YENİ HAYAT

390 25 1
                                    

Multimedya:HAZAN

Bir acı gibiydi hissizlik, kendini unutmam, sevdiklerini unutmam, onları kaybetmen , en kötüsüde yaşadıklarını kaybetmen insan bu kadar bencil olabilir miydi? Kendisi gibi diğerlerininde üzüldüğünü bildiği halde onlara kötü davranabilir miydi ? Hayır!

Ama ben yaptım bunları, acımı insanlardan çıkardım, onlardan nefret ettim, annemin cinayetinden sonra öfke nöbetleri geçirdim, bir çok kişiye zarar verdim, işte ben bu kadar hissizleşmiştim, dışarıdan yaptıklarım, davranışlarım yanlıştı, ama bana en doğruymuş gibi geliyordu yaşamadan bilemezsiniz asla!

Eskisi gibi atan bir kalbim, güller açan yüzüm, 'onun' dediği gibi cıvıl cıvıl konuşmam yoktu, herşeyim kaybolmuştu , 'O' yoktu ben yoktum, belki de bundan sonra 'onun' dediği gibi eski halime dönemezdim.

Kendimi değiştirdim, görünüşümü, konuşmamı, davranışlarımı, hatta oturduğum semtti bile değiştirmek üzereyim...

Şimdi burada, her bir kahkahayı, güzel anıları, arkamda bırakarak gidiyordum. Bu şehri özler miydim? Elbette, ya evimi? Buralarda, bu sokaklarda geçirdiğim günlerimi? Özlerdim ,en çok ta annem ile geçirdiğim günleri onun ile yaptığim şeyleri en önemlisi annemin çok sevdiği gül bahçesini...

Ben hâlâ eve bakıyordum,son kez yaşadıklarıma, elimde her rengin bulunduğu bahçeden aldığım gül dolu saksı vardı. Bana annemi daha yakın hissettirecek olan tek şey;

Düşüncelerimi omzuna konan eller mâni oldu, omzumdan geriye baktığımda babam olduğunu gördüm tek ailemdi o, ondan başka kimsem yoktu akrabalar dışında

"Gitme vakti geldi prenses" dedi babam. Onun da ne kadar üzgün ve perişhan olduğunu görebiliyordum, rengi solmuştu, o gözlerinde gördüğüm pırıltı yoktu artık kaybolmuştu , annemi ne kadar sevdiğini biliyordum, onunla geçirdigi onca yıldan sonra en değerlisini kaybetmek zordu onun için

"Gidelim baba" dedim fısıltı gibi çıkan sesimle son zamanlar biraz daha uysallaşmıştım sakindim ama her an ne olacağı belli olmazdı.

Arkamı döndüm arabaya doğru ilerledim, ön koltuğa oturup kemerini bağladım babam da kendi tarafına oturup kemerini bağladıktan sonra bana döndü;

"Hazır mısın?" her ne kadar titreyen sesini kontrol etmeye çalışsabile ben anlayabiliyordum, buradan bu şehirden annemin hatıtalarıyla dolu bir yerden ayrılmak istemiyordu ama böyle yaşayamazdık böylesi daha iyiydi bizim için;

"Evet" dedim, önüme döndüm babamda arabayı çalıştırıp yola koyuldu. Arkama dönüp sönmez evimize baktım herşeyin başladığı yere

'Bekle beni yeni şehir'

'Bekle beni yeni hayat'...

*********************

Babam ile koltuklar da oturmuş, anonsun gelmesini bekliyorduk. Uçağımızın kalkmasına en az 5 dakika falan kalmıştı, bu sıra da babam da başını omzuma koymuş uyuyordu, ben de saçlarını okşuyordum, bu hareketi ona hep annem yapardı babam da hemen uyurdu, şu an olduğu gibi, anonsun yapılması ile babamı uyanması için sarstım kalktıktan sonra birlikte uçağa doğru yürüdük, koridordan geçip uçağın içinde yerimizi bulduk, koltuğa oturdup kemerlerimizi bağladık. Babam çok yorgun görünüyordu hostesten aldığım 2 yastıktan birini babamın arkasına diğerini omzuma koydum babamın başını yastığa koyup uyumasını bekledim bir iki dakika sonra nefes alış verişleri düzene girdi ben de gözleri mi kapatıp kafamı arkaya yasladım.

Uyandığımda uçak iniş yapıyordu yan tarafa babama baktığım da çoktan uyanmıştı, uçağın tekerlekleri yere sürterken kendi mi bir garip hissettim, tamamen durduğun da uçaktan indik. Arabaya binip eve doğru yol aldık 20 dakika sonra şehirden uzak fazla ev olmayan bir yere geldik, böyle bir yer olması güzeldi, arabadan indiğim de karşım daki eve baktım, eski evimiz kadar olmsada bu da büyüktü bahçeyi incelediğim de görülmeye değer birşey yoktu evin dış duvarları beyazdı...

Babamla birlikte içeri geçtik salon beyaz, gri ve kırmızılar dan oluşuyordu, orta da rahat beyaz büyük bir koltuk karşısında ki duvar da LC, sağ tarafında duvara doğru uzun bir masa, masaya zıt yerde bir kapı vardı, tahminimce mutfaktı.

Salonun sol tarafına baktığım da biraz duraksadım. Her saniye içimi kavuran özlem yine artmıştı karşım da annemin beyaz piyanosunu görünce şaşırdım babamın getiriceğini tahmin etmezdim. Çalmayı bilirdim çokta severdim ama annem ile çalınca daha hoşuma giderdi, zaten annemden sonra hiç çalmadım, bakışları mı oradan çevirip bahsettiğim kapıdan içeri girdim tahminim doğruydu, burada herşey siyahtı parkeler hariç mutfaktan bahçeye çıkan kapısı vardı. Salon'nun boydan boya camları ve bahçeye açılan kapısı vardı, salona geçtiğimde babam bavulları içeri taşıyordu, elindeki son bavuluda yere koyup doğruldu bana bakıp;

"Üskatta karşıdaki oda senin, eşyalarını taşıyalım hadi." dedi. Bende yerden küçük bavul ile saksı mı alarak merdivenlere yöneldim. Odanın kapısını açtığım da kocaman bir odayla karşılaştım, bavulu yere koyup cama doğru ilerledim camım genişti saksıyı camın yanında ki küçük masanın üzerin koydum. Arka mı dönüp odaya göz attım. Çift kişilik bir yatak yan tarafların da çekmeceler üzerinde abajürler yatağın karşısın da boy aynası, yanın da çalışma masası vardı, camın yanında da makyaj masası vardı, oda da iki kapı vardı ilkine girdiğim de buranın banyo olduğunu gördüm, banyodan çıkıp diğer kapıya girdim burası giysi odasıydı, bir dolap sırf elbiseler ve çantalar ile yandaki dolap günlük kıyafetlerle doluydu odadan dışarı çıktığımda babam bavulları odalara taşımış eşyalarını yerleştiriyordu babama iyi geceler dileyip odama geçtim okuma kitaplarını kitaplığa ders kitaplarınıda alt raflara dizdim giysi odasına gidip, şortlu atletli pijamalarımı giydim. Banyoya gidip dişleri mi fırçaladım ve yatağa gittim yatmadan önce çekmecenin üzerine koyduğum annemin resmine bakıp.

"İyi geceler anne" dedim yatağa yattım uyku gözlerimi esir alırken bende yorgana sıkıca sarıldım.

bu bizim ilk hikayemiz desteğinizi bekliyoruz.

VOTELEMEYİ UNUTMAYALIM ARKADAŞLAR VE DÜŞÜNCELERİNİZİ BİZİMLE PAYLAŞIN :)

GECENİN YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin