•25 haziran 2010 / İzmirHeyecanla abimi yakalamaya çalışıyordum, onu yakalamak o kadar zordu ki ne kadar hızlı koşarsam koşayım bir türlü yakalayamıyordum.
"Mahperi! Kızım yolda koşmayın, arabalar geçiyor." bize bağıran anneme baktım. Panikle, bana ve abime bakıyordu.
Koştuğum yerde duraksayıp derin nefesler alıp vermeye başladım. "Bir şey olmaz anne!" diye bağırdıktan sonra tekrar abimi yakalamak için koşmaya başladım.
"Mahperi, çok yavaşsın. Beni yakalayamazsın!" diye bağıran abimde nefes nefeseydi. İnatla omuz silkip koşmaya başladım "Yakalayacağım, görürsün sen!"
"Mahperi, bugün doğum günün." dedi abim heyecanla bana bakarken. Ona biraz daha yaklaştığımda sevinçten zıplamaya başladım. "Doğru! Bugün benim doğum günüm, on iki yaşına gireceğim." diyerek parmaklarımla abime on iki sayısını göstermeye çalışıyordum.
Gözlerim abime heyecanla bakarken, babamın pasta getireceği aklıma geldi. Midem iştahla guruldarken dudaklarımı yalamıştım, akşam kesinlikle doğum günümü kutlayacaklardı. "Abi, babam pasta almış mıdır?" dedim heyecan içersinde.
"Almıştır tabi ya, babam ne zaman doğum günlerimizi geciktirdi ki?" dediğinde güldüm. "Evet." dedikten sonra aklıma gelen hayallerle gülümsemeye başladım. Durduğum yerde yatıp üzerimin kirlenmesine izin verdim.
Ellerimi çenemin altına yerleştirerek hayal kurmaya devam ettim. Arka sokaktaki çocuk yanıma geldiğinde dil çıkarmıştı, kaşlarımı çatıp bacağını cimciklediğimde acıyla bağırdı. "Ahh! Niye cimcikliyorsun deli?!"
"Bana niye dil çıkarıyorsun sen?!" derken yerden kalkıp ellerimi belime yerleştirmiştim. "Çünkü seninle evlenmeyeceğim, benim sevdiğim var." diye alayla yüzüme bağırdığında gözlerimin doluluğuyla geriye çekildim.
"Ama ben seninle evleneceğim işte! Babama söyledim tamam mı? Seni istemeye gelicekmişiz." dediğimde kollarını bağladı.
"Şapşal! Erkeklerin istendiğini ne zaman duydun? Kızlar istenir. Hem, Halil amca sana yalan söylemiş, seni kandırmış." dedi dalga geçerek. Bir yandan bana bunları söylerken, dudağı kıvrılıyor kendini gülmemek için zorluyordu.
"Hiçte bile! Seni istemeye geldiğimizde görürsün." dedim omuz silkerek. "Sen benden küçüksün, ben senin abin yaşındayım. Bana abi demen lazım." dedi ve gülerek koşmaya başladı.
''Ben küçük değilim, bugün benim doğum günüm duydun mu? On iki yaşıma giriyorum, beş sene sonra sana kaçacağım göreceksin sen.'' bağırtım kulaklarına ulaştığında, bana bakmak için omzunun üstünden başını çevirdi.
''Sen küçük değilsin öyle mi? Güldürme beni ufaklık, hâlâ bez bebeklerle oynuyorsun.'' kahkahalar atarak benimle uğraşmaya devam etti, yarım ağız bir şekilde ona baktım. Sinirle kaşlarımı çattım, baş parmağımı ona salladım.
''Oynamıyorum, yalancı!'' diye cırladım, halbuki oynuyordum.
Bu sefer abimde ona ortak olup gülmeye başladığında, ikisini dövmek için kollarımı sıvadım. "Şimdi bittiniz siz!" bağırtım tüm sokağı inletirken, önce benimle dalga geçen çocuğun sırtına atladım, yani abimin arkadaşına. Ardından hiç acımadan kafasını ısırmaya başladım.
"Aaah! Anne, yardım et." her yeri ısırık izi olurken birde dil çıkarmış tamamen ona gıcıklık yapmıştım. Abimin kıçına sertçe vurduğum anda bağırmıştı, inat değil miydi işte? Onlar benimle dalga geçerdide, ben onları dövemez miydim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığımdaki adam | TAŞINDI
Teen Fictionİki bebek ağlama sesi geldi, iki farklı kadının acı dolu bağırışları hastaneyi değil tüm mardini inletiyordu. Bir kadın ağrıyla soluklanırken, diğer kadın son nefesini verdi. İki farklı yürek aynı hastanenin içinde, farklı acılarla savaşıyordu. Kar...