Mesaj

723 28 0
                                    

Anlamamıştı hala bacağım da yara olduğunu. Şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Biraz bakışmanın ardından bir şey olmamış gibi önüne döndü. Neydi bu şimdi ? İnsan bir sorar ne oldu ? Yok ama bu manyak sorar mı ? Egosunu koyar mı kenara?
Ne diyorum ben ya. Sanki onun sormasına kaldım. Acıyan bacağımla beraber koca bir okul günü geçirdim ardından. Okul çıkışı dayım almıştı beni. Şanslıydım galiba . Eve gelince pek yapacak şeyim olmadığından test çözmeye başlamıştım. Okulda pek arkadaş edinememiştim . Çok sıcak kanlı bir tipim aslında ama bu okulda arkadaş edilebileceğimi sanmıyorum . Uzun ve yorucu okul günün sonunda kendimi huzurla banyoya attım. Suyu sevmiyorum aslında ama iyi geliyor bana. Güzelce bir duşun aldım. Saat 22.00 geliyordu. Zaman bu kadar hızlı akıyordu bazen. Bazense saniyeler bile geçmiyordu. Hayatın biz insanlara acımasız bir yanıydı. Zaten her yer çiçekli böcekleri güzel olsun demiyorum ama dizilerede özenmiyor değilim. Telefonumun
DIT DIT DIT sesiyle kendime geldim Bu telefon yine ne dıtlıyor diye haykırasım vardı. Kesin SAYIN KULANICIMIZ .....diye başlayan bir mesajla karşı karşıya gelecektim. Yatağın ortasına bıraktığım telefonu elime alıp mesaj bölümüne girdim. Telefonumda kayıtlı olmayan bir numaradandı. Kesin birileri oynatıcak düşünceyle mesaja girdim. Gördüğüm şey karşısında biraz şaşırdım açıkçası.

" SU İYİ GELMEZ YARAYA"

defalardır aynı cümleyi okuyordum. Sapık mı var evde diye banyoya girdim. Ancak kimsenin olmadığını iyi biliyordum . Yinede emin olmak için bütün odayı turladım. Sahi bunu kim yazmıştı. Cevap yazsam mı ? Yok ya oynatmak için yazdılar büyük ihtimalle. Genel de öyle olur diye düşünüyorum. Belkide yanlış numaraya mesaj attılar diye kendimi avutmaya çalışıyordum. Odanın içinde bir kaç tur daha attıktan sonra göz kapaklarımın ağırlaştığı hissettim. Hem bir kaç kelimeyi niye bu kadar umursuyorsam ? Diye diye yatağıma girdim. Hala aklımda o saçma mesaj vardı. " SU İYİ GELMEZ YARAYA" " SU İYİ GELMEZ YARAYA" " SU İYİ GELMEZ YARAYA" derken uykunun bastırdığı hissediyordum daha fazla dayanamayıp kendimi uykuya bıraktım.

Alarm çalmasıyla ağır ağır açtım gözlerimi hala aklımda o saçma mesaj vardı. Kim niye attı ? Sorusunun cevabını arıyorum kafamda. Neyse diyip ayağa kalktım. Sonun da çıkar kokusu diyip merakımı bastırmaya çalıştım. Yıkanma ve giyinme faslının ardından kendimi kahvaltı masasına attım. Dayımla yengem sanki bir şey söyleyecek gibi birbirlerine bakıp duruyorlarďı. Dayanamayıp ne oldu? desem ayıp olur muydu ? Diye kendi kendime düşünmeye başladım.
" Damlacım biz iki günlüğüne yengenin ailesinin yanına gideceğiz acaba evde tek kalmaktan korkar mısın ? Istersen bizlede gelebilirsin. " diyen dayıma baktım. Evde tek kalmak tam bana göre . Sonuçta tanımadığım insanların yanında ne işim vardı . Sıkılırım ben .
" Sorun değil ya siz gidin hem iki gün ne olur ki" dedim rahat bir şekilde. Dayım da rahatlamış bir şekilde bana bakıyordu. " Ama istersen bizle gelebilirsin " adlı yarım saatlik konuşmanın ardından okula gelemiştim. Zar zor ikna olmuşlardı. Gerçi bir yanımda gitmek istemiyor değildi. Hele o mesaj aklıma geldikçe cinayet sahneleri sırayla gözümde canlanıyor. Ya tam uykunun derin aşamasındayken bir anda sapık boğazıma yapışıp ..... Allahım ne saçmalıyorum ben diyip kendime gelmeye çalıştım . Son ders başlayalı 10 dakika olmuştu ve o uykucu manyak henüz okula gelmemişti. İçimdeki organlar resmen el ele tutuşmuş halay çekiyorlar. Bu günün en güzel yanında buydu. En azından benle kimse uğraşmamıştı. Akşam için burak abimle takılacaktım. Sapık korkum birazcık azalmıştı. Ben bunları düşünürken çalan zilin etkisiyle kendime geldim. Hızlı adımlarla bahçeye çıktım ve burak abim arabaya yaslanmış beni bekliyor bir vaziyette buldum. Altında siyah bir pantolon üzerinde ise düğmeleri neredeyse patlayacak kot bir gömlek ile poz veriyordu resmen. Zaten hızlı olan adımlarımı iyice hızlandırdım yanına kimse gelmeden gitmeliydik yokda tekrar o saçma muhabbete katlanamazdım.Bir kaç adımın sonunda yanına varmıştım ve yanında kimse yoktu. ZAFER!!

" Hadi kuzen ağaç oldum resmen burda "
"Tamam abi ya anca işte zil yeni çaldı zaten" diyerek okulu işaret ettim.
"Neyse hadi atla maça geç kalacağız"
Dedi. Tabi gidelim maça. Maça mı? "Ne maçı ? Dedim şaşkın bir şekilde. " Yolda anlatırım gidelim üzerini değiş önce" dedi ve arabaya bindi. Bende ardından şaşkın bir ifadeyle yerimi aldım. Eve giderken maç konusu anlatmıştı . Arkadaşlarıyla basket maçı varmış oraya gidecekmişiz. Her hafta maç olurmuş hem kızlar falanda varmış ayrıca sevgilisi de geliyormuş onunla tanışacakmışım. Eve geldiğimizde hemen odama çıktım altıma mavi bir kot üzerime ise siyah bir tişört ve son olarak siyah hırkamı giyindim. Saçımı açık bıraktım. Koşarak beyaz Converselerimi giyindim. Aynada son kez kendime battıktan sonra telfonumu ve cüzdanımı cebime koydum . Çanta taşımamak gibi prensiplerim var. Hızlı adımlarla arabaya bindim. Yaklaşık yarım saat sonra bir sahanın önünde durduk. Denize sınır bir saha...
Burak abim arabadan inince bende hemen indim. Yanına gittim. Sonuçta burayı bilmiyordum. Elini boynuma attı
"Hadi kuzen daha bizim hatunla tanışıcan"dedi gülerek. Yavaş yavaş sahaya yaklaşıyorduk sesler gelmeye başladı. Birileri kahkaha atıyordu. Bu ses bana çok tanıdık geliyordu. Sanki .....
"Ah bizimkilerde burda kuzen sen onlarla takıl üzerimi değiştirip geleyim Yenilmeye doyamayan bir takıma karşı oynayacağız "dedi alayla. Karşımızda dört tane kız , okulda tanıştığım erkekler vardı. Bunlardan kurtuluş yok mu bana ?
"Bak kuzen buda Melek "dedi göz kıparak. Onun sevgilisi olduğu anlamıştım. Sarışın bir kız yaklaşık beninle aynı boyada üzerine siyah bir pantolon ve uzun bir tişört vardı. Sadece onun üzerinde değil bütün kızlar yaklaşık olarak böyle giyinmişti. Ben etek elbise felan bekliyordum.

" Merhaba bende melek " diyen ince sesle kendime geldim. Elimi uzattım ve "Bende Damla " dedim.
"Neyse kuzen sen bizim hatunla takıl üzerimi değiştirip geleceğim burada yenilmeye hazır ol" dedi ve koşarak uzaklaştı. " Ne yenilmesi ? " diye homurdandım .
"Sanırım burak söylemeyi unuttu maç yapacağız kızlara erkekler" dedi melek elini omzuma koyarak.
" Bende mi?" Dedim hayretle. Melek kafasını evet anlamında salladı. Ben ve basketbol .Aslında basketbol oynamayı bilmiyor değilim ama niye ben oynuyorum ki.
" Ben oynamasam" dedim. Melek şaşkın gözlerle bana bakıyordu.
" Niye hasta mısın? "Dedi.
"Hayır değilim ama ya oynayamassam" dedim kafamı yere eğerek.
"Burak iyi basketbol oynadığını söyledi hem merak etme sen sadece bir kişiyi tut gerisi bizde dimi kızlar ? "Dedi omuzuma vurarak. Bir kişiyi tutmak ne kadar zor olabilirki hem ben eski okulum da öğretmenlerimi bile yenebilyordum . Sadece bir kişi. "Peki kimi tutmam gerekiyor ?" Dedim.
Melek" Şu gelen kaslı manyağı "dedi eliyle arkamı işaret ederek. Kafamı meleğin işaret ettiği tarafa çevirdim. Ağzım O şeklini alırken " Egemeni mi? "Dedim hayretle...

Onu çok sevdim -LİSE(GÜÇLÜ KADINLAR SERİSİ-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin