2.2 : Küçük Bir Aşk Meselesi

3.7K 169 49
                                    

İkra Yıkılmaz

Tarih: 05.08.2022 Cuma
Saat: 10.09

Kerem: Duyumlarıma göre hastanede yeni bir kız çalışmaya başlamış

Kerem: Üstelik çok güzelmiş

Kerem: Ve ismi de İkraymış

İkra: duyumcuların o kızın kimseye bakmadığını söylemedi mi?

İkra: ve birini beklediğini?

İkra: kerem aktürkoğlu adında birini

Kerem: Beklediği gelmiş o halde

İkra: anlamadım

Kerem: Arkanı dön

Dediğini yapıp arkamı döndüğümde sarı saçlar, kemik gözlükler ve güzel bir gülümseme karşıladı beni. Sadece birkaç metre önümde bana el sallayan adam aylardır benim en sevdiğim şey ve belki de hayata tutunmam için bir daldı.

Sağ elimi kaldırarak onun yaptığı gibi elimi salladım, şaşkınlıktan kurtulmanın ilk adımıydı bu. Gülümsemesi büyüdüğünde aramızdaki birkaç metrenin bitmesini istedim, sanki aylar boyunca birbirimizden uzakta değilmişiz gibi.

Aramızdaki metreleri koşarak bitiren ben oldum. O ise kollarını açarak yardımcı oldu bana. Kolları vücudumu sardığında kalbimin bir anlığına durduğuna yemin edebilirdim. Her geçen saniye sırtında duran ellerimi daha sıkı sarıyor, mümkünmüş gibi Kerem'e daha çok sarılmaya çalışıyordum.

Bir süre sonra kendimi kokusunu içime çekerken buldum. Üstelik üstündeki formanın ıslanmasını göze alarak göz yaşlarımı döküyordum. Ben sessizce ağladığımı sanarken beni sakinleştirmek istercesine saçlarımı okşamaya başladı parmakları. Omzuna gelen başım, yirmi yıldır bu kadar rahat bir yerde olmamıştı.

"İkra..." Sesini yakınımda duymak beni afallatmıştı. "Beraber daha çok vakit geçireceğiz zaten ama neden ilk dakikalarımızı ağlayarak harcıyorsun?"

Haklıydı. Ağlamak bana hiçbir şey kazandırmazdı. Ama kendimi ağlamaktan alıkoyamamıştım. İmkansızken benim için şimdi kolları arasındaydım, nasıl ağlamadan durabilirdim ki?

Birkaç kez daha iç çektikten sonra başımı omzundan kaldırdım ve gözlerimi gözlerine kenetlendim. "Çok çirkin görüyorum değil mi?"

Gülümseyerek başını iki yana salladı. Ardından gözlerimden hala süzülmekte olan yaşları parmak uçlarıyla sildi. Bu dokunuş hem içimi sıcacık etmiş hem de stabile dönmüş kalp atışlarımı yeniden hızlandırmıştı.

Boşta kalan elini tutarak kalbime götürdüm. Bana neler yaptığına tanıklık etsin istiyordum. Doksan dakika top koşturmuş gibi atan kalbime karşı gülümsedi ve biraz önce gözyaşlarımı silen elini benim diğer elimi tutmak için kullandı. Beni tekrar ederek o da elimi kalbinin üstüne yerleştirdi. Onun kalbi ise doksan dakika top koşturup üstüne doksan artı beşte gol atmış gibi atıyordu.

"Neler yapıyorsun bana İkra..." diye mırıldandı. Ne yaptığımı bilmiyordum ama bu bilinmezlik içinde onun benden hoşlandığını biliyordum.

"Sen bana ne yapıyorsan onu yapıyorum."

Ardından yavaşça bana doğru eğilmeye başladı. Ne yapacağını merak ediyor, gözümü bile kırpmadan onu izliyordum.

Başını yavaşça yüzüme doğru eğdi ve hayatımın en güzel dokunuşunu bahşetti bana. Kerem Aktürkoğlu dudağımın kenarına minik bir öpücük kondurdu.

İçimi titreten bu hareketten sonra gözyaşlarım yeniden bana ihanet etmiş ve süzülmeye başlamıştı yanaklarıma. Öptüğü yere her dokunan damlada yanıyordu orası adeta, içim gibi.

Çok şey düşündüm söylemek için o arada. Kaç kere 'seni seviyorum' demeyi geçirdim zihnimden. Ama dudaklarımdan tek bir cümle kaçtı.

"Rimelimi iyi ki suda akmayanlardan almışım."

Merkür Retrosu | Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin