1.0

10.8K 590 137
                                    


Günün ikinci bölümü şekerparelerim
bir önceki bölümü atlamayınn



Adımlarım geri geri gitse de mecburen anahtarı yavaşça çevirip kapıyı araladım. Betül'ü görmek,boş tripleriyle uğraşmak şu an isteyeceğim son şey bile değildi.

İşlerimi zor bela halletmiş yorgun argın buraya gelmişken yalnızca üzerimi değiştirip kendimi ait hissettiğim,huzurlu hissettiğim yere gitmek istiyordum.

En sessiz halimle açtığım kapıyı olabildiğince yavaş kapatıp eve bir göz attım. Her an her yerden çıkabilecek oluşu bütün vücudumu geriyordu.

Küçük ve sessiz adımlarla salona geldiğimde koridordan duyduğum su sesiyle derin bir nefes aldım. Ne yapıyordu bilmiyorum ama duş aldığını ve buna uzun bir süre devam etmesini fazlasıyla istiyorum.

Her an çıkabilme ihtimalini göz önüne alarak hızla odama ilerledim. Ardımdan kapımı yavaşça kapattığımda yine aynı yavaşlıkta kilitledim. Sağı solu belli olmazdı bu delinin.

Hızla odamdaki banyoya ilerlediğimde aynadan kendimi inceledim. Saçlarım daha dün duş aldığım için temizdi ama vücudumu tekrar yıkamam iyi olabilirdi.

Bütün kıyafetlerimi çıkartıp suyun altına girdiğimde çabucak bütün vücudumu köpürtüp çıktım. Kenarda duran havluyla kendimi kurularken dolabıma ilerledim.

Hızla siyah pantolonumun üzerine salaş spor gömleklerimden birini giyinip saçlarıma son kez şekil verdim.

Onlar kadar olmasam da ben de fena çocuk değildim. Giderim vardı hani.

Oyalanmayı bırakıp parfümümü de fazlasıyla sıkıp odamdan çıktım. Yavaşça açmaya dikkat ettiğim kapı sayesinde sanırım kimseye yakalanmamıştım.

Çıkarttığım sesleri umursamayı bir kenara bırakıp hızla kapıya yöneldiğimde koridordan gelen kapı sesiyle bildiğim tüm küfürleri tek tek zihnimde dolandırdım.

Eğilmiş çıkarttığım ayakkabıları yeniden giyiniyordum."Eylem?" adımı onun sesinden duymak midemi bulandırsa da bu saçmalıkla uğraşacak vaktim yoktu.

"Gelmişsin. Gidiyor musun hemen? Neden seslenmedin?" giyinmeyi bitirdiğim ayakkabılarla sertçe nefes verip diklendim.

"Neden haber vereyim?" vereceği cevabı umursamadan kapıyı açıp çıktığımda arkamdan bağırmaya devam etse de takmadım.

Kurtulamıyordum ondan ama bu muhattap olacağım anlamına da gelmiyordu.

Zaman kaybetmek istemediğim için koşarak zaten yakın olan taksi durağına dakikalar içerisinde geldim.

"Hasan boşta mısın?" aniden ona seslenmemle irkilse de hızla içtiği öayı bırakıp ifadesiz suratıyla kalkıp arabaya geldi.

Konuşmadan iletişim kurmak gerçekten bu çocuğun hobisiydi.

"Sen sür ben tarif edeceğim." bir şey demeden arabayı çalıştırdığında saklayamadığım bir heyecana sahiptim.

Geldiğimiz evle birlikte inip parayı ödediğimde Hasan hızla ortadan kayboldu. Eve doğru adımlayacakken bana doğru yaklaşan arabayla adımlarım duraksadı.

Duran arabadan inen bedenle terleyen avuçlarımı pantolonuma sürttüm. Bu nasıl bir adamdı be.

"Eylem,hoş geldin." yüzündeki mükemmel gülümsemeye karşılık ben de kocaman gülümsedim.

"Hoş buldum. Rahatsız etmek istemezdim ama biliyorsun Efe'yi." kurduğum cümleyle ben içimden sırıtırken onun gülen yüzü anında soldu.

Hafif çatılan kaşlarıyla sertçe konuştu. "Şu saçma muhabbeti ne zaman keseceksin?" gülme Eylem hayır.

Gel Ya Da Git -BxBxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin