İşte gidiyordu Emir. Yalnızdı ve bu tam fırsatıydı. Yıllardır ona olan hislerini içinde tutmuş, asla açılamamıştı. Onu hep uzaktan seyretmiş, hep hayal kurmuştu. Belki bir gün ona olan hislerini söyleyebilirse... Belki... Belki Emir de aynı şeyleri hissedebilirdi?
Aylin hayalleri bırakıp hemen saçını başını düzeltti. Kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Kendini sakinleştirmeye çalıştı. Emir'e açılamazsa bir daha ne zaman açılabilirdi kim bilir. Bir anlık cesaretle Emir'e doğru yürümeye başladı.
- Ş... şey... Emir !
Emir durdu. Kafasını yavaşça Aylin'e döndürdü. Zaten heyecanlı olan Aylin, Emir ona bakınca bayılacak gibi oldu. Nasıl bu kadar hoşlanabilmişti ondan? Bazen kendisi de şaşırıyordu.
- Evet?
Aylin birden kilitlendi. Ne diyeceğini unuttu. Kekelemeye ve elleriyle oynamaya başladı. Emir'in gözlerine bakamıyordu.
- M... Merhaba. Ş... şey b... ben bir şey söyleyecektim de.... Ne söyleyecektim ıııı. Şey ha şey ııııı şöyle ki... ben...
Kafasını kaldırıp Emir'e doğru baktığındaysa şok geçirdi. Emir'in 10 adım arkasında annesini gördü. Kızgın bakışlarla ona doğru geliyordu! Bu onun için büyük bir felaketti çünkü annesi bu konularda çok katıydı. Küçüklüğünden beri erkeklerin sahtekar olduğundan, asla kimseye güvenmemesi gerektiğinden, erkeklerin sadece üzüntüye yol açtığından ve onlarsız hayatın daha güzel olduğundan bahsedip durmuştu. Eğer Aylin'in birinden hoşlandığını duyarsa gerçekten kıyamet kopardı. Okul değiştirmesi bile gerekebilirdi. O zaman ne yapardı Aylin? Emir'siz, arkadaşları olmadan başka bir okulda ne yapardı?
Emir cevap bekliyordu ama annesi de adım adım yaklaşıyordu. Aylin paniğe kapıldı ki genelde paniğe kapılınca çok saçmalar, saçma şeyler yapardı. Aylin ne yapacağını düşünürken annesi yanlarına varmıştı bile.
- Aylin? Neler oluyor burda? Bu çocuk da kim?!
Aylin aklına ilk gelen şeyi söyledi, sonradan pişman olacağını bile bile. Emir'e döndü:
- Sen...! Sen ... Sapık ! Sen nasıl bir pisliksin ! Beni takip edip duruyorsun ! Bir daha beni takip edersen ... Edersen seni mahvederim!
Emir şoka girmişti. Yüz ifadelerinden o kadar belliydi ki.
- Ne ?! Ben mi?! Deli misin ben ne yaptım?! Az önce sen kendin g....
Aylin, Emir devamını getirmesin diye atladı.
- Aaaa bi de üste çıkıyor! Utanmaz ! Gel anne daha fazla durmayalım gidelim burdan.
Annesini hemen ordan uzaklaştırmalıydı. Annesinin koluna girdi ve hızlı adımlarla yürümeye başladı. Emir'e daha sonra her şeyi açıklayacaktı. Yani en azından öyle umuyordu. Rezil olmuştu. Aşkını itiraf edecekken çocuğu onun sapığı olmakla suçlamıştı!
- Kızım iyi misin, sana bir şey yapmadı dimi o pislik? Ah ben biliyorum onların huyunu, sana söylemiştim hepsi aynı. Ama aferin benim kızıma ne güzel ağzının payını verdi. Ne güzel yetiştirmişim....
Annesi konuşmaya devam ederken kafasını geriye doğru çevirdi Aylin. Emir'e bakarken içinden geçirdi: ' Rezil oldum.'
________________________________
- SEN ÇOCUĞA SAPIK MI DEDİN ?! AHAHAHAHAHA.....
Mine, Aylin'in omzuna vururken katıla katıla gülüyordu. Tülay da yerlere yatmıştı.
- AŞKINI İTİRAF EDECEKKEN AHHAHAAHAH SAPIK MI DEDİN?
Gülmekten karnı ağrıyor, Konuşamıyordu. Furkan ve Mert gülmemeye çalışıyor ama pek de başarılı olamıyorlardı.
- Şşşş herkes bize bakıyor gülmeyin artık nolur, rezil oldum diyorum size! Ühüüüü...
Aylin başını masaya vurup vurup sızlanıyordu. Kahve dükkanındaki müşteriler arada bir onlara bakıyordu. Bu kadar gülünecek ne var diye düşünüyorlardı muhtemelen, haklı olarak.
- Üzülme be Aylin....
Dedi Furkan, Aylin'in sırtını sıvazlayarak. Aylin'in böyle şevkat dolu sözlere, teselli edilmeye ihtiyacı vardı. Furkan'a, gözleri dolmuş bir şekilde 'beni biraz daha teselli et' dercesine bakıyordu.
- Üzülme Aylin, sana sapık olmayan birini buluruz....
Furkan bunu söylediği anda Mert ve ikisi zor tuttukları kahkahaları bırakıp patladılar. Kahkahalar havada uçuşurken Aylin önce kimi boğsa diye düşünüyordu. En sonunda kendisinde karar kıldı.
- Hata bende, neden anlattım ki?
________________________________
Ertesi gün Aylin çalan telefonuyla uyanıp yerinden zıpladı. Telefona zar zor uzandı. Daha rüyada gibiydi sanki, gözlerini bile açamıyordu.
- Alo?
- Hemen okulun itiraf sayfasına bak! Çabuk!
- Mine? Sen misin? Ne sayfası ne okulu nolmuş?
- Hemen !
Telefon kapandı. Zar zor gözlerini açtı. Telefonu sehpaya bırakıp leptopuna uzandı. Yatakta doğrulup leptopunu kucağına aldı. Esnerken şifresini girdi ve instagramı açtı. İnstagramının açılmasıyla gözlerinin kocaman açılması bir oldu. Ağzı açık kalmıştı. Eliyle ağzını kapatarak şok olmuş bir şekilde ekrana bakıyordu. Daha okul sayfasına bile girmeden ana sayfada ilk sırada gördüğü, binlerce yorum alan gönderinin açıklamasını okudu: "Okulun gözde öğrencilerinden Emir Çelik aslında iğrenç bir sapık! Okulun öğrencilerinden A.A. ile konuştuklarını bizzat duydum! Onu takip edip taciz ediyormuş!"
Aylin donakalmıştı. Boş boş etrafa bakıyordu: "Eyvah!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eyvah!
Literatura FemininaAylin, sadece ona aşkını itiraf etmek istemişti. İşler nasıl bu hale gelebilmişti?