Yağmurdan ıslanmış saçlarımı arkaya atarak etrafa baktım. Karanlık bir sokakta canlı olan bir tek ben varmışım gibiydi.Tepedeki sarı loş ışık daha da korkutucu yapmaktan başka bir şey yapmıyordu.
Gelen çığlık sesiyle İleriye doğru yavaş yavaş ilerlemeye başladım. İlerledikçe lambaların artığını bir süre sonra fark etmiştim. Biraz daha yürüdükten sonra yerde kanlar içinde yatan bir kız görmemle durdum. Yardım çağırmak için arkamı döndüğümde nemli duvar gitmeme engel olmuştu.
Arkamda ki haraketlilikle ilk önce yüzümü daha sonra bedenimi çevirdim.Fakat... Gördüğüm kişiler ' cem, gökdeniz, aiden ve devrim' den başkası değildi. Hepsinin elindeki bıçak ve yüzündeki sırıtış gittikçe korkunçlaşıyordu.
"Hadi ama ne zannetin gurubumuzun bir üyesi olmak mı? seni kullandığımızın farkında değilmisin? Soygundan sonra ki kendine bir bak" Cem bunları dedikten sonra yerde hareketsiz yatan kızı çevirdi. Ama... Ama bu bendim. Ağzımdan gelen kan boğazıma kadar gelmiş ve üstümdeki ceketle buluşmuştu.
Boğazımda ki baskıyla nefes alamamaya başladım. Sanki birisi boğazımı sıkıyormuş gibiydi. Dizlerim yere değmesiyle ölüm korkusu haraket etmeye başlamıştı. Birden duvar yumruklanmaya başladı. Bu yumruklanma deprem gibi etkisini gösteriyordu. Nefes almam daha da zorlaşırken tek yaptığım bedenimi Yere bırakmaktı.
"Hey iyimisin?" tanımadığım kızıl saçlı ve yeşil gözlü bir kız bana elini uzatmış bakarken tereddütle elini tuttum. Birden bana sarılmasıyla ne yapacağımı bilmeden iki elimi beline sardım. "Cidden sen Didarsın. Şu dövmeli adama inanmamıştım" dedikten sonra sırıttı. Kimdi bu kız?
Arkadaşlar biliyorum fazla kişi okumuyor ama bölüm +3Vote olursa gelicek ve yorum gelirse bölümler uzayacaktır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soygun Sonrası
Teen FictionHiç çaresiz kaldığınız zamanlar oldumu? Yada olsa ne olacak ki? Didarın çaresiz kalmadığı bir zaman yok. Fakat çaresine çözüm de bulamıyor. Belki hayatı birisi ile değişir.