bölüm7

2.2K 230 229
                                        


"ben yaparım demiştim sana.aptal gibi güç gösteri yapmaya çalışmasan kırılmayacaklardı."üç küçük koliyi arabama yerleştirirken felix ve hyunjinin kırılan tabaklar için olan kavgasını duymamazlıktan gelmeye çalışıyordum.

felix ve hyunjin yardım edeceğiz diye ısrar ettikleri için onları kıramamıştım fakat yardımdan daha çok iki günüm bu ikisinin atışmalarını kontrol etmeye çalışmakla geçmişti.

ve ısrarla bugün de tartışacak bir konu bulmuşlardı.

sesleri yüzünden başım ağrırken onları dışarıda bırakarak eve girdiğimde benim yüzümden oluşan boşluklarda gözümü gezdirmeye başladım.

aklıma bu eve ilk taşındığımız zamanlar geldi.

heyecanlı bir şekilde eve eşyaları getirmiştik.tüm her şeyi yerleştirmeye çalışırken o kadar çok gülüp eğlenmiştik ki seungmine ne kadar aşık olduğumu iyice fark etmiştim.

güldüğünde kısılan gözlerimve yüzünü kaplayan gülüşü aklımdan bir türlü çıkmadığı için hiç uyuyamamıştım o gece.

yatak olmadığı için salonda yerde beraber yatarken kalbim seni güldürebilmemin mutluluğunu tatmış,seni hep böyle görmek istediğimi fark etmiştim.

sen uyurken dahi sürekli seni kontrol etmiştim.
sanki sana bakmasam her an yanımdan gidecekmişsin gibi hissetmiştim.

doğru hissetmişim dedim kendi kendime.
bakmadığım her an gerçekten de yanımdan gittin.

anılarımız beynimi işgal etmeye devam ederken özellikle onun odasına geçmeden tüm evi gezdim.

her bir köşede onu ne kadar çok sevdiğimi bir kere daha fark ettiğim anılarımız vardı.

seungminin kapısına doğru ilerledğimde iki gündür neden yanıma gelip benle konuşmadığı aklıma takıldı yeniden.
sanki gitmemem için mesajda yazdığı şeyler konusunda dürüst değilmiş diye düşünmeden edemiyordum.

ne olursa olsun onun yanıma gelmesini beklemiştim.en azından istemiştim.
bir kerecik de olsa benim için çabalamasını göremez miydim?

iki gündür belki gece yanıma gelmek ister de çekinir diye odamın kapısını açık tutmuştum.

zavallıydım.

***

aşağıya indiğimde felix ve hyunjinin sakinleştiğini görmemle yanlarına giderken "minho"diye bir bağırış duydum.
seungminin bayırın başından koştuğunu gördüğümde kaşlarım çatıldı.

yerimden kıpırdamadan onun bana koşuşunu izlerken yanıma geldiği gibi dizlerine doğru eğilip nefeslenmeye çalıştı.
"bekle konuşalım."

sakinleşmesi için"gitmiyorum daha sakin ol"dediğim gibi felix ve hyunjine kafamla gidin işareti yaptığımda ikisinin gözlerinde belli olan  üzgün bakışlar yüzümde dolaşmıştı yine de bir şey demeden sokağın ilerisindeki kahveye doğru yürümeye başladılar.

seungminin hala nefes alışverişlerini düzenleyemediğini fark edince eğilip yüzüne doğru eğildim.yakınlığımızı umursamamaya çalışarak iki elimle yumuşakça başını kavrayıp boynuna doğru minik hareketlerle masaj yapmaya başladım.

"niye koşuyorsun oğlum ayaklarınla götüne vura vura. iyi misin şimdi?"

sorumla birlikte kendini geri çektiğinde nefeslerinin iyileştiğini anlayıp bir iki adım geriledim.

"konuşalım mı hyung? her şeyi sana düzgünce anlatacağım."

neyi anlatacağını anlamazken cebimden evin anahtarını çıkarıp belini tutarak apartmanın girişine yönlendirdim."eve geçelim."

sirens , 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin