İlk Okul Günüm

49 2 0
                                    

Sabah Los Angeles'ten aldığım, büyük kırmızı çalar saatimin sesiyle uyandım. Yavaşça kalktım. Aşağı banyoya inip elimi ve yüzümü temizce yıkadım. Daha sonra dişlerimi fırçalayıp, ağız suyuyla iyice parlattım. Koşarak yukarı çıktım. Babam çoktan işe gitmişti. Odama girip, dolabımdaki okul formalarımı giyindim. Koluma bilekliklerimi taktım. Daha sonra, parfümlerimin, dudak nemlendiricilerimin vs. olduğu çekmeceyi açtım. Ağız kokumu ağızımın her kenarına sıktım. Parfümümü sıkıp, hafifçe dudak nemlendiricimi sürdüm. Ders kitaplarımı, defterlerimi ve kalem kutumu çantama yerleştirdim. Çantamla beraber aşağıya indim. Çantamı kapının yanına bıraktım. Banyoya girdim. İlk günümde güzel görünmek istiyordum ve saçımı güzel bir şekle sokmak için yeterince vaktim vardı. Dikkatlice ve ince bir şekilde ''Balık Sırtı'' örgüsünü bitirdim. Artık hazırdım. Kapıya yöneldim. Kot ceketimi giyip, çantamı koluma taktım. Pembe spor ayakkabılarımı giydim ve kapıyı açtım. Okul fazla uzak değildi. Zamanım da vardı. Pastaneye uğrayabilirdim. Koşarak pastanenin önüne gittim. Kapıyı açtım, Eduard Amca geldiğimi görmemişti. '' Günaydın Eduard Amca!'' diye seslendim neşeyle. '' Günaydın Nina. Sanırım bugün okulun ilk günü?'' ''Evet, bugün ilk defa farklı bir yerde okula başlayacağım. Çok heyecanlıyım.'' '' Umarım her şey çok güzel olur. Çok hoş birisin, herkes ile iyi anlaşabilirsin. Heyecanlanmana gerek yok.'' dedi gülümseyerek. Ah! Tamamen unutmuşum, kurabiye alacaktım. '' Bir tane çikolatalı kurabiye alabilir miyim?'' dedim. Kurabiyeyi peçeteye sararak bana verdi. '' Teşekkürler. İyi işler!'' diyerek parayı bıraktım. Kapıya yöneldim. Tam açacağım an, '' Dur Nina. Bugün senin ilk günün. İzin verde bugünlük kurabiyen benden olsun.'' dedi Eduard Amca bana parayı uzatarak. '' Teşekkür ederim. Sen çok iyi birisin.'' dedim, uzattığı parayı aldım ve çıktım. Koşarak okulun yolunu tuttum, bir yandan da mis gibi kurabiyemi yiyordum.


. . .

En sonunda okula varabilmiştim. Üç metrelik dev kapıyı açtım. Okul binası çok büyük ve görkemliydi. White House'u andırıyordu. Büyük, düzenli ve temiz bahçesinde birçok ağaç ve banklar vardı. Yerlere modern taşlar dizilmişti. Herkes dışarıda olduğuna göre henüz zil çalmamıştı. Gösterişli kapısına doğru yürüyüp içeri girdim. Girişin yanında danışma vardı. Danışma masasının yanına gittim. orda görevli olduğunu zannetdiğim sarışın ve güzel bayana, '' Ben Nina Roberts. Yeni geldim. Müdüriyetin odası nerede acaba?'' diye sordum. ''' En son katta, koridorun sonundaki oda.'' dedi ama bilgisayara bir şeyler yazmaktan yüzüme bakmamıştı. '' Teşekkürler.'' deyip, merdivenden çıkmaya başladım. Merdivenleri beyaz mermerdendi ve mermer olmasına rağmen tertemizdi. En son kata sonunda ulaşmıştım. Koridorun en sonundaki odayı gördüm. Vay be, tıpkı filmlerdeki müdüriyet odası gibiydi. Koridorun en sonunda ve kocaman kapılıydı. Koridor geniş ve uzundu. Koşarak müdüriyet kapısının önüne gittim. Nefesimi ve kendimi kontrol ettikten sonra, kapıya iki kere tıklatıp içeri yavaşça girdim. Okul müdiremiz koltukta oturuyordu. Genç, esmer tenli, siyah saçlı, oldukça güzel ve şıktı. İçeri girdim ve kapıyı kapattım. ''Evet, nasıl yardımcı olabilirim?'' dedi. '' Ben Nina Roberts, Los Angeles'dan geliyorum. Kayıt olmuştum. Ama sınıfımı bilmiyorum.'' dedim. '' Peki. İstersen otur, uzun sürebilir.'' dedikten sonra yavaşça sandaliyeye oturdum. Bilgisayara hızlıca yazı yazıyor, bir yandan da kahvesini yudumluyordu. Zeki birine benziyordu. ''Adının Nina Roberts olduğunu söylemiştin değil mi?'' diye sordu. ''Evet.'' dedim. O bilgisayarda bir şeyler yazarken, zil çaldı. Birkaç dakika daha

bekledim. Bu arada çevreye bakındım. Oda gerçekten çok güzeldi. Pembe renkli, yapay bir orkide çok hoşuma gitti. Ben böyle düşünürken, birden düşüncelerimden müdiremizin sesiyle sıyrıldım, '' Evet Nina. Sonunda bulabildim. 9E sınıfındasın. Numaran 370. Sınıf rehber öğretmeniniz ise, Bayan Dubois. Bu arada ben sana kendimi tanıtmayı unutmuşum. Ben, Bayan Martinez. Memnun oldum.'' ''Bende.'' dedim. Sınıf rehber öğretmenimiz Bayan Dubois. Hmm... Bu soyad bana tanıdık geldi. Her neyse... Bayan Martinez, '' Sana bilgilerini bir kağıda yazıyım ki unutmayasın.'' dedi. Pembe bir kağıda hızlıca yazıp, bana uzattı. '' Teşekkürler.'' dedim. '' Hmm... Ders zili çalmış bile, hadi gel seni sınıfına götüreyim Nina.'' dedi. Ayağa kalktı, uzun ve zayıf biriydi. Kapıyı açtı, çıktık ve merdivenlerden inmeye başladık. 2 katın en sonundaki, sol tarafda olan sınıfın önünde durduk. Nefesimi kontrol ettim, evet hazırdım. Bayan Martinez, kapıyı açtı. Herkes ayağa kalktı ama sınıfta sadece 15 kişi vardı. Aslında ben daha çok olmasını bekliyordum. Sınıfa girdik. Bayan Martinez, '' Oturun çocuklar. Bu arada size yeni bir arkadaş getirdim; Nina Roberts. Kendisi daha önce Los Angeles'ta yaşamış. Haydi yeni arkadaşınıza merhaba deyin.'' dedi bana doğru gülümseyerek. Sınıf hep beraber '' Merhaba.'' dedi. Sınıf rehber öğretmenimiz, bana elini uzattı. '' Merhaba Nina. Ben Bayan Dubois. Sınıf rehber öğretmeniyim. Memnun oldum.'' dedi gülümseyerek. '' Bende.'' dedim tebessümle. Çok güzel ve cana yakın biriydi. Öğretmenimi sevmiştim. ''Kendine bir yer seç.'' dedi. En ön sıra boştu, çantamı koydum ve yerime geçtim. Yerimi sevmiştim, sınıfın her alanı görünüyordu. Yanımda sarışın, açık ela gözleri olan hoş bir kız oturuyordu. Bana doğru döndü ve,'' Merhaba Nina. Ben Natalie. Yani... Natalie David. Memnun oldum.'' ''Bende.'' dedim. İyi birine benziyordu. İlk ders güzel geçti, sınıf rehber öğretmenimiz Bayan Dubois ile tanıştık, okulumuzu tanıdık ve herkes sırasıyla adını söyleyip tanıştı. Derken, zil çaldı. Bende dışarıya çıkıp hava almak istedim. Çıktım biraz gezdim, daha sonra çardaklardan birine geçtim. Okulumu, öğretmenimi ve arkadaşlarımı sevmiştim. Umarım her şey her zaman böyle güzel olur. Mutlu olmayı çok severim, herkes gibi, her şey gibi. Bence herkes mutluluğu hak eder. Ben böyle, kendi kendime felsefe yaparken, sıra arkadaşım Natalie yanıma oturdu. ''Merhaba.'' dedi gülümseyerek. Tatlı bir kızdı, ben de ona gülümseyerek ''Merhaba.'' dedim. '' Derste pek tanışamamıştık. Los Angeles'ten mi geldin?''

Yeni GelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin