Sarah kediyi kucağına aldı ve "Hadi, biraz şuradaki banklarda oturalım da şu minik arkadaşımızı sevelim." dedi. Kabul ettik ve geçtik. Sarah kediyi kucağına oturttu ve sevmeye başladı. Yanımda oturan Ezel "Kediye bak, ne kadar sevimli..." diye fısıldadı. Ben de "Aynen ya, kediler çok güzel hayvanlar. Şunun tüylerine bak..." dedim. Ezel güldü ve "Yok lan, tüysüz olanı diyorum." dedi. "Eh, o da iyi. O değil, Kate beni fena meraklandırıyor." dedim. "Hadi ya?" dedi Ezel. Sarah'nın kucağındaki kediye baktım, sonra tekrar Ezel'e döndüm ve "Sabah uyandığımda yanımda olması gerekirken yoktu. Başucuma not bırakmış. Hatta not yanımda." deyip not kağıdını çıkarttım. Kağıdı aldı ve okumaya başladı. Bitirince "Görüşmeyelim diyorsa görüşmememiz gerekebilir." dedi.
"Ezel sen kafayı mı yedin? Şu gördüğün -sen de dahil- dört insanın müzik hayatı Kate'e bağlı!" diye bağırdım. Jackson "Kate'i bulabilecek miyiz?" diye sordu. Sarah bizi tınlamadı, kediyi seviyordu. Kedi ayağa kalktı, Sarah'nın kucağından banka indi ve Sarah'nın beline kafa attı. Kalkıp bir sigara yaktım ve "Ben çevrede yürüyor olacağım. Telefonum yanımda, bir şey olursa ararsınız." dedim. Jackson "Mikey, bekle!" dedi. "Efendim Jax?" dedim. Sinirli bir şekilde "Adım Jackson. Kısaltma sevmediğimi biliyorsun." dedi. "Özür dilerim Jackson." dedim. "Bir daha yapmazsan sevinirim." dedi. "Tamam Jackson, bir daha olmaz." derken hafiften sesimi yükselttim. Jackson "Mikey..." dedi. Ezel "Gençler, iyi misiniz?" dedi.
Sarah nihayet kediden başını kaldırdı ve "Tartışırsanız bu grubun geleceğini çöpten çıkaramayız." dedi. Kedi Sarah'nın üstte olan sol bacağına (bacak bacak üstüne atmıştı) kafa attı. Sarah oralı olmayınca ön patilerini sol bacağının üzerine koydu, sonra kafasını oraya sürtmeye başladı. Sarah "Siz aranızdaki sorunu hakkaniyetle çözene kadar ben bu kediyle uğraşacağım. *kediyi göz hizasına kaldırdı* Değil mi kedicik? Değil mi güzel şey?" dedi ve kediyle oynamaya başladı. Jackson fısıldayarak "Nolur bir sigara ver bana, ölüyorum sinirden." dedi. Sigaramı yere attım ve "Ezel, Jackson ile markete gideceğiz de, Sarah'ya göz kulak olur musun?" dedim. Ezel "Tabii ki. Geç kalmayın yalnız..." dedi ve göz kırptı. Ben de ona göz kırptım ve yürümeye başladık. Bu göz kırpma bir iş çevirme durumunda kullanılan türden bir göz kırpmasıydı.
Sola sapınca Jackson'a son iki sigaramdan birini verdim ve sigaraları yaktım. Jackson "Çok teşekkür ederim Mikey. Bu ara Sarah'yı kırmak istemiyordum ama bana sigarayı bıraktırmaya çalışması beni zor bir duruma soktu." dedi. Suratındaki gülümsemenin fotoğrafını çeksem bir yarışmada ödül alabilirdim herhalde. "Önemli değil Jackson, ne demek? Bu zorlu durumda yardım en önemli şeydir." dedim gülerek. Telefonum çaldı. Arayan Sarah idi. Telefonu açtım ve "Evet Sarah?" dedim. "Marketten bir küçük paket kedi maması alabilir misin? Kedinin karnı aç." dedi. "Tamamdır." dedim ve telefonu kapattım. Jackson'a dönüp "Markete çabuk gitmeliyiz, Sarah kedi maması istedi." dedim. Sigarasını attı ve "Hadi o zaman, yürüyelim..." dedi. Ben de sigaramı attım ve markete doğru yürümeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kediler, Bagetler ve Camel İzmaritleri
RandomBu hikayeyi okumadan önce https://www.wattpad.com/story/44469812-lig%27deki-gen%C3%A7-bagetler bu hikayeyi okursanız hikayeyle daha iyi anlaşabilirsiniz :)