HOŞLANMA

655 27 4
                                    

Ve insanlar ummadık anlardan ummadığımız şeyler söyler. Ağızlarında çıkan bir tek cümle sizin kafanızda onlarca soruya neden olur. Büyük bir karmaşanın ortasına atılmış olursunuz. Benim durumumsa aynen bu...
Egemenin 'üç yıldır' dediğini duyduğum andan itibaren beynimle savaş halindeyim. O benim duymadığımı bildiği için belkide rahat ... Onunla bar olayından sonra beni eve bırakırken "dikkat et " emrinin dışında konuşmadık. Aslında kafamda ona sormak istediğim milyonlarca soru varken ben sessizliği seçtim. Çünkü Egemene ne zaman bir şey söylesem cevap vermiyor. Sanki onla değilde duvarla konuşuyorum. Duyduğum zilin sesiyle kendime geldim ve sınıfa ilerledim.

Cuma gününün verdiği sevinçle sınıfa girdim. Ders matematik . Sayısal dersleri hatta tamamen dersleri ne kadar sevmesemde yapıyordum. Zaten buraya geliş amacımda o YAPABİLMEK.

Egemen bu sefer benden erken gelmişti ama yine uyuyordu. Bu çocuk geceleri ne yapıyor ?
Aman neyse ne !
Bende yavaşça sırama oturdum ve test kitabımı çıkardım ardından kulaklığımı takıp çalan müzikle teste odaklanmaya çalıştım. 'Bir çocuğun yaşı dedesinin yaşının üç katından iki ek.....'demeye kalmadan kulaklığımın biri çekildi.
"16 " dedi o soğuk sesiyle. Elimi 'ne ayak?' gibisinden salladım. Kulaklığımın tekini bırakıp "cevap "
dedi.
"Sordum mu?"dedim. Ne kadar ergen bir cümle olduğunu bilsemde bu an için biçilmiş kaftandı bana göre. Cevap yine gelmedi. Onu yavaş yavaş tanıyordum. Bıraktığı kulaklığımı takıp teste geri döndüm. Bu kısa ve anlamsız konuşmanın ardından bir daha konuşmadık.

Çalan zilin sesiyle Yeşim yanıma geldi.
"Hadi Damla kantine gidelim kahvaltı yapmadım açlıktan ölüyorum "diyip koluma yapıştı. Beraber kantine indik. Kantin ilk tenefüs olduğu için oldukça kalabalıktı. Yeşim kantine doğru ilerlerken bende bir masaya oturdum. Sırada yeşim den önce iki kişi vardı ve ben onu bekleyeceğim. Dirseklerimi masaya dayadım ve kafamı ellerimin arasına aldım. Aklımda hala 'Beni nerden tanıyor ? Ben onu niye tanımıyorum ? Nasıl tanıştık ?'gibi sorularla mücadele ediyordum.

Hırkamın cebinde titreyen Telefonumla bu düşüncelerim dağıldı. Telefonu elime aldım yeni bir mesaj vardı. Hızla mesaja tıkladım yine mesaj Sapığımdandı.

"KANTİN UYUYACAK BİR YER DEĞİLDİR" yazıyordu. Benim okulda hatta kantinde olduğumu biliyorsa demekki o şuan burada yoksa benim burada olduğumu tahmin edecek kadar yetenekli olduğunu sanmıyorum. Mesaja "Uyumuyorum ayrıca kim olduğunu biliyordum " yazdım. Aslında mesajı ortaya çıkarmak için yazdım . Onun kim olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok. Telefonumu masaya bırakıp kantindekilerin yüz ifadelerini incelemeye başladım.Elbet kendini ele verecekti.

Yaklaşık beş dakikadır kantindekilerin yüz ifadelerini inceliyorum ancak kimsede beklediğim tepkiyi göremedim. Yeşim ben onları incelerken masaya oturmuş tostunu yemeye başlamıştı.
"Damla birini mi arıyorsun ?"dedi yeşim. Evet sapığımı !
" Hayır ya sadece okuldakileri tanımaya çalışıyorum "dedim omuz silkerek .
"Kimi tanımaya çalışıyorsun bakalım ?"diyen Mertin sesiyle kafamı arka masaya çevirdim.
"Kimseyi "dedim kesin bir sesle. Önce bu tepkime biraz şaşırdı sonra ise kahkaha atmaya başladı. Mert kahkaha atarken masada oturan Çetin ve Ali küçük birer tebessüm ettiler. Mertin gülmesi sinirimi bozmaya başlamıştı ve daha fazla dayanamayıp "Yeter, Neye gülüyorsun sen?"dedim. Kahkahasını durdurup "Sinirlenince"dedi ve tekrar gülmeye başladı . "Sinirlenince ......... sen .......Çok .......... komik. ...... oluyorsun ..."dedi ve cümleyi bitirdi.
"Komik mi oluyorum ?"dedim sinirli olduğumu belli edercesine. Yeşim olumsuz anlamda kafa salladı . Ardından kafamı Ali ve Çetine çevirdim "Sizce ? "dedim. Çetin "Aslında çok komik değil bizimki abartıyor "dedi . İçime su serptin valla ? Çatık Kaşlarımı Ali'ye çevirdim .Ali önce beni inceledi ve "Fazla değil "dedi. Hepsine 'Çok komik 'bakışı attıktan sonra Yeşime doğru döndüm ve "Kalkalım artık "dedim ve ayağa kalktım. Yeşim eline bitmiş olan meyve suyunu aldı ve ayağa kalktı. Yürümeye başladık
"Bu ders boş " diye bağıran Mertin sesiyle geri döndüm .
"Bence film izleyelim "dedi. Aslında bu güzel fikridi.
"Bencede" dedim ve kantinden çıktım. Okulların en vazgeçilmezi filmler. Öğretmenler ve Müdür bu durumdan ne kadar hoşlanmasada öğrenciler bir o kadar memnun. Yeşim elindekini çöpe attıktan sonra bahçeye çıktık . Hava oldukça güzeldi yani sohbahar olmasına rağmen. Yeşimle beraber boş bir banka oturduk . Kafamda dolaşan sorulardan kurtulmalıydım ve yeşim en azından birinin cevabını verebilir diye düşünüp Yeşime doğru döndüm
"Yeşim sen Egemeni ne zamandan beri tanıyorsun ?"dedim. Sorduğum soru karşısında pek bir tepki göstermedi.
"Liseye başladığımdan beri"dedi.
"Egemen nasıl biri ? "Dedim. Gözünü kırptı ve 'Neler oluyor ?'Bakışı attı. Ardından " Soğuk bir tipdir. Böyle herkesle takılmaz yalnızca bazı kişilerle takılır. Sevgili işlerine bulaşmaz en azından ben öyle düşünüyorum. Onun ilişkileri hep tek seferliktik. "dedi ve derin bir nefes aldı "Sen neden sordun?"dedi.
"Yanında oturuyorum merak ettim sadece "dedim. Yeşimle konuşmayı bitirdiğimiz de pek bir şey öğrenememiştim. Aklımda bir kaç soru daha vardı ancak yeşim bu sorularımı yanlış anlaya bilirdi. Bu yüzden sorularımı biraz erteledim. Havanında üzerimde yarattığı etki sonucunda gözlerimi kapattım işte şimdi huzuru hissede biliriyorum.

Onu çok sevdim -LİSE(GÜÇLÜ KADINLAR SERİSİ-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin