Perde Arkası||Bölüm-4

70 13 154
                                    

Biraz uzun bir bölümdü, şimdiden iyi okumalarrr🤍

🌕_________________________________________

Bazı zamanlar vardır. Elimizde güzel şeylere dair hiçbir şey kalmadığı zaman karşımıza çıkan ilk pozitif bir şeyi hemen olumluya yorar ve onu kendimize umut olarak aşılarız. Negatif getirilerini kapının arkasına atar ve kapının önündeki iyi gözüken tarafını içten bir şekilde sarıp sarmalarız. Büyük bir mutlulukla onu kucaklarken kısa bir an kötülüğün hâla var olduğu gerçeğini unuturuz.

İşte ben tam olarak şu an, o zamanı yaşıyor ve iyiliği bile tam net olmayan bir şeyi kötüye yormak yerine direkt olumluya bağlamak istiyordum.

Görkemle kan ter içinde aynı anda uyandığımız şu zaman diliminde bana hitaben kurduğu cümle ile birkaç dakika şaşkınlığımı üzerimden atamamış ve "Bana benimle aynı rüyayı gördüğünü söyleme." diyerek aklıma gelen ilk şeyi söylemiştim.

Çünkü bana kurduğu o cümle, rüyamdan uyanınca benim de aklıma düşen ilk cümleydi. O cümle rüyamın kilit kısmıydı, yani en azından ben böyle düşünüyordum. Şimdi Görkem'in hemen arkamdan peşinsıra uyanıp üstüne bir de düşündüğüm cümleyi söylemesi de bu düşüncemi kendimce kanıtlıyordu.

İşin aslı şuydu ki, bu garip durum beni korkutmalı mıydı yoksa sevindirmeli miydi kestiremiyordum. Ama dedim ya, elimde iyiye dair hiçbir şey kalmamasından dolayı bu durumu umut etmek için iyiye bağlamak istiyordum. Belki de istediğim şey kendimi kandırmaktı. Daha kötü bir şeyi yorgun zihnimde kaldıramayacağım için kötüyse bile varlığını reddetmekti.

Soru sormaktan çok onaylamasını beklediğim cümleme karşılık gözlerindeki adını tanımlayamadığım duygu ile bana bakmış ve fısıltıya benzer sesi ile "Sence bu normal mi?"demişti. Daha sonra da gözlerindeki duyguyu anlamayayım diye bakışlarını boşluğa düşürmüştü. "Eğer aynı rüyayı gördüysek bile bu nasıl mümkün olur? Aynı anda, aynı şekilde kalkmak?"

Cümlesine bakışları yerde devam ederken gözlerindeki adını bilmediğim duyguyu sesi sayesinde anlamlandırmayı başarmıştım. Tedirginlikti. Olmayacağını düşünüp olduğunu içten içe bilme tedirginliğiydi bu. Ve o çelişkili tedirginlik sesine yansırken bakışlarını gizlediği toprak tonunu taşıyan kahverengilerine çoktan o duygunun tohumu atılmıştı.

Göz temasımız olmamasına rağmen adını bildiğim o tedirginlik duygusu bana olduğu gibi ulaşıyordu. Görkem'in kafası hayli karışık gözüküyordu ve inatla bakışlarını boşluğa verip sessizce düşünüyordu. Aslında ona hak veriyordum. Çünkü ona muhteşem gerçeklerle dolu olan ve her tarafından bilinmezlik akan hayatımı anlatmamıştım ve haliyle de bu yüzden bir şeyleri kendi içinde bağdaştıramıyordu.

Peki şu an yaşanan bu durum onu korkutmuş muydu? Korkutmuş olabilirdi. Zira bir aydır her gece istikrarla devam eden ve sonu hiç değişmeyen o rüyamı her gün gördüğümü benden duyması ve bu da yetmiyormuş gibi şimdi benimle aynı rüyayı görmüş olmasını iyiye yoracağını kesinlikle zannetmiyordum. Ben olsam ben de yormazdım.

Benim aksime onun için kötü bir şeydi, çünkü o alışık değildi. Benim umudum, onun umutsuzluğu olabilirdi.

"Görkem ne gördün rüyanda?" Sesimde cevabı hemen almak isteyen bir çocuk sabırsızlığı vardı. Boşluktaki bakışlarını bana çevirdi, o an dejavu hissi ile dolup taştım. Çünkü saatler öncesinde o bana bu cümleyi kurmuş ve destek olmak için rüyamı dinlemeyi teklif etmişti. Beni çok bekletmeden "Bir kadın..." dedi. "Bir kadın vardı, ve bir kitap."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Perde ArkasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin