Yatağından hızla fırlayıp, terliklerini bile giymeden atölyesine koştu. Birkaç haftadır rüyasında birisini görüyordu, ama yüzü yoktu. Uzun saçları ve uzun zarif vücudu sadece görünüyordu. Bunları duyan kişi, Felix'in rüyasına girenin bir kadın olduğunu düşünebilirdi. Ama değildi. Onu tam göremese de erkek olduğunu bir şekilde biliyordu. Sonunda, yani uyanmadan, yataktan fırlamadan önce rüyasında tekrardan onu görmüştü.
Her şeyini görebilecek bir şekilde.
Kalın dudakları. Küçük olmayan, ama fazla büyükte olmayan uzun sivri burnu. Kendisinin ki gibi çekik ve kısık gözleri, sol gözünün altında ki ben. Her şeyini hatırlıyordu. Belki unutur diye direkt atölyesine koşmuştu Felix. O bir heykeltraştı. Ama bu güne kadar çoğunlukla elle tutulabilir, gözle istenildiği zaman görünebilir şeylerin heykelini yapmıştı.
Bu ilk olacaktı. Elle dokunamadığı, istediği zaman göremediği birisinin heykelini yapacaktı. Neden bu kadar taktı kendisi de emin değildi, ama rüyasında ki o kişi, Felix'i oldukça etkilemişti.
Atölyesine girdiği gibi önüne kağıt alıp üstü kapaöı en iyi şekilde çizmeye çalıştı. Vücudunu, saçlarını ve burnunu çizdikten sonra eli havada kaldı.
Hatırlamıyordu.
Sürekli rüyasına giren o meleğe benzer kişiyi hatırlamıyordu. Birden aklından uçup gitmişti. Çizdiği kısımlara bakıp hatırlamaya çalıştı. Hayır, hatırlamıyordu. Çenesini sıkıp deli gibi gözlerini pörtletti. Bir yandan da saçlarını çekiştiriyordu. Hep bu anı beklemesine rağmen, elinden bu şansı kaçırmıştı. Belki de bu şansı bir daha yakalayamayacaktı.
Gözlerini kağıda indirip hayal etti. Tam tutturamıyordu kişiyi. Ellerini saçından çekip kalemini eline aldı. Çizecekti. Ne olursa olsun onu çizecekti.
Hızla başka bir kağıt alıp vücudu aynı şekilde ona da geçirdi. Daha sonra diğer eklemeleri -göz, kulak, ağız ve elleri- yaptı. Bir onlar eksikti. Oluşturduğu esere baktı. Hiç benzememişti. İçinde ki eksikliği dolduramıyordu bu çizdiği. Kağıdın üzerine başka bir kağıt kayıp denedi.
Olmadı.
Bir daha, bir daha ve bir daha derken 10 kağıt harcamıştı. Bulamıyordu, bir türlü o kişinin tam yüz hatlarını bulamıyordu. Çıldırmak üzereydi. Başka bir kağıt çıkarıp kalemi tekrardan eline aldı. Güzelce çizmeye çalıştı. Olmadı. Kalemi ortadan ikiye ayırıp ayaklandı. Onu tekrar görmeliydi. Görmeliydi ki çizsin.
Hızla atölyesinden ayrılıp odasına gitti. Uyumalıydı ki onu görsün. Evet, uyumalıydı.
Hızla yatağa girip örtüyü omuzlarına çekip gözlerini kapattı. Ama uyuyamıyordu. Öyle kafasına takılmıştı ki uyutmuyordu onu. Yumruklarını dizlerine vurup ağırmasını sağladı.
"Uyu Felix! Uyu, uyu, uyu! Ne zamandır bu anı bekliyorsun! Uyu!"
Parmaklarını göz kapaklarına sertçe bastırdı. Gözleri ağırsa da çekmedi. Nefeslerini düzene sokmaya, rahatlamaya çalıştı. Bulanık suratlı bir vücudu düşündü. Parmaklarını gözlerinden çekip başının altına koydu. Uyumalıydı.
Derin nefes alıp verdi.
Ama ya rüyasına bir daha gitmezse? Onu, yüzünü bırak vücudunu bir daha göremezse?
Bağırıp kendine bir tokat attı. Olumsuz düşünmek istemiyordu.
Sinirle, bolca tokatla geçen 1 saatin sonunda artık uyumuştu. Onu görmek umuduyla.
Fazla uzun olmayacak
Umarım beğenirsiniz.
Neyse
Hadi eyw
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙈𝙚𝙧𝙪𝙚𝙢 Hyunlix
FanfictionTamamlandı. Sonsuz bir yalınlığın içinden Adını sesleniyorum Bana cevap verecek Nerede olursa "Benim güzel Meruem'im." Yine işsiz gibi fic yazdım amk