3.Bölüm: Kuş Kafesi

5.2K 204 98
                                    

3. Bölüm Kuş Kafesi

Joep Beving - Nocturnal

"Kuş kafeste doğarsa, uçmanın bir hastalık olduğunu düşünür."
-Alejandro Jodorowsky.

__

Elimin titremesi geçmiş boş bakışlarla duvarda olan saate bakıyordum. Odaya geleli 20 dakika olmuştu.

Boş geçen 20 dakika.

Okumuştu, benimle birlikte öğrenmemişti. Bana söylememişti ama bakışlarından anlıyordum. Acıma bakışıydı bu. Suskun bir şekilde bana baktığını hissediyordum ama kafamı çeviremiyordum.

"Ne kadarım kaldı?" dedim hissiz sesimle. İçini çekerek, içine kaçan sesle "1 yıl." dedi.

1 yıl... Beni kaybetmeme 1 yıl kalmıştı. Koskoca bir yıl.

Şokta mıydım ben? Hareket edemiyordum sanki, beynim ben değilmiş gibi hissettiriyordu.

Ben şu an bu ânı yaşıyor muydum, bu bir rüya mıydı?

Bu yer, bu zaman, bu hissettiklerim gerçek miydi?

Evet gerçekti... ölüyordum. Her geçen dakika ölümüme yaklaşıyordu.

Ses duyuyordum ama cevap veremiyordum. Omzuma vuruyordu biri. Kim ki o?

Korkuyordum şu an, hareket edemiyordum, gözlerim bulanık görüyordu. Üşüyordum, titriyordum. Uzaktan gelen ses "Zeynep, beni duyuyor musun? Cevap ver bana." Sesi endişeliydi ve hiç bir şekilde cevap veremiyordum. Yanaklarımda acı hissediyordum.

"Zeynep, iyisin şu an, bir şey yok şoktasın sadece." Engin Bey'di bu.

Başımı yana çevirip hafifçe uzatmıştı beni.

Yanımda rüzgar hissettiğimde, gelen ses daha da uzaklaşmıştı.

"Sibel, acil bir şekilde odaya sakinleştirici iğne istiyorum! Çabuk ol!" Çok korkuyordum bu andan kurtulmak istiyordum.

Saçımda el hissettiğimde "Şşt burdayım sakin ol, birazdan geçecek Zeynep." dedi etki eden sesiyle. Biraz daha titremem geçmişti ama hala korkuyordum.

Saçımı okşayıp sessizce sakinleştirmeye çalışıyordu. Kapı bir anda sesli bir şekilde açıldığında sıçradım.

"Engin Bey istediğiniz." Az önce gelen kadının sesiydi bu. "İğneyi hazırla." Sol koluma dokunduğunda ceketimin kol kısmını yukarıya sıyırdı. Dirseğimden biraz yukarısına bir şeyler bağladığını hissettiğimde. "İğneyi ver." dedi. "Zeynep eğer beni duyuyorsan; sana şu an sakinleştirici yapıcağım tamam mı? Sakin ol, hiç bir şey yok. Bunu iyi olman için yapıyorum."

Kendimi zorladım ama cevap veremedim. Kolumda acı hissettim.

Benden nasıl sakin olmamı bekleyebiliyordu ki?

Az önce kendime söz vermiştim 'Güçlü olacağım' derken. Ben daha kendi verdiğim sözü tutamıyordum. Ben nasıl sakin olabilirdim?

Düşüncelerimi bölen bir şey vardı, düşünmemi engelliyordu. Vücudumu yavaş yavaş bir şey etkisi altına alıyordu.

Kendimi bırakmıştım, düşüncelerim artık yavaş yavaş kendini benden soyutluyordu.

Yaşam artık kendini benden yavaş yavaş soyutluyordu.

LAVİNİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin