Jimin'den
Sabah güneşin yüzüme vurmasıyla gözlerimi yavaş yavaş açtım. Yatakta oturur pozisyona geldim ve etrafa boş boş bakmaya başladım. Dün olanlar yavaş yavaş zihnime dolarken huzursuzlanmaya başlamıştım. Yataktan kalkıp aşağı inmem gerekiyordu ama ben o ikisinin suratlarını dahi görmek istemiyordum. Oflaya puflaya yataktan kalktım ve odamdaki banyoda elimi yüzümü yıkadım. Daha sonra kapının kilidini açtım ve aşağı doğru indim.
Mutfağa girdiğimde Tae kahvaltıyı hazırlıyor, Jungkook ise sofrayı kuruyordu.
Beni gördüklerinde işlerini bırakıp hemen yanıma geldiler ve sıkıca sarıldılar."Bir tanem gerçekten çok özür dilerim. Sinirden ne dediğimi bilmiyordum. Akşam yanına gelmek istedim ama kapını kilitlemiştin. Gerçekten çok özür dilerim güzelim."
Tae'nin dedikleriyle şaşırmıştım. Kabul etmeliyim ki ondan böyle birşey beklemiyordum. O sırada Jungkook dudaklarını boynuma bastırdı ve konuşmaya başladı.
"Bebeğim bende çok özür dilerim. Sana destek çıkmam gerekiyordu. Ama biliyorsun senin o sapık yerlere gidip dans etmeni, şarkı söylemeni sevmiyoruz. Lütfen affet bizi."
"Kook tamam haklısınız o sapık yere gidip dans ediyorum falan. Kabul ediyorum o yönden kızmakta haklısınız. Ama siz benim hayalimle dalga geçtiniz benim kırıldığım taraf o.."
"Haklısın bebeğim ama sinirden çıktı işte."
"Ne yani mesela ben sana sinirden 'Baban seni bırakıp gitti babasız kaldın.' desem daha sonrada 'sinirden demiştim.' desem ne yaparsın?"
Jungkook o sırada benden ayrıldı. Sinirli ve dolmuş gözleriyle bana bakıyordu.
Çok mu ileri gitmiştim? Onun en hassas noktası babası olacak piçti. Ve onu en hassas noktasından vurmuştum."İkisi aynı şey mi?! O adamın beni bırakmasını yüzüme vurman ne kadar bencilce Jimin."
"Senin bu yaptığın da bencillik sayılıyor Jungkook."Bir süre derin nefesler alıp vermiş ve konuyu gene hayallere getirmişti.
"Saçma sapan hayaller kuruyorsun!"
"Ne alaka şimdi!?"
"Konu bunun üzerine farkındaysan?"Bu çocuktan uzaklaşmak istiyordum artık. Boğuyordu,sıkıyordu beni.
"Uzak dur benden,senin yüzünü görmek dahi istemiyorum."
Jungkook alayla güldü.
"Ben sana meraklı değilim ama şansa bak ki aynı evde yaşıyoruz."
Tae sıkılmış Olacakki hemen ortaya atıldı.
"Tamam susun! İkinizde şuan boş yapıyorsunuz. Ve özür dilemek yerine kavga etmeye devam ediyorsunuz!"
"Ben ondan özür diledim! O kavga başlattı gene!"
Haklıydı aslında. Ama üzerime geldikçe cevap veriyordum ve kavga çıkıyordu bir anda.
"Senle uğraşamıycağım Jeon, gidiyorum ben."
Tae hemen koluma yapıştı.
"Nereye?"
Sinirle karşımdaki aptal kendini birşey sanan Jungkook'a baktım.
"Şundan uzak yerlere!"
Kahvaltı etmeden geri yukarı çıktım.
Odama geldim ve kapıyı sertçe kapattım. Ağlamaya başlamıştım. Haddini aşıyordu. Ve kalbimi kırıyordu.
Sinirle telefonumu çıkarıp Eunwoo'yu aradım. Evet Eunwoo . O benim en yakın arkadaşım. Telefon bir-iki çalıştan sonra açılmıştı."Alo?"
"A-alo?"Sesimin titremesine lanet etmiştim.
"Chim? İyi misin?"
"Hayır değilim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fake Love /Vminkook
FanfictionJimin ev arkadaşı Jungkook'tan hoşlanıyordu fakat Jungkook'un dikkatini çekmenin yolunu bilmiyordu. Bir gün Jimin'in aklına bir plan gelmişti ve o planı ise ev arkadaşları olan Taehyung ile yapmıştı. "Umarım hep mutlu olursunuz sevgili arkadaşlarım."