8 KASIM

470 21 1
                                    

Damla gözlerini zorlayarak açtı.  Burası tanıdık gelmiyordu ona.
Neredeydi ?
En son hatırladığı şey  Egemenin ona "Tek derdim Sensin " demiş olmasıydı. Pis herif diye iç geçirdi.  Dengemi bozuyor diye de söylenmeyi  de ihmal etmedi.
Gerisi karanlık... Bunları düşünmeyi bıraktı ve dikkatle çevresini inceledi.

Burası bir hastahane odasıydı.
Ne işim var burada ? Diye düşündü. Kapının açılmasıyla kendine geldi.

Çetin ,Ali, Ecem , Yeşim , Mert , Burak, Melek ve Esra ! Düğün konvoyu gibi odaya giriş yaptılar.  Damla Esranın gelişine şaşırsada kendini erken toparladı. Yatakta oturur duruma geçti ve konuşmaya başladı.
"Ne işim var benim burada ?"dedi kollarını göğsünde birleştirerek. Bu hesap verin anlamına geliyordu.

Karşısındakiler sessiz kaldılar bu soru karşısında. Damla sırtını daha dik bir konuma getirdi ve karşısındakilere baktı.  Neden kimse cevap vermiyor? 
Yoksa kötü bir şey mi  var? diyerek iç geçirdi.  Aklında bin bir türlü hastahane sahnesi kurgularken Ali'nin sesiyle karşısındakilere odaklandı.

"Sen... sen düştün "dedi. Genç adam bunu söylerken zorlanmıştı. Damlaya gerçeği söylememek canını sıkıyordu.

Damla Alinin cevabı üzerine tek kaşını kaldırdı ve "Nasıl düştüm?"dedi sorgularcasına.
Sırtında soğukluk hissetiğini ve karanlığı hatırladı.  Düşmüş olabilme ihtimalinin doğru olacağını düşündü.
Ama nasıl düştüm ? diye düşündü.  Sahada taş felan yoktu!
Neye takıldım o zaman?

Damla bu sorulara cevap ararken diğerleri ona durumu nasıl açıklayacaklarını düşünüyordu. Daha doğrusu nasıl tepki vereceğini merak ediyorlardı.  Çok geçmeden Mert neşeli sesiyle araya girdi.

"Geriye adım atarken ayakların birbirine örüldü ve düştün "dedi. Sonrada derin bir nefes aldı. Bu sırada derin nefes alan sadece o değildi. İçeri girenlerin hepsi aynı durumdaydı. İçine düştükleri durumdan kurtulmak istiyorlardı. Yalan söyleyerekde olsa!

Damla Mertin cevabı üzerine tekrar düşünmeye başladı. Cevabı  mantıklıydı ancak o neden ayaklarının birbirine örüldüğünü hatırlamıyordu.
Bu garipti!
Oysa diğer bütün ayrıntıları net bir şekilde hatırlıyordu. Kaşlarını 'emin misin ?' derecesinde kaldırdı. Karşısındakilerin hepsi endişe içinde ona bakıyordu.  Esra hariç !
Damla önce bu bakışlardaki anlamı çözmeye çalıştı ancak bir sonuç elde edemedi. Sonra Esraya odaklandı. Bu kız neden gelmişti ?
Ondan hoşlanmadığını gözleriyle hatta sözleriyle bile belirtmişti.
İçinden 'ya sabır 'dedi defalarca. Ecem yatağın bir tarafina geçerken Yeşimde diğer tarafına geçti. 
Yeşim "İyi misin?"dedi endişeli bir ses tonuyla. Damla kafasını olumlu anlamda sallayacaktı ki Ecem buna müsade etmeden konuşmaya başladı.
"Damdam bak doğruyu söyle. Hemen doktoru çağıralım. Beyin kanaması fe-"
Ecem cümlesini bitirmeden Burak araya girdi.
"Ecem yeter rahat bırak kızı"dedi ve Damla ya doğru bir kaç adım attı. Yatağın sağına gelmişti . Damlaya yaklaştı ve "İyi misin kuzen? "dedi elini iki elinin arasına alarak. Damla kafasını olumlu anlamda salladı. Burak bu sözler üzerine mutlu bir bakış attı kuzenine ama ona yalan söylediği içi içini yiyordu.

Çok geçmeden diğerleri de geçmiş olsun dileklerini ilettiler. Sonrada karşına geçip Damlaya bakmaya başladılar.

Bir süre karşılıklı olarak bakmıştılar. Sonra Egemen başladı konuşmaya "Bize müsade tekrar geçmiş olsun"dedi elini havaya kaldırarak. Esrada "Geçmiş olsun"dedi. Egemenle beraber odadan çıktılar. 

Damla ise hemen bu durum karşında hem mutlu hem üzgündü.
Esra gittiği için havalara uçuyordu. Gerçekten o kızdan hoşlanmıyordu anlam veremediği bir nedenden dolayı?
Diğer taraftan üzgündü. Egemende gitmişti. Onun Esrayla gitmesini istemiyordu. Bunu neden isteğini bile bilmeden?
Pis uykucu ! Aklımı karıştığı yetmiyor birde duygularıma bulaşıyor!
Virüs !
Bakteri!
Diyerek söylendi.

Onu çok sevdim -LİSE(GÜÇLÜ KADINLAR SERİSİ-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin