Merhaba sevgili okurlar, çok uzun bir aradan sonra yeniden birlikteyiz. Umarım kayıp yıldızı unutmamış aksine özlemişsinizdir. Şahsen ben Toprak ve Rüzgarı yazmayı çok özledim... Hikayeme başlayan yeni ve güzel okuyucu sende hoşgeldin, yorumlarını bekliyorum ;) Bu arada eğer eski okurlarımdansan eğer bence yeniden okumanda fayda var. İskelet çok fazla değişmese de bir çok olay ya da diyalog değişmiş olacak. Sen eskisini ve yenisini biliyor olacaksın! Bu konuda ki yorumlarını ekstra merakla bekliyor olacağım tabii!!
Düşüncelerinizi, yorumlarınızı okumaktan çok zevk alıyorum, lütfen beni onlardan mahrum etmeyin.
***
Okunma oranları yükselse de hayalet okuyucular, yalnızca okuyup kayboldukları için aile olamıyoruz ve hikaye çok havada kalıyor. Çıkın ortaya gençler, bekliyorum sizleri... Mesela neden oylanma bu kadar az da okunma fazla? Her zaman en çok istediğim şey hikayemin popüler olmasından çok okurlarımla kuracağım bağlılık. Umarım bir gün hayalet okuyucularım görünür olmaya karar verir ve güzel bir bağ kurarız... Desteklerinizi bekliyorum! Umarım yanımda olursunuz. Lütfen yorum yazın! Ve Vote atın...
Keyifle okumanız dileğiyle;
****
—1—
"Harika! Benim evde köpek beslemem yasak ama o kadının piçini evde besleyecek olması serbest öyle mi?!"
Genç adam bağırmaktan tahriş olmaya başlamış boğazını hiçe sayarak sinirli bir kahkaha koy verdi. Bütün bu olanlar Rüzgar için çok fazlaydı. O kadından deli gibi nefret ederken bir de evlerinde ondan bir canın barınmasına müsade edemezdi. Kim bilir kimden yaptığı o çocuk, birden gelip Rüzgar'ın evinde paşalar gibi yaşayamazdı! Rüzgar'ın buna izin vereceğini sanıyorlarsa, oldukça yanılıyorlardı.
Sımsıkı kapadığı çenesini açmadan, dişlerinin izin verdiği kadar; "Sözlerine dikkat et!" Diyerek mırıldanan babasına, alayla gülerek gözlerini devirdi.
Babası her zaman olduğu gibi yine yalnızca kendisine müsemma göstermeyecekti anlaşılan. O kadının çocuğunu alacak, kabul edecek ve evlerine getirecekti! Rüzgara rağmen hemde! Kim bilir belki ona babalık bile yapardı. Rüzgara yapmadığı babalığı mesela... Genç adam düşündükçe delirecek gibi olduğu düşüncelerini bir kenara attı. An'da kalmalıydı... Hem bu sefer kararlıydı. Kendisini dinlemeyen babasına kendisini dinletecekti. Artık küçük bir çocuk değildi, sınırları vardı ve babasının artık o sınırları hiçe saymasına müsade edemezdi. Annesinin yokluğunda meydanı o kadına bırakmış olabilirdi ama o kaltağın çocuğunu o evde barındıramazdı! Bunca zaman zar zor sahip olduğu şeyleri o sünepe piçe vermeyecekti.
Sakin kalmaya çalışarak derin bir iç çekti. Yeniden başlayacaktı anlatmaya... Ta ki babası anlayana kadar anlatabilirdi. "Nasıl olurda göremezsin!" Diye sinirle mırıldanarak babasına baktığında, babası ofladı.
"Disney prenseslerinin hepsi kızdı diye biliyorum ben Rüzgar. Ama sen neredeyse çocukluğundan beri bu masalın içinde gibi davranıyorsun! Yok Rüzgar! Üvey müvey diye bir şey yok! Asıl sen ne zaman büyüyeceksin de göreceksin gerçekleri?" Diye sorduğunda, Rüzgar sinirle; "hangi gerçekleri?" Diye sordu alayla.
"Sevdiğimi!" Diye bağırarak karşılık veren babasının tepkisi ile yutkunarak geriledi. Sevmek mi? Kelime zihninde yankılanırken çenesi kitlendi. Göz pınarları sızlarken, yutkundu. Babası sevebiliyor muydu yani? O zaman neden kendisini sevmemişti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Yıldız
RomanceMilyonlarca yıldızın içinde, iki kayıp, yaralı ve hüzünlü yıldızın birbirini bulması ile başladı her şey. Lakin yıldızlar kavuşursa çarpışırlardı, çarpışırlarsa sönerler... - Rüzgar için herkes düşmandı, özellikle babasının evli olduğu kadın. Şimd...