kırıklığına uğrattıysa özür dilerim. (04.39)

Hayal kırıklığına uğramış mıydım? Hayır, neden uğrayayım, bir beklentim hiçbir zaman olmamıştı ki. Çekmecemden burada unuttuğu bilekliğini çıkarıp elimde incelemeye başladım.

Birbirimizi göremeyeceğiz ki. Bu dünyada milyarlarca insan var. Beni zamanla unutabilir, Kanada'da -ya da başka bir yerde- çok daha iyi birisini bulabilir. Bunların hepsi yaşanabilir. Ama aklımdan geçirmeden de edemiyorum. 'Gitmeseydi, biraz daha kalsaydı ne olurdu?' diye. Yatağıma tekrar yatıp uyumaya çalıştım. Geçer zamanla.

***

Ramyeonjun
Beomgyu

Taehyunla havaalanına gidiyoruz şimdi (06.43)

Patlayanşekergyu
Napim

Ramyeonjun
Bilmek istersin diye düşündüm

Istiyosan gel bizimle

Ugurlamis oluruz

Patlayanşekergyu
Yok

Sağol

Ders çalışacağım

Ona iyi yolculuklar

Ramyeonjun
Baslayacam sana da dersine de

***

Sabahın yedisinde masaya geçip hangi ders olduğuna dikkat etmeden bir test kitabı açtım. Beş dakika boyunca kitapla bakıştıktan sonra ancak idrak edebildim: Matematik. Elimdeki kalem kitabın üzerinde geziniyor, belirsiz şekiller çiziyordu. Odaklanmak için çaba gösteriyordum, fakat Taehyun'un gözleri, bana olan bakışları sürekli zihnimde beliriyordu.

Bu durumda çözemeyeceğimi anlayınca kafamı yavaşça kitabın üstüne koydum. Kağıdı yumuşaktı, ve güzel kokuyordu. Ama Taehyun daha güzel kokuyor.

"Argh!" Kendime sinirlenip kalemi masanın herhangi bir yerine fırlattım. Taehyun'un beni sevmesi için ne yapmış olabilirim ki? Çok mantıksız, ona layık bile değilim.

Hem birini sevmek ne demekti ki? Ben hiç böyle şeyler hissetmedim. Bir nedeni olması gerekiyor muydu mesela? Klişe romantik-komedi filmlerindeki gibi miydi? Ben o filmleri hiçbir zaman sevmedim, benim gerçeğimi yansıtmıyorlardı: gençliğini masanın başında, ders çalışarak geçiren halimi.

Şimdi geriye dönüp baktığımda, sanki hayattaki bütün çabam okulda bir sayı olabilmek içindi. Bana başarıya ulaşmam tembihlendi, ama bir sayı düşünmeden bu başarının neye benzediğini bilmiyorum bile. Ailem beni her zaman iyi bir öğrenci olmam için teşvik etti ve üniversiteye girdiğimde de bu devam edeceğini bilsem ve varlıklarını takdir etsem de, yüksek puanlardan başka başarabileceğim pek bir şey yokmuş gibi geliyor.

Ama kendimi insan gibi hissettiren bir şey yapmak istiyorum, sanki sadece bir sayıdan ibaret değilmişim gibi. Ve Taehyun bir şekilde bana bir sayıdan çok daha fazlasıymışım gibi hissettirmeyi başarıyordu. Taehyun... Ciğerlerime çektiğim temiz hava kadar huzurlu, 'insan' olarak nitelendirilebilmek için de fazla kusursuz. Dürüst ama bir o kadar da nahif bir kişiliğe sahip. Onu doğru düzgün sadece bir haftalığına tanıyabilmiş olsam da iyi biri olduğuna dair hiçbir şüphem yok. Standartlarım için Taehyun'u örnek gösterebilirdim, ama bu çıtayı aşırı yükseltmek olurdu. O bir sevgiliden isteyebileceğimden çok daha fazlasıydı.

Karnım ağrımaya başladı, içimi çektim. Kafamın içi öyle karışık ki. Bugün onu düşünmekten başka bir şey yapmadım sanırım. Ama emin olduğum bir şey var; Taehyun'un sadece geriye dönüp baktığım güzel bir anı olmasını istemiyorum.

Patlayanşekergyu
Güvenle eve varınca haber ver(16.19)

Biraz üzgünüm gittiğin için(18.02)




















Yav ben bu romantik betimleme isinde çok zorlanıyorum ya

SIM Card | TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin