Hyunjin yatağa doğru yavaş adımlarla ilerleyince Felix ona ayak uydurdu. İkili bir savaş içerisindeymiş gibi birbirinin dudaklarını kendi dudaklarıyla eziyordu. İlk nefessiz kalan Felix olmuş ve dudaklarını ayırmıştı. İkili yatapın önünde duruyordu. Hyunjin'in eli Felix'in kıyafetine gitmiş, sabırsızca hızlıca bütün kıyafetlerini çıkarıp Felix'i çırılçıplak bırakmıştı. Hyunjin'in dudakları hemen Felix'in omuzlarını bulurken, Felix'in elleri Hyunjin'in sırtını bulmuş tıtnaklarını geçirmişti.
Felix Hyunjin kendisine hissettirdiği sıcaklık karşısında erimişti resmen.
Hyunjin ellerini Felix'in göğüs uçlarına koyup okşadı. Felix inlerken Hyunjin daha çok inlemesi için iki parmağı arasında sıkıştırdı. Felix kendisini önünde ki kendisiyle ilgilenen, bütün sıcaklığı, arzuyu ve şefkati kendisine veren Hyunjin'e bastırınca Hyunjin'in elleri aralarında kalmıştı.
Felix dudaklarını beyaz tane bastırıp birkaç saniye bekledi. Ardından ilk dilini daha sonra ise dişini beyaz tenle buluşturdu. Oldukça yavaş davranıyordu, Hyunjin'in kotkmasını istemiyordu. Zaten bu yüzden üstünlüğü onun almasına izin vermişti. Aslında Felix için alt ya da üst fark etmiyordu. Yine de bu güzel çocuğun surat ifadelerini merak ediyordu.
Felix penisinin kavranmasıyla başını beyaz omuza yaslayıp inledi. El yavaş hareketlerle okşayınca yutkundu.
"Deli oluyorsun değil mi bu yavaşlık karşısında?"
Felix başıyla onayladı.
"Bende deli oluyorum." Hyunjin omzuna yaslanmış çillinin kulağına güzel sesiyle konuşmuştu. "Yavaş olma benim güzel Meruem'im." konuşmayı bitirince kulağı ısırmıştı.
Felix bedenlerinin yerlerini değiştirip Hyunjin'in tam yatağın önünde olmasını sağladı. Hyunjin elini çekmişti. Uzun saçlıyı nazikçe omuzlarından yatağa oturttu ve bir dizini bacak arasına yerleştirip eğildi. Dudaklarını tekrar birleşti. Çok uzun sürmeden tekrar ıslak bir şekilde ayrılmış, daha sonra tekrar birleşmişti. Felix'in elleri uzun saçları bulurken, Hyunjin'in elleri iki yanında yatağa yaslıydı.
Felix saçını okşayıp dudaklarını ayırdı. Hyunjin'i bekletmeden güzelce üzerine eğilip yatağa yatırmıştı. Hyunjin'in bacakları yataktan sarkarken, elleri Felix'in tek eli tarafından başının üstünde hapsolmuştu. Felix boşta kalan elini Hyunjin'in baldırına koyup okşarken, bir yandan da göğüs ucunu dudaklarıyla eziyordu. Hyunjin yerinde kıvranıp inledi. Bu Felix'i daha da heyecanlandırdı.
Bu sefer eli bacağının iç tarafına gitti ve o kısmı hafiften sıktı. Dudakları hâlâ göğüs ucundayken alttan alttan Hyunjin'in yüz ifadesine baktı. Tek gözünü kapatmış bir şekilde, beyaz teninden gözüken yüzünde ki kızarıklığıyla kendisine bakıyordu. Felix sırıttı. Eli bu sefer penisine gitti ve okşadı. Hyunjin ellerini çekmeye çalışsa da Felix buna izin vermemiş, dudaklarını birleştirmişti.
Bu sefer orta parmağını deliğine yaklaştırıp o kısmı okşadı. Hyunjin'in beli yay gibi gerilirken kendisini ona bastırdı.
Hyunjin dudaklarını ayırarak 'Lütfen." dedi. "Lütfen beni doldur."
Felix'in yanakları kızarırken, Hyunjin'in ellerini bırakmış ve elleri tuttuğu eli göğüs ucuna giderken, diğer eli deliğine gitmişti. İlk parmağını içeriye yolladı, çok geçmeden diğer parmağını da. Makas hareketi yaparak o kısmı genişletmeye çalıştı. Bu sefer yeterli bulamamış olacak ki üçüncü parmağını da yollamıştı. Tek boşta kalan parmakları baş parmağı ve serçe parmağıydı artık. Hyunjin derince inleyip yüzünü buruşturdu. Bir eli alnında, ağzı hafif açık bir şekilde duruyordu.
"Parmakların yeter."
Felix parmaklarını çıkarınca Hyunjin yutkundu. Kendisini hazırlayıp parmaklarıyla deliği iki yana açıp, penisini içeriye itti. Felix daha yarısını içeriye sokmamışken Hyunjin mızmızlanmaya başlamıştı.
"Acıyor! Çıkar. Acıyor."
Felix eğilip iki eliyle Hyunjin'in yüzünü kavradı ve önündekinin sulanmış gözlerine bakarak gülümsedi.
"Alışacaksın.. Benim güzel Daphne'm."
Hyunjin'in yüzü hem mutluluk hemde şaşkınlıkla aydınlanırken Felix kendisini hepten içeriye sokup bu yüzü soldurmuştu. Hyunjin takma adını duyduğu için sevinmişti. İkili birbirlerine koymuşlardı bu isimleri.
"Çıkar! Yırtılacak gerçekten! Acıyor..."
Felix önünde yatan çocuğun dudaklarına birkaç öpücük bıraktıktan sonra hareketlendi. Hyunjin inleyip gözlerini kapattı. Böylece gözünde biriken yaşlar yanağından yatağa doğru akmıştı. Felix önünde ki çocuğun belini nazikçe okşayarak hareketlerini hızlandırdı. Hyunjin her çarpışında daha sesli inliyordu.
Biraz zaman sonra alışmış, daha fazlasını istemeye başlamıştı. Felix ise bir yandan hareket ediyor, bir yandan da Hyunjin'i çekiştiriyordu. Hyunjin'i ters çevirip kalçalarının iki yanından tuttu. Hareketleri daha da hızlanırken, sesler de çoğalıyordu. İkili terlemişti. Hyunjin'in saçları hem alnına yapışmış, hem de iki yanına dökülmüştü. Felix hâlâ içerisindeyken eğilip saçlarını geriye çekti.
"İyi hissediyor musun?"
Hyunjin ilk yutkunup başıyla onaylamış, daha sonra sesli cevaplamıştı.
"Çok iyi, çok iyi hissediyorum."
Hmmmmmm
Şimdi şöyle kardeşlerim ya da söylicek bir şeyim yok azgın birisi değilim bu arada tamam mı? Hah anlayın affrn.
Nası ilerliyorum bölüm hakkında ki düşünceleriniz neler?
Bu arada diğer bölüm smut devam etmicek haberiniz olsun bu kadardı
Neyse
Hadi eyw
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙈𝙚𝙧𝙪𝙚𝙢 Hyunlix
FanficTamamlandı. Sonsuz bir yalınlığın içinden Adını sesleniyorum Bana cevap verecek Nerede olursa "Benim güzel Meruem'im." Yine işsiz gibi fic yazdım amk