"Hep uzağımda mı kalacaksın? Eğer öyle daha yakın olacaksam sana kalayım, kalabilirim" dedi Adam buruk bir tebessümle.
"Bırak artık, ben seni sevmiyorum işte" diye karşılık vermişti Kadın.
"İnsan nefes almayı nasıl bırakır ki?" diye bağırdı mahallen...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Benim dünyam sen olmuşsun var mı daha ötesi sence?" diye mırıldanırken uzattığı elini saçlarına dokunduracaktı ki Zehra birkaçadım geri gitti.
Serdar "Ama o adam adı neydi?" diye sorarken amacı geç kadının tepkilerini ölçmekti. Onu iki akşamönce istemeye gelen Giray denen adamı isteyip istemediğini anlamaya çalışıyordu. Kendi sorduğu soruyu kendi cevapladı.
"Giray... Onu istiyor musun peki? Bana demediğin eveti başkalarının avuçlarına mı bırakacaksın Zehra?"
Zehra "Kim bilir" diye mırıldanırken yüzünüalaycı bir gülümseme kaplamıştı.
"O adamı dünyadan silerim Zehra"
Zehra hiddetle "Sen kendini ne sanıyorsun ya? Sen kimsin? Sana ne be adam sana ne? İstediğime evet derim istediğimle evlenirim, sen kimsin?" derken yere düşen çantasını alıp ona uzatmıştı Serdar.
"Sen bana evet diyene kadar beklerim... Ömrümün sonuna kadar sürse bile beklerim ama bir başkasına evet demeni kaldıramam"
"O evetin kapıları sana kapalı"
Serdar "Ben beklerim... Bekledim... Yine beklerim" diye seslenirken Zehra çoktan çantasını da alıp sokağın köşesinden dönmüştü bile.
Zehra bir denizdi Serdar da o denizde hayatta kalmaya çalışan bir gemi kaptanıydı. Zehra'yı antikacıda gördüğü o andan beri içinedüşenyangınla savaşıyordu. Aşk... Onu bir çift kara göze esir etmişti.
O gözlerde ona karşı herhangi bir duygu yoktu. İkisenedirpeşinde koşuyordu ama gençkadınınduygularıhiç değişmemişti ki. Ama değişme ihtimalini, değişeceğigünü bir köşedebeklemekten de vazgeçmemişti.