bölüm17

1.7K 168 57
                                    

oy ve yorum bırakmayı unutmayalım <3

kapının tıklatılmasıyla birlikte gerinmek için kollarımı kaldıracağım sırada hissettiğim ağırlıkla birlikte yana döndüm.bir koluma sıkıca sarılan seungmin hareket ettiğim için büzüştürdüğü dudaklarını koluma sürtüp iyice beni tutuşunu sıkılaştırdı.

"seungmin."dedim ufak bir ses tonuyla.bu sırada minju kapıyı tıklatmayı bırakmış,büyük ihtimalle salonda beni beklemeye başlamıştı.

"güzelim hadi kalkalım."

seungmin yavaşça gözlerini araladığımda kolumda hissettiğim kirpikleri huylanmamı sağladığından hafifçe geri çekildiğim gibi göğsümün altına değen saniyelik öpücükle öylece kalakaldım.

"günaydın hyung."diyerek beni karşılayan neşeli ses yana doğru uzanıp gerinmeye başlarken ayaklarımı yataktan sarkıtıp kalktım.
banyoya doğru adımladığımda yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım.
salona gitmeyi ertelemek için elimden geldiğince her işimi yavaş yapmaya çalışıyordum.

banyo kapısının tıklatılmasıyla seungminin sesini duydum."minho biraz daha kalırsan burda altıma yapıcam ."
gülerek yüzümü son kez peçeteyle kurulayıp kapıyı açtım.seungmin bununla birlikte hızlıca içeri girip beni itekleyerek dışarı çıkardığında mecburen salona doğru adımlamaya başladım.

kanepede oturmuş öylece bana bakan minjuya doğru yönelip saçlarını okşadığımda iyice bana yaklaşıp kollarını vücuduma sardı.
"abi o kişi sevgilin mi?"

soruyla birlikte yutkunurken minju geri çekilip cevabını duymak istiyormuş gibi bana bakıyordu."ben rahatsız olmam."dedi gözlerini kaçırarak."babam gibi değilim.eğer sevgilimse söyleyebilirsin."

baba kelimesini duyduğumda istemsizce gerilen bedenimle arkamı dönerek mutfağa gittim."sevgilim değil."

"ve insanlar rahatsız olup olmayacağını takan birisi değilim minju.eğer öyle biri olsaydım hala babanla birlikte yaşıyor olurdum."

minju mutfaktaki sandalyeye oturduğunda"babamız."diyerek düzeltti beni.
bu düzeltme komiğime giderken güldüm.

"günaydın minju."

seungminin sesini duyduğum gibi açtığım buzdolabının kapağından salatalık yumurta tarzı kahvaltılıklar çıkarmaya başladım.
"günaydın. ben isminizi bilmiyorum kusura bakmayın."

seungminin şu zamana kadar duyduğum en kibar seslerinden birini duydum."kim seungmin ben.sen seungmin hyung desen yeterli."

"memnun oldum." diyerek mırıldanan minjuyla birlikte ona döndüm."yumurtaya alerjin var mı hala?"

kafasını sanki bunu hala hatırlamama şaşırıyormuş gibi salladığında seungmine doğru döndüm."omlet mi yapayım yoksa normal kayısı kıvamında mı pişireyim."
seungmin bana yaklaşarak "omlet."dediğinde gülümseyerek yumurtaları kırdım.

"abi sen yumurta seviyor muydun?"
seungminin kaşlarının çatılışını görmemle minjuya kısaca yanıt verdim."evet seviyorum."

"her gün yumurta yediğini dahi bilmeyecek birisi mi cidden kardeşin?"
fısıltıyla duyduğum şey canımı yakarken "onun suçu değil."diyebildim.

kolumu sıkan elle seungmine döndüğümde bu ortamda sadece ikimiz varmışız gibi dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu."onun suçu."

"masayı hazırlıyorum ben.sen sadece omletleri yap."

şaşkınlıkla kafamı sallarken beni ilk kez öpmesinin heyecanını yaşıyordum.

dudaklarıma değen saniyelik yumuşaklık aklımı dahi kaybetmeme sebep olabilirdi.
çünkü yıllardır o dudaklara değmenin hayaliyle yaşamıştım.

sirens , 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin