Gözlerimi kapatıp derin bir nefes alarak açtığımda Ahmet gitmişti.
Ali paşa çağırmıştı onu. Olm benim bu Zamandan gitmem gerekiyor.
Peki Mehmeti ve Hüma Sultanı Murat ile birlikte gördüğümde neden rahatsız olmuş içim sıkılmıştı.
Sonuçta onun karısı çocuğu un annesi ve oğluydu.
Yok olmayacak böyle acilen bu Zamandan gitmem gerekiyor.
Yoksa çok kötü şeyler olacaktı. Fakat nasıl gidecektim onu bilmiyordum.
Derin nefes alıp Odanın içinde volta atıyordum.
Herkes uyumuştu. Benim uykum gelmiyordu. Biraz sonra Ahmet geldiğinde belki bana Ahmet yardım edebilirdi.
Ama ona söylesem bana inanmaz hatta belki dalga geçerdi.
Yanıma gelip oturduğunda gülümsüyordu belliki iyi Vakit geçirmişlerdi.
"Senin yüzün niye asık" dedi suratına bakarak omuz siktim.
"söyle neye canın sıkıldı?" dediğinde bir an acaba anlatsam mı diye düşündüm.
"yok bir şeyim" dedim ama o Hala ısrar ediyordu. Derin bir nefes aldım ve ona döndüm.
"anlatacaklarım şaka değil bende deli değilim bana inanır mısın" dediğimde hiç sorgulamadan başını salladı.
"güzel anlatıyorum o zaman" başımdan geçen her şeyi ona anlatığımda yüzünde affalamayı an be an şahit oldum.
"Dur bir dakika demek saraydaki o ışık hüzmesi senin yüzünden mi oldu yoksa" dediğinde anlamayarak ona baktığımda kendini silkeleyerek kendine gelerek Birden ayağa kalktı.
"kalk gidiyoruz" anlamayarak ona bakıyordum.
Nereye ve nasıl çıkacağız"dedim üstüne bir pelerin giyindikten sonra bana da bir tane pelerin Verdi.
"Galiba bize yardım edecek birini tanıyorum" dedi ses çıkarmadan haremden çıkarak koridorda yürüdüğümüzde Ahmet Birden beni çekerek duvarı arkasına saklandığımızda parmwğı ile Sus işareti yaptı.
"zekeriya" dedi kısık sesle. Bir kaç dakika birbirimize baktığımızda önce gözlerime sonra dudaklarıma baktı.
Kendine gelerek arkasına baktı ve bende bir kaç adım uzaklaştı.
Arka kapıdan Gizlice çıkarak duvarların Üstünden atlayarak Orman patikasından devam ederken yorulmuştum.
Ahmet elimi tutuyor çekiştiriyordu.
Ormanın derinliklerine geldiğimizde bir tahta klübe gördüm.
Bacasından duman çıkıyordu. O taraf a doğru giderek Ahmet kapıyı çaldığında bir kaç saniye sonra kapı kendiliğinde açıldığında tırsmadım desem yalan olurdu.
Ne oluyor amk
Ahmet elimi sıkıp içeri birlikte girdiğimizde evin içi örümcek ağları ve kuru kafalar ile doluyordu.
Tabi şöminenin Yanındaki cadı kazanın ve Mumlar acayip ürpermiştim.
Olm Harry Potter filminde miydim yoksa keloğlandaki cadı ın evinde mi?
Tabi eski pencerenin yanında oturan kafasında kapşon olan pelerinli bir gözü mavi diğer gözü yeşil olan teyzeyi saymasam.
Içim ürperdi Lan bizi nereye getirdin Ulan Ahmet.
"Ahmet ve hakan" dedi yaşlı teyze şaşkınlıkla ona bakıyordum.
"sira senin yardımına ihtiyacımız var" dediğinde kadın başını salladı.
"biliyorum hakanın eve dönmesi için geldiniz" dediğinde şaşkınlıktan çenem yere düşecekti.
"şaka mı Lan bu sen nerden biliyorsun teyze" dediğimde gözlerime öyle bir baktı ki ağzımı kapatmak zorunda kaldım.
"Kader ağı seni bu zamana atmış. Gelecekten geliyorsun" dedi sonra elini yuvarlak küreye koydu ve gözlerini kapattı.
Benim zamanım daki cakma falcılara benziyordu bu kadın ama o gerçekten bir falcıydı.
Bir Anne ve babamın ismini söylemediği kalmıştı.
Acaba Anne ve babam beni merak ediyorlar mıdır? Sorduğun soruya bak tabi ki etmiyorlardır kendi yeni çocuklarına bakıyorlardır.
"yaralısın. Ama bunu göstermiyorsun. Acını Saklaman en büyük erdemliğin." dedi sonra sustu sira falcı teyze.
"kılıç, ayna, mihrap, büyük göl ve Aşk" dedi Birden gözlerini açtığında korktum Lan bu ne korku filmi mi çekiyoruz.
"evine dönmek istiyorsan senin için seçilmiş bir erkek var onu kendine aşık etmen. Mihrap zamanı geldiğinde büyük gölde saraydaki ayna ve kılıcı yanına alacak mihrapta kendine aşık ettiğin kişi seni öptüğünde evine döneceksin" dediğinde şok olmuş bir şekilde kadın a bakıyordum.
Siktir Olm Kim bana aşık olur Lan.
"Peki bu kişiyi nasıl bulacağız" dedi Ahmet aklımda ki soruyu sordu.
Falcı teyze cebinden bir dört yapraklı yonca çıkartıp avucuma koydu.
"aşık etmen adama yaklaştığında bu yonca parlayacak" dediğinde Hala olanlar a inanamıyordum.
Ahmet falcı teyzeye teşekkür edip ayağa kalkarak kapıyı açıp çıktığında bende çıkacaktım ki kadın kolumu tutu.
Ona baktığımda bana bakıyordu.
"üzülme hakan senin zayıf noktan olduğu kadar en güçlü yerindir. Senin gibi bir çocuğu onlar kaybetti.aşık olduğun Adam senin ailen olacak mutlu olacsksınız" dediğinde burukça gülümsedim.
"teşekkür ederim" dedim klübeden çıkarak saraya doğru giderken avucumdaki goncaya bakıyordum.
Hadi bakalım nasıl bulup aşık edeceğim o adamı?
Bölüm nasıl bol yorum istiyorum kurguya yeni bir gidişat geldi bakalım ne olacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I DERUN - BXB
Teen Fiction| TAMAMLANDI | Okuldan nefret eden asosyal bir ünv. Genci hakan okulun geziye götürdüğü tarihi müzede gezerken II. Muratın parlak kılıcına dokunduğunda kendini tarihin tozlu sayfalarında bulur. Geçmişe gitmek mümkün müdür? Peki eşcinsel bir padişahı...