Kucağımda, kundaktaki kardeşim vardı. Etrafa sis hüküm sürüyordu. Neredeyse göz gözü görmüyordu. Huzursuz hissetmiştim kendimi. Kucağımdaki küçücük bir bebek ile ne yapacaktım?
Biraz pışpışlamış ve yürümeye devam etmiştim. Yer gök birbirine girmiş gibiydi. Adımımı atıyordum ama nereye attığımdan emin değildim.
Kendimi tatmin edene kadar yürümeye devam ettim. Kucağımdaki bebek ağlamaya başlayınca ise durmuştum.
Neden ağlıyorsun?
Cevabımı alamayacağımı bilsemde soruyu sormak istemiştim. Bir bebekten dile gelmesini tabii beklemiyordum.
Olduğum yerde durmuş ve bebeği sallamıştım. Sanki sis biraz daha inmiş gibiydi. Az ileride bir masa vardı.
Oraya doğru gitmiş ve bebeği bırakmıştım. Bırakır bırakmaz kollarımın ne kadar ağrıdığını ve hatta kramp girdiğini hissetmiştim. Küçük karıncalar sanki kolumu istila etmiş gibiydi.
Seninle ne yapacağım ben?
Sanki ondan yakındığımı hissetmiş gibi yeniden ağlamaya başlamıştı. Ne yapacağımı bilememiştim. Çaresizlik sarmıştı bedenimi. Yeniden bebeği kucağıma aldım ve sallamaya başladım.
Nihayetinde altı yaşında bir çocuktum. Nerden bilecektim ki bebek nasıl sakinleştirilir. Onun her feryatında kalbimden bir parça kopuyordu. Onu susturmak için komik yüz yapmaya çalışmıştım ama sadece susmuştu. Asla gülmemişti. Salak mı bu bakışı atıyordu.
Bir bebek nasıl böyle bir bakış yapabilir? Hayattan bezecek kadar yaşamadı bile! Ya da yaşadı mı? Belki de cindir?
Tamam tamam! Bana da saçma gelmişti zaten. Demek ki sen de akıllısın.
Kendimce kıkırdamıştım. Kollarım dinlendiği için yeniden bebeği kucağıma almıştım. Yürümeye devam ettim. Ne kadar da yorucuydu. Böyle yürüyüşlere nasıl katlanılırdı ki?
Bebek yeniden ağlamaya başladığında benim de ağlayasım gelmişti.
Lütfen... Yalvarırım sus!
Dudaklarım titremiş ve ağlamamak için direnmiştim. Omzumda bir el hissettiğimde ise korkmuştum. Hızla geri çekildim ve arkama baktım. Üstünde kahverengi tonlarında uzun bir pelerin vardı ve yüzünü kapatıyordu.
Buyrun?
Yardım.
Ağzının içinden konuşmuştu. Anlayamamış ve biraz yaklaşmıştım.
Dediğinizi anlayamadım?
Yardım etmemi ister misin?
Kucağımdaki bebek daha da ağlamaya başlamıştı. Burnu akmış ve her yeri sümük olmuştu. Arada bir öksürüyor ve bacakları ile tekme atmaya çalışıyordu.
Bebek. Çok ağlıyor. Bana ver ve onu susturayım.
Şuan bebeğin susması için canımı bile verirdim. Çünkü tiz sesi artık kulaklarımı yırtıyordu. Sanki tahtayı, uzun tırnaklı birisi cırmalıyor gibiydi.
Hiç düşünmeden vermiştim.
Çok teşekkür ederim.
Adam bebeği tutmuş ve hafif sallamıştı. Sonra ise durmuştu. Bana baktığını hissetmiştim.
Neden durdunuz? Bebek hâlâ ağlıyor.
Bakma.
Neden böyle bir şey istemişti? Belki de utanıyordu. Dışarıdan kaba ve soğuk gibi duruyor ama belki içinden çok yumuşak birisiydi.
Kafamı sallamış ve arkama dönmüştüm. Etraftaki sisin pembeye dönüştüğünü görmüştüm. Tatlı bir renkti. Ayaklarımla sisi dağıtmaya çalışmıştım. Kendimce bunu bir oyun olarak görmüş ve sisleri dağıtmaya devam etmiştim.
Bebeğin sesi kesildiğinde ise arkamı dönmüştüm. Yüzümdeki gülümseme anında solmuş ve kan akışım yolunu kaybetmişti.
S-sen ne yaptın!?
Kardeşimin boynu sarkıyor ve kanları yere damlıyordu.
Adam ise tek eli ile başını örten örtüyü kaldırmış ve yüzündeki psikopat bakışı göstermişti.
Bu sensin!
Bebeği yere atmıştı. Çığlık atmış ve kardeşimin yanına koşmuştum. Onu yerden almış ve sarılmıştım. Boğazından akan kanların üzerime bulaşmasını önemsememiştim.
HAYIR!
Ağlayan yüzümü adama yöneltmiştim. Tüm nefretimi kusmak istiyordum. Onu parçalamak istiyordum. Bunu kardeşime nasıl yapardı? Daha önemlisi küçük bir bebeğe? Hiç mi vicdanı yoktu.
Adam bana doğru yaklaşmıştı.
Gelme!
Yere çömelmiş ve elindeki bıçağı bana doğrultmuştu.
Yüzüme iyi bak.
Sarı saçları ve sarının koyu tonunda göz rengi vardı.
Bu yüz...
Elindeki bıçak ile havada, yüzünü çevreleyen bir daire çizmişti.
...senin gelecekte aynada göreceğin yüzün ta kendisi.
H-hayır..
Titrek bir şekilde ağlamaya devam etmiştim. Göz yaşlarımın ardı arkası kesilmiyordu.
Ve sen... sandığından daha masum değilsin.
Bıçağı hızlı bir şekilde göğsüme saplamıştı. Nefes alamadığımı hissetmiştim. Gözlerim kararmaya başladığında ise her şeyin son bulacağını anlamıştım.
•••
Bölüm Sonu
EVEETTT
İLK BÖLÜMÜN SONU HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?!!
Ve aslında bu benim rüyamdan bir alıntı. Yani kardeşimin boğazının kesilmesine kadar doğru. Bir de o masa ayrıntısı yok.
Büyük ihtimalle bu bitince yine aklıma konu gelir. Çok yaratıcı bir insan olduğum için NFLWBGKWBKFA
Bu arada Kuusuke 3 yaşındayken falan doğmuştu Kusuo ama 3 yaşındaki bir bebenin öyle bir rüya görmesini saçma bulduğum için 6 yaşında yaptım Kuusuke'yi. Aslında o bir bebeğe göre daha akilliydi ama olsun. Biraz daha gerçekçi olsun.Her neyse
vote verirseniz çok sevinirim
Bir de o güzel ellerinizden, parmaklarınızdan yorumlar görmeyi de çok isterim
Hadi eyw
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOSER/WİNNER
FanfictionBu yüze iyi bak. Çünkü bu yüz senin gelecekte aynada göreceğin yüz olacak. [HİKAYE KAPAĞI BANA AİTTİR!] #1 - Kusuo