Viskileri aldık. Bir tane kalmıştı, onu da Sarah telefonunu kapayıp cebine koyduğunda aldı ve yanımıza geçti. Jackson "Arayan kimdi?" dedi. Sarah "Hiç ya, salağın biri. Beni işletmeye çalıştı da..." dedi. Muhabbet koyulaşırken genç bir kız geldi ve "Martın Axenrot! Üç yıldır sizin gibi bateri çalmaya çalışıyorum... Bir fotoğraf çekilebilir miyiz?" dedi. Axe (lakabı) şaşırdı. Joakim Svalberg İsveççe ve içinde Legolas geçen bir şeyler söyledi. Mikael biraz kızgın bir tonla "Burada İsveççe bilmeyen arkadaşlarımız var, onlara saygısızlık ediyorsun..." dedi.
Fotoğrafı çekildiler. Sonra otuzlu yaşlarında bir adam geldi. "Ne oluyor burada?" diye bağırdı. Kız "Abi?" dedi şaşkınlıkla. Adam "Sana konsere gitmemeni söylemiştim. Yürü, gidiyoruz!" diye bağırdı. Devreye girdim: "Dostum sakin ol, kız sadece sevdiği bir baterist ile fotoğraf çektirdi." "Sen karışma!" diye çıkıştı bana. Ezel beni kolumdan tuttu, yerime oturup viskimden bir yudum aldım. Mikael kalktı ve "Merhaba dostum. Biraz konuşmak ister misin?" dedi. Adam "Konuşacak bir şey yok. Kız kardeşime burada olmaması gerektiğini söylemiştim. O ise sözümü dinlemedi." dedi. Mikael "Tamam ama sen onun üzerine gidersen sağlıklı bir hareket yapmış olmazsın." dedi. Adam Mikael'in tişörtünün yakasını sıkarak "Senden tavsiye almak istediğimi söylemedim." diye bağırdı. Hepimiz ayağa kalktık. Adam bize baktı, tişörtü bıraktı ve kardeşini alıp "Gidiyoruz.." diyerek yürümeye koyuldu. Yürürken Dare'nin omzuna çarptı. Dare ile bakıştılar ve Dare "Burada sorun istemiyorum Malcolm..." diye tısladı.
Adı Malcolm olan tutucu kız abisi "Sen karışma. Benim sizlerle bir sorunum yok fakat sinirliyken bana bulaşmamanı öneririm." dedi. Dağhan geldi ve "Genç adam, kız kardeşini al ve git buradan. Kavga etmeyelim, sen de evine geç ve keyfine bak." dedi. Malcolm hızlı adımlarla yürümeye başladı. Dağhan ve Dare yanımıza geldi. Dare "Muhafazakar mahallenin gençleri..." dedi. Ezel "Annem orada büyümüştü. Tabii ki oraya uyum sağlayamadı. Babamla evlenmek için annesiyle babasının ölmesini bekledi. Evlendiklerinde arkasından çok dedikodu yapıldı. Oraya bir ziyarete gitmiştik. Evde 'Ah Kamuran, oğlun ne kadar yakışıklı olmuş...' gibi muhabbetlerle yağ çektiler bize. Bir ara tuvaleti ararken mutfağın oradan geçiyordum. Mutfakta annem hakkında 'Kamuran çok güzelleşmemiş mi?' 'Kız, var ya bu kadın bize taş çıkartacak, söyleyeyim.' gibi laflar ediliyordu. Gereksiz kıskançlık yani..." dedi.
Konuyu değiştirmek istedim. Mikael'e dönüp "Daha ne kadar buradasınız?" dedim. Saatine baktı ve "Saat üçte uçağımız var. Yani bir buçuk saat sonra." dedi. Sonra grubuna dönüp "Toparlanın gençler, daha otel odasından kıyafetlerimizi alacağız." diye bağırdı. Hepsi kalkıp bizimle vedalaştı ve gittiler. Dağhan ve Dare de bara döndüler. Dördümüz birbirimize baktık. Sarah "Eee? Ne yapıyoruz?" dedi. Jackson "Ben çok yorgunum. Eve geçeceğim." dedi. "Ben biraz barda takılmak istiyorum. Mümkünse sabah beni uyandırmayın." dedim. Ezel "Bir arkadaşa ihtiyacın var mı?" dedi. "Gerek yok, bardakiler beni tanıyor." dedim. Sarah "Lütfen ölmek istiyormuş gibi içme Mikey. Grubu yeni düzene soktuk zaten..." dedi. Sarah'ya bakıp "Ben çocuk değilim... Başımın çaresine bakmayı biliyorum." dedim. Ezel "Neyse, gel biz seni bara bırakalım. Kardeşlerle vedalaşıp oradan evlere geçeriz." dedi. Kabul ettim.
Barda bir masaya oturdum. Bir tekila söyleyip bir sigara yaktım. Tekila çereziyle geldi. Ağzıma bir fındık atıp tekiladan bir yudum aldım. Kate aklıma geldi. Bu kızı niye istediğim zaman yanımda bulamıyordum da ihtiyacım olduğu zaman buluyordum? Benimle nasıl bir oyun oynuyordu? Daha doğrusu bu oyunu niye oynuyordu? Tekiladan bir yudum daha alıp sigaramı söndürdüm ve ağzıma bir yer fıstığı attım. Bu sefer Sarah'nın kediyi sevişi geldi hafızama. Ezel'in "tüysüz kedi" dediği Sarah'nın o sevimli tüy yumağını iletişim kurar gibi sevmesi hayret edilesiydi bence. İkinci sigaramı yakarken bakış açımdaki bir cam dışarıdan atlayan bir kedi tarafından kırıldı. Kedi yere dört ayak üzerinde düşemedi. Ölmüştü. Bardaki birkaç müşteri hızla ayağa kalkarken Dağhan ve Dare yavaşça ayağa kalktı. Dare bıçağını almış olduğu elini masaya koydu. Dağhan da baltalara doğru yöneldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kediler, Bagetler ve Camel İzmaritleri
RastgeleBu hikayeyi okumadan önce https://www.wattpad.com/story/44469812-lig%27deki-gen%C3%A7-bagetler bu hikayeyi okursanız hikayeyle daha iyi anlaşabilirsiniz :)