Jimin ev arkadaşı Jungkook'tan hoşlanıyordu fakat Jungkook'un dikkatini çekmenin yolunu bilmiyordu.
Bir gün Jimin'in aklına bir plan gelmişti ve o planı ise ev arkadaşları olan Taehyung ile yapmıştı.
"Umarım hep mutlu olursunuz sevgili arkadaşlarım."
Yatakta uzanmış düşünüyordum. Neden böyle bir yalan söyleme gereği duymuşlardı? Günlerdir bunu düşünüyordum ama mantıklı bir cevap bulamıyordum.
"Öğrendiğimi söylesem mi acaba?"
Saçmalama Jungkook. Ama konuşmakta istiyordum. Arkadaşlığımız böyle bir yalanla ilerleyemezdi.
Bir süre daha kendi kendime düşünüp tek başıma işin içinden çıkamayacağımı anladım. Telefonumu bulup elime aldım ve Instagram'a girdim. Arkadaşlarımla takipleşmediğim yan hesabım vardı ve burdan istediğimi paylaşabilirdim. Belirli bir takipçi kitlem de vardı ve ordan öğrenebilirdim. Bir fotoğrafımı bulup paylaştım:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
jkuukie: Fikrinize ihtiyacım var. İki arkadaşım sevgili rolü yapıyorlar ve benim bilmediğimi sanıyorlar. Konuştuklarına göre bu yalanı sürdürmeye de devam edecekler. Ne yapmam lazım? Bilmezden mi gelmeliyim yoksa her şeyi bildiğimi açıklayıp onlarla konuşmalı mıyım? Neden böyle bir yalan söyleme gereği duydular?
Postu paylaşıp telefonu bıraktım. Bir saate yorumlar gelir diye düşünüp yataktan kalktım. Bugün hepimize özel bir kahvaltı hazırlamak istiyordum. Odamdan çıkıp ilk başta Tae'nin odasına gittim. Kapıyı tıklamadan direk odaya girdim. Tae mışıl mışıl uyuyordu. Gülümseyerek yanına gidip yanında çöktüm. Bir süre izledim yüzünü. Yüzü pürüzsüzdü. Bir elimi yanağına koyup okşadım. Bir süre öyle kaldım. Yavaşça yaklaşıp yanağına minik bir öpücük kondurdum. Kendime gelince başımı sallayıp ayağa kalktım. Uyuyordu sonuçta anlamazdı herhalde. Tam arkamı dönüp gidecekken Tae'nin bileğimden tutmasıyla gözlerimin şaşkınlık ve utançtan açılması bir oldu. Ne yani ona dokunup öperken uyanık mıydı?
"Nereye Jungkook?"
Dudağımı ısırıp arkamı döndüm ve yatakta uzanır şekilde bana bakan Tae'ye baktım.
"Hiç seni uyandırmaya gelmiştim uyuduğunu görünce kıyamayıp gitmeye karar vermiştim."
Umarım inanırdı. Çünkü inanmazsa utançtan yerin dibine girebilirdim.
"Öperek uyandırmayıda denedin ama bir tanem?"
Utanmıştım ister istemez. Ben ve utanmak? Hiç normal değil. Tae'nin yanına oturdum, elinden tutup onu da oturur pozisyona getirdim.
"Sende memnundun demek ki hiç ses etmediğine göre."
Gözünün içine bakarak konuştum. Gülüp başını yana eğmişti.
"Memnundum."
Dediğiyle sırıtıp ayağa kalktım ve göğsüne vurup son kez ona baktım.
"Sevgilin var Taehyung.. Kıskanabilir."
"Emin ol kıskanmaz hatta.. O da ister"
Dediğini anlamayıp anlamaz gözlerle ona baktım o ise 'boşver' deyip omuz silkti. Göz ucuyla bakıp arkamı dönüp odadan çıktım. Ne demeye çalıştığını anlamaya çalışırken başımı sallayıp elimle saçlarımı karıştırdım. Bu sefer de yürüyüp Jimin'in odasına gittim.
