İlke
"Ne dediğinizin farkında mısınız siz? Böyle bir hata nasıl yapılabilir?" Babamın sesini duyunca olduğum yerde durdum. Henüz yeni açtığım odamın kapısını sessizce kapatıp oturma odasına ilerledim.
Eray ve Kutay'ın odasının önünden geçerken duyduğum kahkaha sesleri ile gülümsedim. Ülkü yine erkenden yanlarına gidip onlarla oyun oynamaya başlamıştı belli ki.
Aralık olan kapıya gelince durdum. "Sizin hata dediğiniz şey benim kızlarımın 17 yılı demek hanımefendi! Bu hata dediğiniz şey şimdi mi fark ediliyor? Belki kardeşleri vardı? Belki ablaları,abileri vardı da ayrı kaldılar? Sizin onları ayırmaya hakkınız var mı?" dedi Babam.
Ne?
"Tamam geleceğiz." dedi ve telefonu kapattı. İçeri girdim. Bir anda girdiğim için korktu. Beni görünce gergince gülümsedi. "Ne zaman geldin kızım?" dedi.
"Biraz önce geldim baba." dedim ve yanına gidip ona sarıldım. Her geldiğimde yaptığım gibi yanağına bir öpücük kondurup geri çekildim.
"Birisiyle mi konuşuyordun sen?" dedim. İç çekti ve "Evet... Akşam sizinle konuşacağım." dedi. Ona şüpheli bir bakış attım.
Kesinlikle ben ve Ülkü ile ilgili bir şey vardı. Ama babam konuşacağım dediyse konuşurdu. Akşamı beklemek daha iyiydi.
"Hadi ikizini ve kardeşlerini çağır. Birazdan anneniz gelecek." dedi. Basımı salladım ve salondan çıktım.
Eray ve Kutay'ın odasına gelince derin bir nefes verdim. Akşam olana kadar duyduğum şeyleri düşünmemek en iyisi olacaktı.
"En sevdiğiniz ablanız geldi!" diye bağırarak odaya girdim. Eray ve Kutay "İkinizi eşit seviyoruz!" derken Ülkü "Beni senden çok seviyorlar!" dedi.
Onların dediklerine güldüm. "Öyle olsun." dedim üçünün dediğine cevap olarak.
Yanlarına gittim ve miniklerin saçlarını karıştırdım. İkisi de bana pis pis bakarken "Babam çağırıyor. Birazdan annem gelecek." dedim.
Üçü de ayaklanırken miniklere döndüm. "Hadi iki takım olalım. Ben ve Ülkü ablanız bir takım. Siz bir takım. Babamın yanına ilk giden kazanır!" dedim.
Hevesle odadan çıkarlarken harekete geçen Ülkü'yü durdurdum. "Biraz önce babamı konuşurken duydum. Sanırım bizimle ilgili bir şey var. Akşam bizimle konuşacak." dedim.
"Konuyu biliyor musun?" dedi. "Sanırım bebekken karıştırılmışız." dedim.
"Ne!?" şokla bana bakarken "Hey! Yanlış anlamış da olabilirim. Akşam olunca öğreniriz." dedim.
"Babamı bulduk!" Kutay bağırırken "Aaa! Olamaz." dedim. Ülkü'ye döndüm.
"Eğer anladığım gibiyse bu bizi onlardan ayırmaz. Ne olursa olsun onlar bizim anne,babamız ve kardeşlerimiz." dedim.
Beni onayladı. "Hadi şimdi gidelim." dedim. Beraber odadan çıkarken düşünüyordum.
Belki kardeşleri vardı? Belki ablaları,abileri vardı da ayrı kaldılar?
Bu karıştırılma konusu doğru ise Eray ve Kutay'dan başka kardeşimiz olabilir miydi? Ya da belki de babamın dediği gibi ablamız,abimiz vardı.
Bu konu canımı sıkmıştı. Hayatımdan memnundum ama eğer kardeşim varsa onu tanımadan büyümüştüm. Belki beni koruyacak abilik yapacak kişiden ayrı kalmıştım?
Böyle bir hata nasıl yapılabilirdi ki!?
Salona geldiğimizde derin bir nefes verdim. Ülkü ile birlikte salona girdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİZLER' Ülkü&İlke
Roman pour AdolescentsMutlu bir ailenin kızlarıyken hayatlarının bir yalandan ibaret olduğunu öğrenen ikiz kız kardeşlerin hikayesi... » İlke ve Ülkü Boz'Kaya --- 📌 ©zeynoberfo | 2022