Her şeyi öğrenmesi.

558 26 11
                                    

Jimin

"Yah, ben yendim işte kabul et."

Elimi zaferle yumruk yapıp kaldırdığımda göz devirip elindeki oyun konsolunu yere atmıştı.

"Hayır hile yaptın, dikkatimi dağıttın ve kazandın."

Kıkırdayıp arkama yaslandım. Taehyung'u kolundan tuttum ve kendime çekip,elimle belini sardım.Yüzümü yüzüne yaklaştırıp dudağına baktım.

"Sende 'Seninle sevgili olmayı sevdim. Gerçekten olalım mı?' deyince şaşırmasaydım o zaman,hm?"

Tae gözlerini şaşkınlıkla açıp dudağımla gözlerim arasında mekik dokurken sırıttım ve omzuna vurdum.

"Etkilendin değil mi? Doğruyu söyle."
"Pekâlâ, evet etkilendim bebeğim."

Şaşkınlıkla ağzımı aralamıştım. Ondan böyle bir şey beklemiyordum. İnkâr eder sanmıştım.
Ama hoşumada gitmişti.
Nedensizce.

"Selam."

Gelen sesin yönüne doğru döndüğümde bir adet Jungkook vardı. Taehyung'un onu demesinin amacını şimdi anlamıştım.
Jungkook anlamasın diye.
Biraz üzülmüştüm aslında. İçimden "Orada keşke Jungkook olmasaydı ve Taehyung bana bunları kendi isteği ile söyleseydi" tarzı şeyler geçiriyordum.
Sadece saçmalıyordum işte.

"Selam Kook."

Benimle birlikte Tae'de selam verdiğinde Jungkook'un yanıma oturuşunu izledim.

"Ne yapıyorsunuz?"

Jungkook soru yönelttiğinde elimdeki konsolu ona gösterdim.

"Oyun oynuyorduk. İstersen sen de al, birlikte oynayalım."

"Olur" deyip kutudan bir başka konsolu aldı. Taehyung'da yere attığı konsolunu aldığında oyuna başlamıştık.

                           ♤♤♤

Oyun bitmişti.
Ben kaybetmiş,Tae ile Jungkook yarışırken de oyunu Jungkook kazanmıştı.
Arkamıza yaslanmış otururken Jungkook hiç açılmasını istemediğim konuyu tekrar açıp, bize soru yöneltti.

"Ee,sevgililiğinizin ikinci günü nasıl geçiyor? Eğleniyor musunuz bari?"

Alayla sorduğu sorularla sinirlenmiştim ama belli etmemem gerekti.

"Çok güzel geçiyor."

Tae'nin elini tutup kendi kucağıma koydum ve söze devam ettim.

"Çok eğleniyoruz ve çok mutluyuz. Değil mi sevgilim?"

Tae'ye baktığımda elimize donmuş bir şekilde bakıyordu. "Tae?" deyip dikkatini çektiğimde toparlanmış ve gülümseyip kafasını sallamıştı.

"Ah ne hoş, hep mutlu olun."

Sırıtışı hâla devam ederken bir yandan da dilini yanağına bastırıyordu. Garip bir şeylerin olduğunu farketmiştim.
Tae'ye dönüp gülümsedim.

"Sevgilim,benimle mutfağa kadar gelebilir misin?"

Kafasını sallayıp onayladığında mutfağa gelmiş ve ona dönmüştüm.

"Jungkook'un bu hâlleri ne? Umursamıyor gibi sanki."

Elini tezgaha yaslamış rahat bir şekilde duruyordu.

"Anlamamışdır. Üstelik anlasa böyle davranmazdı emin ol."

"Hiç emin değilim Taehyung. Anlarsa biz biteriz. Bunu eğer öğrenirse bize bir daha güvenmeyeceğine adım kadar eminim."

"Saçmalama Jimin. Öyle bir durum olsa sevgili rolü yaptığımız için bizi azarlıyor olurdu. Tebrik ediyor olmazdı."

"Haklısın."

Jungkook'un anlamadığına Taehyung beni ikna etmişti.
Şuanlık en azından bir süre bundan haberdar olmasını istemiyordum.
Tae ile durumumuz hoşuma gidiyordu. Jungkook'a yalan söylemek elbette içimde kötü bir his olmasını sağlıyordu ama Tae ile bunları yaşamak da eğlenceliydi benim için.

"Gidelim artık. Uzun süredir buradayız. Jungkook bir şeylerin olduğunu anlayacak."

"Tamam ve Taehyung. Söylemeyip bana yardımcı olduğun için teşekkür ederim."

"Rica ederim bir tanem."

Gülümseyip ona sarılmıştım.

"Hadi, Jungkook şüphelenmeden gidelim artık."

"Tamam" deyip mutfaktan çıktığımızda koltukta oturmuş bizi bekleyen Jungkook'un her şeyi öğrendiğinden bir haberdik.

Bölüm sonu.

•••

Uzun zaman sonra geldi.
Gerçekten üzgünüm.
Hoşçakalın.

Fake Love /VminkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin