- Dumbledore ne derse desin ben sizin Amerika' dan geldiğinize inanmıyorum Granger. Bu yüzden benim yanımda otururken dikkatli davransan iyi olur. Çünkü eninde sonunda sakladığınız o önemli sır her neyse bunu çözeceğim.
////****////
Alaycı bir tavırla parmaklarını yüzüne dökülen gür saçlarının arasından geçirdi. Hermione' nin yanına geldiğinde duraklayarak gözlerinin içine baktı. " Sen de kendine fazla güvenme güzelim. Gelecek derste görüşeceğiz. " Bir ıslık tutturup okula yürümeye başlarken James sırıtan bir suratla peşindeydi. Hermione derin bir nefes alarak asasını tekrar çantasına koydu ve doğruldu. Severus ikiye ayrılmış kitabının parçalarını toplamakla meşguldü. İçgüdüsel olarak Hermione de ona yardım etmek için eğildi ama delikanlı " Senin yardımına ihtiyacım yok Granger ! Ne az önce vardı ne de şimdi var ! " diye gürleyince geriledi. Severus kitabının parçalarını ağacın dibine koyarak uzandı ve Hermione' yi kolundan yakalayarak kendine çekti. Birbirlerine yapışmış halde birkaç santim uzaklıktan bakışırken Severus dişlerinin arasından sordu.
- Şimdi söyle bana daha geçen hafta icat ettiğim, henüz kendimin bile kullanmadığım bir büyüyü nasıl bilebiliyorsunuz ?
**************************************
Ilık bahar rüzgarı Hermione' nin açık renkli saçlarından akarak Severus' un pırıl pırıl siyah saçlarını havalandırdı. Hermione' nin saçları Severus' un yanaklarını okşarken delikanlının saçları alnını ve yakışıklı yüzünü ortaya çıkaracak şekilde geriye doğru uçuşmuştu. Sakinleşen rüzgar sonrasında Severus' un bir zamanlar yağlı diye alay ettikleri ama aslında güçlü, kalın tellere sahip güzel saçları karışarak yüzüne döküldü ve Hermione elinin onları düzeltmek için kalktığını fark edince parmaklarını kapatıp sıkarak kendine engel oldu. Güçlü tutuşuyla ona yapışmıştı, genç bedeninden zencefil ve tanımlayamadığı baharat kokularından oluşan değişik, çekici bir koku geliyordu. Severus gibi iksire düşkün biri ancak böyle kokardı. Sinirle kapadığı dudaklarının biçimli çizgileri vardı. Gözleri sonunda gözleriyle buluştuğunda Hermione'nin nefesi kesildi. Severus Snape sanki ruhunu okumak ister gibi gözlerine bakıyordu. Belki de okuyordu...
- Konuş Granger bana garip garip bakmayı kes. Dilini yutmuş gibi görünüyorsun.
Genç kızı sarsarak kendine getirmeye çalıştı. Granger kızı onu kendine çektiğinden beri kapana kısılmış bir tavşan gibi davranıyordu. Kehribar rengi gözleri koyulaşarak irileşmiş, dudakları bir şeyleri bekler gibi aralanmıştı. Saçları yanaklarını okşadığında yumuşaklığı onu hayrete düşürmüştü. Yanaklarında ve minik burnundaki çiller bir an gözlerini aldı. Sorduğu soruya odaklanmaya çalışarak kaşlarını çatıp ciddileşti. " Benim bile henüz kullanmadığım bir büyüyü Potter nerden biliyor? Üstelik etkili olacağından emin bir şekilde kullanacaktı. " Hermione hayatını insanların yalanlarını yakalamaya adamış bu usta casusa bakarken kendi kendine o hala bir öğrencidiyordu. O senin tanıdığın Snape değil. Eğer yeterince inandırıcı olursan sana inanabilir. Yutkundu ve bakışlarını kaçırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Time Circle - Snape/Hermione
FanfictionZaman çemberi bir kere kırıldığında geçmiş ve gelecek bir daha asla aynı olmayacak... 2010 yılında yayınladığım ve sevilen bir Snamione hikayesi olan Time Circle hikayesini umarım severek okursunuz^^