Bölüm 20 " Hayal kırıklığı"

1K 105 93
                                    

Diğer bölüme gelen çok az yorumlar için üzülmüş olabilirim, o yüzden bu bölümde çok yorum görmek istiyorum, elinizden geldiğinde bölüm hakkında yorumlarınızı yazarsanız çok çok sevinirim şimdiden teşekkürler 🥰😊😊

~iyi okumalar ~

****

-Jungkook'tan -

"sabahın köründe hazırlanmış nereye gidiyorsunuz acaba hemde bensiz " gözlerimi açtığım an gördüğüm tek sey karşımda jimin, hosoek, zedd thamos ve taehyung'un zırhlı kıyafetleri giyiyor oluşuydu, ve benimde bir piç oluşumdu.

"Bağışıklıkları kurtarmaya gidiyoruz hayatım" hosoek, intikamcı bir şekilde cevap verdiğinde sadece göz devirmekle yetinmiştim. Çünkü şuan bu dörtlüğü dövmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Ben piç miyim lan, bana niye haber vermiyorsunuz  beni niye kaldırmıyorsunuz sende gel diye, pis satıcılar "
Gözlerimi sinirden kapatıp bir kaç saniye dinlerdikten sonra, yanağıma değen yumuşacık el ile adeta içim titremişti, gözlerimi açıp yanaklarımı okşayan taehyung'a baktığımda, gülümseyerek bana bakıyordu.

"Bebeğim, seni tehlikeye atmak istemiyoruz hem sana burda ihtiyaçları olacak bu yüzden gelmesen daha iyi " taehyung konuşma yaptıktan sonra, yavaşça bana yaklaşıp dudağımın kenarını öpüp çekilmişti, ben ise olanları iki saniyede unuttup delirmek üzereydim.

"Biz gidelim isterseniz aşıkları baş başa bırakalım "

"Çok kritikti lan, biri bana bunu yapsaydı kendimi net yatakta bulurdum" jimin ve hoeokun kıkırdayışları kulaklarımı doldurduğunda, kendime yavas yavaş geliyordum, taehyung ise gülmeye devam eden ikiliyi neredeyse dövmek üzereydi.

"Beni öpe-"

"Hazır mısınız çocuklar" içeriye damlayan, lancy ile sözümü yarıda kesip, direk bakışlarımı baksa yöne çevirmiştim hâlâ ona güvenmiyordum, ama bir yandan da güvenmek istiyordum, paranoyak yapmışlardı beni, artık ne yapacağımı kestiremiyordum.

"Bende geliyorum, bensiz bir yere gitmenize asla izin vermem" herkes hazırlanıp, gidiyorken konuşmuştum, bensiz olmazdı, beni burda bırakamazlardı nasıl bu kadar çabuk güveniyorlardı onlara, ben burda tek kaldığımda başıma bir şey geleceğini düşünmüyorlar mıydı delirecektim resmen.

"Oğlum, harold tehlikeli artık seni koruyamayacağımı bildiği için sana zarar verir o yüzden seni tehlikeye atamam."

"Bir kere attın ya, bir daha atsan bir şey olmaz alışıksındır ne de olsa" dediklerinden sonra, gözlerinde ki anbean değişen üzüntüyü görmüştüm ama takmamıştım onu.

"Jungkook bu seferlik böyle olsun lütfen, dayanamam sana zarar gelmesine anla beni" taehyung yanıma doğru gelirken, durdurmuştum onu, neden anlamıyorlardı beni, başıma bir şey gelirse de umrumda bile olmazdı en azından burda içim içime yiyerek oturmaktansa orda savaşmayı binlerce kez tercih ederdim. Seçme hakkı bile tanimazdım kendime.

"Taehyung yeter, gidin isterseniz siz, nasıl olsa tek başıma da savaşmayı bilirim ben " arkadaşlarımın gözlerindeki korkuya şahit , olduğumda gülümseyerek yetinmiştim, bunu yapabileceğimi biliyorlardı, bilmeselerdi ayıp olurdu.

"Geliyorsun tamam ,ama eğer yanımdan bir saniye bile ayrılırsan seni asla affetmem jungkook bilmiş ol gidelim hadi" yüzümdeki gülümseme anbean artığında hoseok bana dil çıkarmıştı, bende ona göz kırpmıştım, hosoek'un ilk ve son hali arasında dağlar kadar fark vardı, ve ben her iki halini de çok seviyordum.

*****
"Beni dikkatlice dinleyin, ben içeriye girip onları halettiken sonra, ardında sizlerde içeriye girip bütün bağışıklıkları kurtaracaksınız ama kesinlikle hayatınızı tehlikeye atmak yok anlaşıldı mı.

51. Bölge // TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin